|
|
Kim Kimin Annesi
Anneler Günü’nüz kutlu olsun. Ama kim kimin annesidir? Medeni Yasanın diliyle söylersek, çocuğun annesi, onu doğuran kadındır. Kuşkusuz bir çocuğu doğurmak, kimseye ihtiyacı olmayacak yaşa gelinceye kadar onu kollayıp korumak çok kutsanacak bir iştir. Ancak varlığın dünyada bulunuş sebebini anlaması için yardımcı olmak asıl annelik görevidir. Bu açıdan bakıldığında benim gerçeği anlamama yardım eden herkes benim annemdir. Bu annem, benim çocuğum da olabilir, komşum da; öğretmenim de olabilir, hatta beni hiç sevmeyen biri de. Gerçekte hepimiz...
| | | | devamı... | |
|
|
|
HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI
Duygularımıza Hâkimiyet Nasıl Temin Edilir?
Duygulara hâkimiyet gerçek yaşam düzeyine gelmekle, ulaşılabilmekle ancak kazanılabilir. Genç yaşta duygularına hâkimiyeti sağlamış olanlar olduğu gibi, ileri yaşlarda hala duygularına hâkim olamayan insanlarda mevcuttur. Bilginin, bilinç ve tecrübeyle yaşama döndüğü yerde duygulara hâkimiyette başlar. Bu hayat, şekil olarak cazip görünen bir yaşam şekli olmayabilir. Hangi yaşam tarzı içinde olunursa olunsun bilginin, bilinç ve tecrübeyle yaşamda deneyimlenerek, tabiri caizse burnun yere sürtmesiyle, artık bilgi olmaktan çıkıp, yaşam olan bilginin genlere kotlanması sonucu ...
| | | | devamı... | |
|
|
Zaman Kaleidoskopu
Yeryüzünde bizim de bir halkasını teşkil ettiğimiz yaşamın farkedebildiğimiz ihtişam ına sonsuz hayranlık ve saygı duymalıyız. Varoluş mutluluk, sevinç, sevgi üzerine inşa edilmiş olmasına rağmen insanın yine de bu düzeni bozabileceği öngörüldüğü için sistem içindeki birimler aynı zamanda birbirinin gücü ve şifası olacak biçimde oluşturulmuştur. İnsan sesinin, sevgi gücü, iyileştirici gücü yanında, kuşların, akan suların, rüzgârın, dalgaların, yağmurun sesi ve daha nice doğal sesler gerçek bir şifa ve güçtür. Beş duyumuzla aldığımız tüm titreşimler ...
| | | | devamı... | |
|
|
Yaklaşım Fark Yaratır
Korkuyu yardımcı olarak kullanın. Denemekten vazgeçmedikçe kaybeden olmazsınız. En başarılı insanlar bile yeni bir şeyi denemeden önce sinirli olurlar. Buna rağmen böyle bir durumda, kısa vadeli rahatsızlıkları unutup, uzun vadede alacakları sonuçlara bakarlar. Çünkü şunları öğrenmişlerdir:
Korkunun neler yapabileceğini. Korku bayağılığa sebep olur, yaratıcılığı köreltir ve insanı kaybetmenin eşiğine getirir. Korkunuzu değil, inancınızı besleyin. Korkunun üstesinden gelmek zorunda olduğunuz...
| | | | devamı... | |
|
|
|
|
|
Ruhsal Bir Varlık Olarak
Yaşadığının Farkına Varmak (3)
Yaşadığının farkına varmak bilgiyi, bilgi sorumluluğu, sorumluluk görevi, görev eylemi davet eder. Belki insanlar  bunun için, biraz uyansalar bile uyuyormuş gibi yaparak bu sorumluluklardan ve görevlerden kaçıyorlar. Denilebilir ki herkes pekâlâ bir sorumluluk ve görev içinde. Babalar, anneler çocuklarına bakmıyor mu? Herkes ailesi için çalışmıyor mu? Veya daha geniş bir çerçevede görev üstlenenler, örneğin devletleri, orduları yönetenler sorumluklarına göre ...
| | | | devamı... | |
|
|
|
19 Mayıs, Bir Uyanış Enerjisi
Bir 19 Mayıs daha tüm insanlığa kutlu olsun. Sadece biz Türklere değil, tüm insanlığa diyoruz, çünkü 19 Mayısta Samsunda karaya çıkan Mustafa Kemal sıradan bir vatansever değildi. O tüm “mazlum milletleri” uyandırmak için yeryüzüne inen bir uyanış enerjisinin görevlisiydi. Nitekim Mustafa Kemal görevi dolayısıyla yaşamı boyunca, Ruhsal Sistemler tarafından her konuda korunmuş ve uyarılmıştır. Bu konuda hepimizin bildiği pek çok öykü vardır. O’nun çürük çarık donanımsız bir gemi ile Karadeniz’in dalgalarına karşı koyarak ve peşinde İngiliz muhripleriyle Samsun’a çıkabilmesi bile başlı başına...
| | | | devamı... | |
|
|
|
HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI
Akıbete Ait Konular
Bilinebilir mi?
Akıbet, nihayet, son demektir; bir bitiştir. Biz akıbete iki açıdan bakabiliriz. Birincisi, bizim kelimelerden anlayış eğilimimize yakın olanıdır ki, bu nihai sondur, her şeyin bitişidir, mutlak yok oluştur. (Aslında bizim ‘mutlak’ kavramını anlamamız da söz konusu değildir. Burada ‘benzetim’e başvurulmuştur.) Bu anlamda bizim bir bilgimiz olmayacağı gibi, hiçbir yaratılanın da bir şey bilmesi mümkün değildir. Bir Büyük Varlık bu konuda, “Biz size ve bize ne yapılacağını bilemeyiz, sadece uyup bekleriz. Uyup bekleyenlerin kazancını görmüyor musunuz?” ifadesiyle, her ...
| | | | devamı... | |
|
|
|
Dün Bir Yolcumuz
Vardı Sevgiyle
Uğurladığımız
Onu yıldız yıldız parlayan gözleri, gülen yüzüyle tanıdık sevdik. Öylesine kendine has bir kişiliği vardı ki, bugün bize onun anılarını bırakarak gitti. Akıllı, sezgili, bunu da her fırsatta ifade eden, duygusallığın doruklarında gezen can dostumuzdu bizim. Yüzünden eksilmeyen tebessümün arkasındaki duygulardı belki de onu zamansız alan.
Şimdi O’na olan yolculuğunda bir başka yolu izlemek için geçireceği geçiş döneminde ruhunun huzur bulacağını düşünerek, özlemimizi tesellide olacağız. Sesi kulaklarımızdan hiç gitmeyecek, Sözleri de. Niğde’de başlayan serüveni Ankara da bitti. Kim bilir nerede hangi zamanda bir gül gibi yeniden açacak. Seni seviyoruz sevgili Sevim Mutlu Yeğenoğlu.
(Güncelleme: 07/05/2007)
| | | |
|
|