TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 2 Mayıs 2024 Perşembe

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI

 

 

Yeni Bilinçte Şükür ve Dua Nasıl Olmalıdır? 

 

 

Dua bireyseldir. Her din kendine göre duayı şekil, usul ve kaideler çerçevesinde genelleştirmiş, kurallarına bağlamış olsa dahi, insanların dua eylemlerinde yoğunlaşma, düşünce ve bilinçleri farklı farklıdır. Dualarını hangi algı, bilinç ve etki altında yaptıklarını ancak dua eden bilir. Bunu her insan için geçerli olabilecek metodolojik bir duruma getirmek mümkün olmadığı gibi, bu hususta öneri ve telkinler özgür iradeye müdahale olduğu için yanlıştır. Zaten dualarımızı düşence ve duygularımızla yaparız. Ancak dua için yoğunlaşma önemlidir. Bazı insanlar dualarını kendi başlarına yapabileceği gibi bazıları da birtakım yardımcı mekânlara, hareket ve pozisyonlara ihtiyaç duyabilir. Yöneliş tamamen insan tekâmülü ile ilgilidir.

Dua ihtiyaç olup, ilahi sistem ile irtibat kurmaktır. Yaşarken yolumuzda yürümek ve tekâmül edebilmek için ilahi enerjiye ihtiyacımız vardır. Ancak insan kendi gücünün ve neler yapabileceğinin farkında olarak hareket etmelidir. Bu durum bilinçlendikçe daha bir sorumluluk gerektirir. Bilincinde olmadan dua adına dünyasal arzu ve tutkularımıza dayanan birçok yoğun ve devamlı istek başka bir esasa girdiğinden bunlardan sakınılmalıdır. Bilmeden, karanlık enerji ve güçleri çekerek hem kendimize, hem de başkalarına kötülük yapabiliriz… Onun için dua ederken bilgisinde ve bilincinde olmak, haddini bilmek, ne isteyeceğimizi kararlaştırmak, ego ve nefsi arzularımızın esiri olmamak çok önemlidir. Ne kendimizi, ne düşüncelerimizi nede eylemlerimizi hafife almamalıyız…

Şükretmek ise, insanın makul bir bilgi, bilinç ve farkındalık sonucu, kendini ve çevresini anlaması ve fark etmesidir. Bu fark ediş haliyle kişiden kişiye farklı farklıdır. Gerçek bir bilince ulaşan insanda karışıklık göremezsiniz. Tam bir inanç ve iman sahibidir. Onda tutarsızlık ve dengesizlik yoktur. Bir taraf hiç değildir. O her taraftır. Her şeyi ön yargısız neden, niçin ve niye olduğunu inceler, sorgular ve kabul eder. Dünyada yaşamasına rağmen dünyasal istekleri yaşamını devam ettirmesi doğrultusundadır. Gerçekten bildiği için ifrat ve tefritten sakınır. Yeri ve zamanı geldiğinde hizmetten sakınmaz. Her ne yapılıyorsa bilincindedir. Huzurludur, mutludur ve sorumluluk sahibidir.

Orhan Yarat – 4.10.2010  *ruhsalboyut.com*

 

 

 

“İnsanlığın çocukluk devri bitmiş, kemâl devri başlamıştır. İnsanın rehberi artık vicdanıdır” Bu söz Mustafa Kemal’in halifeliğin kaldırılışı dolayısıyla 3 Mart 1924 de TBMM’de yaptığı konuşmadan alınmıştır.Bu ifade yeni bilincin ne olduğu hakkında net bir bilgidir.

Kuşkusuz herkes bulunduğu bilinç basamağına göre şükreder. Çocuk bilinci güzel bir otomobil için dua eder ve bekler. Ona sahip olunca da sevinir ve şükreder. Kâmil insan bilinci vereceği karşılıksız hizmetlere yardımcı olacak imkânlar için dua eder ve beklemez o imkânları sağlamak için çalışmaya başlar. O imkâna kavuşunca da karşılıksız hizmeti yapabileceği için şükreder.

Eski bilinç, büyüme, anlama basamağı; düşünmeyi ve vicdanını dinlemeyi öğrenme dönemidir. Yeni bilinç görev ve sorumluluk bilincidir. Dualar, karşılıksız hizmet görevini yapabilmek üzere güç istemek üzeredir. Bu güç bilgi, iyilik, doğruluk ve sevgi üzerinden yükselir. Başka bir ifadeyle hayırda olmak, O’nun Eli olmak üzere sevgi ahlakına doğru bir değişimdir.

Şükür ise önce varedilmiş olmak ve O’nun Yolunda olmanın şükrü vardır. Çünkü varoluşun bütün güzellikleri, neşesi, huzuru, mutluluğu bunlara bağlıdır. Bize verilmiş olan maddi ve manevi her türlü değer ve bu değerleri O’nun Yolu’nda kullanma gücü için şükretmeliyiz. Tüm yaratılmışlara verilen olanaklar için hamdetmeliyiz. Yeni bilinç, kemâl devri yaratılıştaki birlik ve bütünlüğü anlama dönemi olduğu için dualarımız, şükür ve hamdımız Bütün üzerinden kendimize, kendimiz üzerinden Bütün’e olmalıdır.

Güney Haştemoğlu - 9.10.2010  *ruhsalboyut.com*

 

 

 

İletişim, bilinçli bilinçsiz hepimizin içinde bulunduğu bir durumdur. Yeni bilinç, değiştiğimiz, yeni kimliğimiz üzerinden sorumlu olduğumuz konuların farkındalığında hareket etmemiz anlamını taşır.

Yeninin kabulü, alışılagelmiş durumumuzdan sıyrılıp, yenilenmiş şuurumuzla hareket etmek demektir. Değişimimiz O’nun istediği yer üzerinden gerçekleştiğinde gerçek bir yaşama, herkesin anlattığından farklı, kendi şuurumuz üzerinden açılan doğru bir yaşama geçeceğizdir. Şükür ve dua bu şuur üzerinden sağlandığında doğru iletim de sağlanmış olacaktır. Farkındalığımız şükrün kapısını açan bir durum oluşturur. Şükrümüz, O’nun bizler için var ettiğinin hissedilmesi üzerinden gördüğümüz yerin teşekkürüdür. Dualarımız, bizi bu şükre ulaştıran yardımcılarımızla olan irtibatımızın güçlenmesi yönünde olmalıdır. Bu irtibatın güçlenmesi, bulunduğumuz yerden bütün ile olan iletişimimizdeki davranışımızın doğruluğunu sağlayacaktır.

Yeni bilinçte şükür ve dua; ezbere olmayan, dünün bilgisinin dışında kendi şuurumuz üzerinden, ortak şuura açılan, bütünün çalışması üzerindeki fonksiyonumuzun sağlıklı bir şekilde işlemesi üzerine olmalıdır. 

Tarık Öztürk - 10.10.2010  *ruhsalboyut.com*

 

 

 

 

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.