|
Farklılıkların Amacı
İnsanlar değişik maddî ve kültürel ortamlarda ve farklı zekâ yapılarındadır. Farklı imkânlar ve zekâ şartlarındaki bütün nüansları analiz edecek güçte olduğumuzu söylemek had bilmezlik olur.
Maddî seviyesi yüksek ortamlarda hayatını sürdüren ve zekâ katsayısı da yüksek olan insanların yanında yoksul ortamlarda, vasat hatta altında zekâ seviyesinde yaşayan insanlar var. Bu durumun gayet adilâne ve varlığın ihtiyaçları ile alâkalı olduğunu biliyoruz. Ama konuyu bir kere de zekâ olgusu çevresinde dönerek bakalım.
| | | devamı... | |
|
|
Sevdiğini Merak Etmek
Bir şeyin başarılmasının altında önce merak, sonra merak edilen şeye sevgi duyulması gerektiği vardır. Sevgi yaşamın kaynağı, sevgi başarının sırrı, sevgi olmanın ya da oldurmanın sırrı.
İnsan gerçekten elde etmek veya başarmak istediği bir şeyi sevgi ile istiyor mu? Ya da biz, bizim için en doğru şeyin ne olduğunun farkında mıyız? Bizden elde etmemizi istedikleri şeyler, gerçekten bizim de istediğimiz şeyler midir? Acaba bulunduğumuz durum, edindiğimiz meslek ya da bugün geldiğimiz düşünce bir tesadüf müdür?Yoksa ilgi alanlarımızınn nedenini sorgulayan ve merrak duyan ...
| | | devamı... | |
|
|
Çocuk-Ebeveyn İlişkisinde Empatinin Önemi
Empati kuramamayı bir iletişim eksikliği olarak görürsek, b u becerinin yokluğu eşler ve aile içinde olduğu kadar çocuklar ile ebeveynler arasında da kendini hissettirmektedir. Modernizmin getirdiği yoğun hayat temposu ile artan stres, sıkıntı, bunalım ve depresyonlar karşısında, sarsılmayan empatik becerinin gelişmişliği ile çok yakından ilgilidir. Çocuk-Ebeveyn ilişkisinde empatiyi yakalamak için çocuk yanımızı hiç kaybetmemeliyiz. Çocuk ruhunu anlamak için çocuk dili ile konuşmayı bilmek gerekir.
| | | devamı... | |
|
|
BİLİM, EİNSTEİN ve OSHO
Eminiz ki sitemizi izleyenler Osho'yu tanıyorlar. Osho 20.yüzyılın en tanınmış mistiklerinden biri ve Sunday Ti mes'a göre bin önemli kişisinden biri. Bizce O, bu bin kişinin ilk 100'ü içinde olmalı.
Osho'nun bütün çalışmalarına derinlemesine işlemiş olan vizyon hem Doğu'nun sonsuz bilgeliğini, hem de Batı bilim ve teknolojisinin en yüksek potansiyelini kavrar. Onun bilim ve Einstein hakkındaki kısa bir görüşünü sizlerle paylaşmak istedik.
| | | devamı... | |
|
|
|
|
Gönül Gözüyle Görmek
Kötü duyguların verdiği enerjiyle bilgilenmek sağlıklı ve uzun vadede mümkün değildir. Uzun vadede gerçek bilgilenme, bilginin içselleştirilmesiyle olur. Kötü duyguların itmesiyle hareket eden insan, bilgi ile iletişiminde özgür ve objektif olmadığı için bilginin temellerini kavrayamaz.
Gerçek bilgi, bilginin doğruluğuna inanmakla başlar. İnanç samimiyettir. Samimiyetse iyi duygular gerektirir. Kötü duygular içerisinde ve bir takım gizli hesapları olan, kendisine karşı samimî olmayan bir insanın bilginin temellerini arayıp bulması ve bilginin doğruluğunun gerekçelerine inanması olanaksızdır.
| | | devamı... | |
|
|
Beden Bir Araçtır
En etkin bir biçimde dönüştürmeyi dilediğiniz benliğin içindeki belirli noktalara odaklanmak için yarattığın ız bir gereç. Vücudunuzun tüm sistemleri tamamen bu dönüşüm için inşa edilmiştir. Çalışmanız sırasında sinir sistemine, bedenin otomatik fonksiyonlarına, kemik hücrelerine dek bunu göreceksiniz. Bedeninizin her parçasının bu dönüşümde kullanılan hassas ve güzel birer araç olduğunu anlayacaksınız. Bu bir hediyedir. Ne yazık ki pek çok insan bunu anlamaktan uzak.
| | | devamı... | |
|
|
Kanseri Nasıl Yendim?
Basından Karaciğerinde tümor tespit edilen Dr. İstemi Nebol kanseri yenmesini şöyle anlatıyor:
Hiç ilaç kullanmadan, meditasyon yoluyla hastalığı yendim. Geçen yıl eylül ayında kanser olduğum anlaşıldı. Ameliyat oldum ama başarısız geçti. Bunu normal bir hastalık gibi gördüm, hiç ilaç kullanmadan meditasyon yöntemiyle kendi kendimi iyileştirdim. Ben İstemi Nebol, 1944 yılında İzmir'de doğdum. 39 yıllık hekimim.
| | | devamı... | |
|
|
HAFTANIN SORUSU OKUYUCU YAZILARI
Bugün hissettiğimiz, içinde olduğumuz gerçeği nasıl izahlayabiliriz?
İnsanın içinde olduğu gerçek, onun varlığının tezahürüne en uygun maddi biçimde bir bedenle ve gelişimini en iyi sağlayabileceği bir ortamda bulundurulmasıdır. Bu iki ortam koşulu kendisine bağışlanmıştır; bunun tam idrakinde olmasa da. Bu bağışı hissedebilenler, hissettikleri ölçüde lütfun karşılığını verebilenlerdir. Onlar, (bir hafta önceki soruyla ilgili) sorumluluklarını farkedenlerdir. Varlığın bu Dünya'da bu şekliyle bulunuşu, onun "İnsan" kılınmasıdır. Bir anlamda, soyutluktan somut hale...
| | | devamı... | |
|
|