|
Bilgilenme ve Şuurlanma
Bilginin bilgisizliğe dönüşmesi gibi ani bir reaksiyon yoktur. Bir şeyi biliyorsak, o şeyi öğrenmişsek, bunu yaşayarak da varlığımızla kanıtlamış oluyoruz, Bu sebeple de inkâr etmeniz mümkün değildir. Bilgilenmek için belli bir süreç geçirmekteyiz. Bu süreç içerisinde gördüğümüz gibi tecrübeler vardır, bu tecrübelerdeki yanılmaların bağlantıları vardır. Başka yanılgılarla bunları bağlamazsak, bütünsel bir görüş ve tecrübeden sonra ona bağlı konuları da düzeltmezsek, bu durumda onlar diğerlerini de bozacaktır.
İdraklenme ve şuurlanma, bir çiçeğin büyümesi gibi yavaş yavaş gerçekleşmez, bir anda ortaya çıkar. Farkında olmadığımız yani şuur düzeyimize aksetmeyen bu faaliyet, derin şuur dışımızda birikmiş olan bilgilerimiz...
| | | devamı... | |
|
|
Enerjimizi Kullanmayı Öğrenmek
Zihnimizden geçen her düşüncenin Allah katında bir talep olduğuna inanıyorum iyi şey ister güzel şeyler düşünürseniz cevabı aynen öyle gelir ama hep korku ve kuşkuyla yaşarsanız aynen bunları da çağırırsınız. Trafik kazasından korkan insanlar hep kazaya uğrarlar. Eğer siz korkuyla yola çıkar ve hep bunu beyninizde kurgulayıp etrafa negatif enerji yayarsanız mutlaka şoföre kaza yaptırırsınız ama arabayı siz kullanıyorsanız ve böyle korkularınız varsa eğer sakın araba kullanmayın... Çocuğuna aşırı korumalı ana ve babalarının çocuklarına hep bir şeyler olur yani biri bir taş atsa bile gelir sizin çocuğunuzun kafasını bulur o zaman siz şunu düşünürsünüz -onu kollayıp korumasam hep başına olumsuz şeyler geliyor- Neden acaba? Bu tıpkı...
| | | devamı... | |
|
|
İçsel Boşluk
Duygusal bir karışıklık içinde olmadan huzur içinde olmamızın anlamı, içimizde sessiz ve dingin bulunmaktır. Bu boşluğun dinginliği, içsel huzurun özüdür. Her hangi bir duygu tarafından ezildiğimiz her zaman kurtuluşumuz, bakış açımızdaki bir değişimdir. Geri adım atabildiğimizde ne olduğuna bakmaksızın içimizde daima var olan sessizliği ve dinginliği hissettiğimizde, duygularımızı gerçek seviyesine indirebiliriz. Hiçbir duygusal tepkinin dolduramayacağı içimizde hep varolan boşluğa sahip bulunduğumuzu unutmayalım. Duygusal bir tepki ile an'da varolduğumuzda ayrı bir...
| | | devamı... | |
|
|
Sevginin Getirdiği
Günlük yaşamımızda olaylar içindeki davranışlarımıza ve ruh hallerimize şöyle bir dikkat edelim. İstemeye istemeye, sevgisiz yaptığımız işlerden tam bir verim alamayız, ayrıca çabuk yoruluruz da. Oysa sevgiyle, hoşnut olarak, güle oynaya yaptığımız işler bizi yormaz, usandırmaz ve sıkıntı vermez. Sevgiyle başladığımız ve sevgiyle sürdürdüğümüz her şey ne olursa olsun, gelişip güzelleşmeye, serpilmeye açıktır. Meselâ sevgisiz büyüyen çocuklarla, sevgiyi tam ve doğru alarak büyüyen çocuklar arasındaki farkları bugün hepimiz biliyoruz. Geçenlerde TV'de bu konuyu içeren bir film oynadı.
| | | devamı... | |
|
|
|
|
AŞKIN GÜCÜ / WHAT DREAMS MAY COME
DVD Film
Filmin konusu ölümden sonra da devam eden bir aşk öyküsü. Ancak bu aşk öyküsünü anlatırken, bir takım spritüel gerçekler de izleyiciye farklı bir düşünme fırsatı yaratıyor.
Çocuklarımıza, eşimize olan sevgimiz bir noktadan sonra psikolojik rahatsızlık haline dönüşebilir ve bizi ruhsal açıdan, ölümden sonra bile devam eden acılara mahkum edebilir. Sevgi eğer, tevekkül ve teslimiyeti ortadan kaldırıyorsa artık sevgi olmaktan çıkar. Annie bunları yaşıyor.
| | | devamı... | |
|
|
HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI
Hissedişlerimizi Doğru Yönde Değerlendirebiliyor muyuz?
Bir cisim eğer farklı değerde güçlerle, farklı yönlere doğru çekiliyor veya itiliyorsa, o cisim bu güçlerin bileşkesinde hareket eder. İnsanın durumu da böyledir. Bir taraftan vicdanıyla gönlüyle bir çekime uğramakta, diğer taraftan toplumsal değerler, önyargılar, egosal hazlar ve narsist kültürün çekimine uğramakta ve bunların bileşkesinde sürüklenmektedir. Bu sürüklenme, bir nevi direksiyon hâkimiyetini kaybettiğimiz bir araçla virajlı bir yolda yokuş aşağı inmeğe benzer ve ruhsal değerler açısından, dünyada yaşamak fırsatını boşa harcamış olmak gibi tehlikeler içerir. Aynı fizik yasasını esas alırsak...
| | | devamı... | |
|
|
Stephen Hawking’den
Stephen Hawking, kuantum fiziği ve kara deliklerle ilgili iddialarıyla, bugün yaşayan bilim adamları arasında dünyada en çok tanınan isimdir. Karmaşık önermeleri günlük yaşamdan çekip aldığı analojilerle resmetme becerisi kitaplarının büyük ilgi görmesini sağladı. Bilim kitabı olduğu kadar bilim-kurgu romanı olarak da okunabilen kitapları 40 dile çevrildi. Onun bazı deyişlerini sunuyoruz.
“Dünyayı birkaç kere yok edebilecek bir atom gücüne sahipken...
| | | devamı... | |
|
|
Yaşadığımız Hayat
Toplumumuzun yaygın bir hastalığı “Desinler!” diye yaşamaktır. Hani bir şey yapmak istediğinizde “El âlem ne der?” mantığının yaşama geçirilmiş şeklidir bu. Peki, ne yapalım da ne desinler? Zengin desinler, güzel desinler, hayırsever desinler, iyi insan desinler, popüler desinler, karizmatik desinler... Desinler tarzı yaşamak, kendi değerlerimizin dışında, bizim dışımızda farklı birini yaşamaktır. Rol yapmaktır bir bakıma. En büyük servetimizi, yani hayatımızı, kendimiz ve değerlerimiz için değil; başkaları için yaşamaktır.
Desinler’in bir de karşı tarafı vardır: “Demesinler!” Tahmin edebileceğiniz gibi olumsuz özelliklerimizin başkaları tarafından keşfedilmemesi(!) isteğidir bu. Başkaları bize mutlaka bir şey... | | | devamı... | |
|
|