TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 27 Nisan 2024 Cumartesi

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI

 

 

 İradeye hakim olmak nedir, nasıl hakim olunur?

 

 

 

Kavramları basitleştirmek, sorularla sorgulamak, kategorize etmek, tanımlar arkasına saklamak, fark ettirmeden anlam derinliklerini göz ardı ettiği gibi insanın ufkunu, vizyonunu ve öngörüsünü daraltır. Hali hazır süregelen bu tuzaklara gelişim, değişim ve aydınlanmak için uyanık olmak ve düşmemek lazım. Zaten hangi konuda olursa olsun kavramların mana ve anlamını sınırlandırmak, düşüncelerde kelimelerden oluşan sözlük külliyatı yaratarak gelişim sürecinde olan insanlarda öz güven kaybına sebep olabilecek sürece dahi girilebilir.

Nitekim irade, mana ve anlamını belirten birkaç kelimenin ötesinde derinliği ve kapsamı olan bir kavramdır. Birkaç kelime ile ifade ederek geçiştirmek mana ve kavramı hakkındaki bilgi, bilinç ve farkındalığın oluşmasına engel teşkil edebilir. Hâlbuki irade tekâmül sürecinde her kademesini anlamamız gereken bir kavramdır. Tekâmülde yükseldikçe çokça kullandığımız su gibi değerli olduğunu anlarız. Her an, her saha ve alanda iradeyi bilgi bilinç ve farkındalıkla kullanmamız gereğini zaman süreçlerinde şuurlandıkca fark ederiz. Gerçek bir irade ileri tekâmül düzeylerinin bir tezahürüdür.

İrade varlığı kapsamı içine alan bir kavramdır. Varlığını, önemini ve gerekliliğini tekâmülde yükseldikçe bilincine vardıkça anlarız. İrade tanrısal bir özelliğimizdir. Başta düşünsel olmak üzere davranış ve hareketlerimizde ortaya koymamız, tekâmül olarak seviyemizi, liyakatimizi ve şahsiyetimizi yansıtır. 

Her birimiz bireysel gelişimimizde geçmişimize bakıp günümüzle kıyasladığımızda iradenin tesirini, etkinliğini ve hâkimiyetini çok daha iyi fark eder ve anlarız. İrade kişiye göre şekillenir, biçimlenir ve güçlenir. Birçok konuda iradeyi kullanmamıza rağmen, farkına varamadığımız, göremediğimiz konularda ortaya koyamayışımız, bütünsel olarak eksik, noksan ve zayıf kalmamıza neden olabilir. İrade kısmi değil, bütünsel her alan ve sahada kullanılması elzemdir ve zaruridir. Onun için iradeye hâkim olabilmek bedensel veya bütünsel olarak tam bir irade varlığı olmak gerekir. Kısmi irade eğilimleri göstererek iradenin kendisine hâkim olmak mümkün değildir. Dengesizlik, tutarsızlık ve kararsızlıklar ile birlikte huzursuzluk, mutsuzluk ve can sıkıntısı kısmi irade eğimlerinin bir yansımasıdır.

İradeye hakim olmak başta bilmekten geçer. Bunun en kestirme ve doğru yolu ise ilahi ve evrensel bilgileri bünyesinde barındıran ruhsal öğretileri sindirmek gerekir. Ondan sonra bireysel olarak tekâmül sürecinde yaşayarak fikri bilgilerden bilgi, bilinç ve farkındalığa doğru bir süreç devam eder.

Orhan Yarat – 18.9.2012 *ruhsalboyut.com*




 

Kavramların en net ve doğru açıklaması o kavramın veya anlamın bağlantıda olduğu diğer anlam ve kavramlar belirtilerek yapılır. Çünkü her şey gibi kavramlar da bağlantıları ile varlık, netlik kazanır ve doğru anlaşılır. Ve dahası kavramlar bağlantıda oldukları diğer kavramlarla bir sistem oluşturur.

Bir kavramı tek başına ifade ettiğinizde herkes onu kendi şuuruna göre bir yere oturtacaktır. Hâlbuki ve özellikle ruhsal çalışmaların amacı ortak bir şuura varma ve birlik oluşturmaktır.

