|
Anlam ve Amaç Bağlantısı
Şuurun mevcudiyeti daimî ve evrensel olduğu için ona bağlı görünümler olan Enerji ve Hayat Gücü de aynı niteliktedir. Madem ki anlam kazandıran ve amacı oluşturan Şuur'dur, öyleyse kendi yaşamımızdaki anlam ve amaç evreninki ile bağlantılıdır. Yalnız ve kendi haline bırakılmış başıboş bir varlık değiliz. Ümitle dua etmek, hakikati aramak ve var olmak doğuştan bir haktır. Ancak bu hakkı üzerimizde görebilmemiz için, başlangıçta sadakatle, sonra da bilgiyle onu kendimize mâl etmemiz gerekir. Paul Brunton
(15/11/2006)
| | | |
|
|
Dostluklar ve Sevebilmek
Dostluklar ne güzeldir değil mi? Onlarla beraber olduğumuzda içlerimiz bir sevinç yaşar, bizi mutlu eder. İçsel gücümüzü, sevgimizle buluruz. Hele bir de sevgimizi sürekli hale getirmemiz, bize gerçek dost anlamını tattırır.
Sevebilmek de bir yoğun istekle olur. Sevmeyi gerçek anlamda başaranlar, gönülden bakmasını bilenlerdir. Onlar, bu işin akıl ve mantıkla olamayacağını bilirler. Bu yüzden de sevmenin bir içsel coşku ile akışa geçtiğine tanıktırlar.
Gönüllerimizin temizliği kadar bilgilerimizin de yönü çok önemlidir. Gönül dostlarının sağlam dostluklar içinde bulunma nedeni, birbirlerine gönül gözleriyle bakabilmelerindendir. Dileriz bütün insanların yüzlerinden dostluk sevinci eksik olmasın. (26/10/2006) | | | |
|
|
Mevlâna'dan
"Benimle senin aranda ne Ben ne de Sen vardır." "O, ne yukarlarda ne de aşağılarda, ne içimizde ne de dışımızda bulunur. O, iyiliğin ve de kötülüğün ötesindedir. O, ne imansızlığın ne de imanın bulunduğu bir yerde; bir yerin bile bulunmadığı bir yerdedir. Dünyada Sen'den başka hiçbir şey yoktur... Kendinden başka hiçbir şey arama... Bulmaya çalıştığın da, Sen'dir."
I.M.Panayotopulos
(14/10/2006)
| | | |
|
|
Doğa ve Varlıklar
Sebep sonuç bağlantısıyla birleşen olaylar, bir çeşit ağ meydana getirmektedir. Her olay bir doğa yasasının belirlediği oluşumdur. Ancak doğa yasalarının harekete geçirilmesiyle bir olay meydana çıkabilir. O halde harekete geçiren gücün mecburiyeti zorunludur. Doğa yasalarını belli bir amaçla harekete geçiren şuurlu bir müessiriyet, böyle bir güç kaynağı oluşturmaktadır. Dolayısiyle olaylar varlıkların eseridir. Burada karşımıza, en ilkel canlıdan insana ve onunda ötesinde idareci sistem varlıklarına kadar uzanan bir müessiriyetler zinciri ve hiyerarşisi çıkacaktır. | | | devamı... | |
|
|
|
|
Enerji Santrallerimiz: Duygularımız
Sevgi enerjisinin varlığı kendini mutluluk ve sevinçle belli eder. Sevgi enerjisi, gelişmek, bütündeki yerimizi almak için gerekli gücü, frekansı ve bunların devamlılığını sağlar; hem de biz hiç farkına varmadan.
Sevgi enerjisini yaşamamız veya yaşamamamız tamamen duygularımıza tabidir. Yüksek duygular sevgi enerjisi üretir. Egosal duygular ise enerjimizi tüketir. Neden bazı kişilerle beraberken yoruluruz?Çünkü güç bela üretebildiğimiz, bizi ancak ayakta tutan enerjiyi, egosal duygular taşıyan biri bizden kendisi de bilmeden çalmıştır.
| | | devamı... | |
|
|
Gerçek Bir Yağmurdur Sevgi Onun Irmağı
Gerçek devamlı olarak her yere yağan bir yağmur gibidir. Aynı şeyi hayır, sevgi, tebliğ ve başka nimetler için de söyleyebiliriz. Ancak bazı zamanlarda, bazı yerlerde daha yoğun ve çok özel yağabileceğini biliyoruz. Tabiat olayları ve mevsimler varoluşun yasalarını anlamak için güzel örneklerdir. Irmağın sürekliliği sevginin bir özelliği değil mi? Dünyanın bu kadar hoş olmasında tabiatın yeri ne kadar önemli. Ona yakın olmak başlı başına bir temizlik. O güzelliği her defasında şaşırarak hayran kalmak bir ibadet, tabiat örtüsü bir büyük seccade!. | | | devamı... | |
|
|
|
Dağdaki Vaaz
İnsanın bir hiç olduğunu görme noktasına gelebilmesi, çok büyük çaplı bir hazırlık çalışması gerektirir ve tüm bu çalışmalar, tıpkı müritlerin dağa çıkması, tüm yorum ve tahlillerin zirveye tırmanılana kadar başlamaması durumunda olduğu gibi, önceden tahmin edilen şeylerdir. Dağa çıkmanın ilk göstergesi, insanın kendi hiçliğini tanımasıdır; her şey bu noktadan sonra başlar. İnsan bir şeye sahip olma -korunması gereken bir şeye, ruhsal bir servete sahip olma- illüzyonunun tutsağı olmaya devam ettiği sürece, hiçbir şeye başlayamaz.
| | | devamı... | |
|
|