Bu nedenle ruhsal kavramlar üzerinde çalışırken bağlı olduğumuz ve bilgi aldığımız Yüceliğin verişleri esas alınıp dikkatle okunmalı toplumsal zihin üzerinden değil Yücelikçe işaret edilen daha yüksek anlama varılmaya gayret edilmelidir. Çünkü biz bu kavramları okul, çevre, kitap bilgileri ve zekâmızla açıklayamayız.

Eğitim metodu gereği, Yücelikçe verilen gerçek bilgilerinde iradenin anlamı, bağlantılı olduğu diğer anlam ve kavramlarla açıklanmıştır. www.ayseli.org daki yazılar incelenirse görülür ki çeşitli verilişlerde, irade/vicdan, irade/düşünce, irade/O’nun Verdiği, irade /O’nun Sesi, irade /O’nunla İrtibat, irade/Yüksek Şuurun İradesi, irade/gönül, irade/akıl,  irade/ruhsal varlık, irade/inanç, irade/kendini terbiye etmiş varlık, irade/sabır, irade/ilham ve sezgi, irade/azim bağlantıları açıklanarak, iradenin ne olduğu, iradeye hâkimiyet ve bu hâkimiyetin nasıl sağlanacağı anlatılmıştır.

“İrade vicdanda kuvvet bulmadır” ifadesinde “bulmalıdır” değil “bulmadır” sözcüğü kullanılmıştır. “Bulmalıdır” denilseydi, iradenin nefiste de kuvvet bulabileceğini düşünmeye hakkımız olurdu. Nefiste kuvvet bulan irade değil, inat ve hırstır.

“O’nun İradesi der, sizin iradeniz tutar ve dinler. Bu bir yerde emre uymadır.”

         Ve keza “O’nun sesinden ayrılmazsanız iradeniz kuvvet bulur. Ancak nefse yer vermeyiniz bu arada. O’nunla irtibatın yapıldığı yer de bugün bilmediğiniz irade ile ilgilidir. O irade ki yüksektir. Yüksek şuurun iradesine dâhil olma, iradeyi esastaki yerine terk etmektir.” www.ayseli.org / Öğretilerden 4

İrademize hâkim olmak, kendimize hâkim olmaktır ve arınmamızla doğrudan ilgilidir. İrademize hâkim olmadıkça teslimiyetten bahsedemeyiz. İradesine hâkim olmayan, kulluğunu bilmeyen kişiye gerçeğin bilgisi verilmez. Çünkü gerçeğin bilgisi güçtür, muktedir olmaktır. Kendine hâkim olamayana bu güç ve bu iktidar verilebilir mi?

Arınma kendini terbiye etmek, dost olmak, kavgayı kesmek, kısaca gerçekte kendimizi bilmektir. İradeye hâkimiyet ancak bu yolla sağlanır. Bu yolda irademizi kullanarak kendimizi terbiye ederiz, kendimizi terbiye ettikçe irademizi daha güçlü bir biçimde kullanırız.

Nefsin unsurları gibi ruhsallığın unsurları da birbirini destekler, çoğaltır, güçlendirir. Nefse tanıdığımız küçük bir hak derhal nefsi güçlendirip, yeni taleplerle ortaya çıkmasına neden olur ve iradeyi zayıflatır. Aynı biçimde irademizi kullanma yolunda yapacağımız çok küçük hamleler bile irademizi farklı alanlara da yayarak güçlendirir, nefsi zayıflatır.

Güney Haştemoğlu – 18.9.2012 *ruhsalboyut.com*





İrade bir şeyi yapmak ya da yapmamak için, bir şeyi başarmak için insanda oluşan güçtür. Ayrıca o şeyin doğru olup olmadığını düşünmek için de oluşur. Karar verirken gönle dönüp vicdanın sesini dinleyerek, eyleme geçmeden evvel, aklının yap veya yapma dediği şeyin doğru olup olmadığını; O’nun rızasına uygun olup olmadığını düşünerek vardığı şuurla, sabırla, dua ederek iradeye hakim olunur.

Fahire Öztekin – 3.10.2012
*ruhsalboyut.com*

 

 

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.