|
Şüpheniz Kalbinizin Düşmanıdır
Descartes’in teorisinde başlangıç noktasıdır şüphe. O, gerçek bilgiye ulaşmak için ilk adımda her şeyden şüphe ederek yola çıkmıştır. Şüphe insanı içten içe yiyip bitiren bir kurt gibidir. Bir kez yapıştı mı insanın ruhuna, bir türlü söküp atamazsınız üzerinizden. Sevdiğimiz insandan şüphelenmeye görelim, hayat bize zehir olur artık. Ne gecelerimiz huzur içinde geçer, ne de gündüzün ışığı içimizi aydınlatır. Hem araştırırız şüphelendiğimiz kişiyi, hem de çekiniriz şüphelerimizin gerçek olmasından. Gittiğimiz yolun sonuna varmak istemeyiz aslında.
| | | devamı... | |
|
|
Meditasyon
Gelin evrendeki her şeyin daha büyük bir şeyin küçük bir parçası olduğunu düşünelim.
Gökyüzünün, okyanusların, hayvanların, insanların, yıldızların, ağaçların, bulutların ve hatta böceklerin tamamının bir ve bütün olduğunu kavrayabilsek, tüm bunlar arasında yarattığımız sınırların suni ve geçici olduğunu da anlayabilirdik değil mi?
Ülkeler arasındaki sınırlarımız, milletler arasında yarattığımız farklar, derimizin rengi, dilimiz, göz rengimiz, cinsiyetimiz bile birçok parçaya bölünmüş akıl ürünleri değil mi?
| | | devamı... | |
|
|
Hayattaki Kararlarımız Birer Kibrittir
Tiziano Terzani’nin “Atlıkarıncada Bir Tur Daha” adlı kitabında yer alan bu öykü yıllardır tartışılan özgürlük kavramı üzerinde bir kez daha düşünmenizi sağlı yor.
Adamın biri bilge bir kral olmakla ün salmış olan kralın yanına gider. Krala şunu sorar: “Efendim, söyleyin bana hayatta özgürlük var mıdır?” Kral: —Elbette! Kaç bacağın var senin? Adam soruya şaşırarak cevap verir: —İki. Kral: Pekâlâ tek bacağının üstünde durabilir misin? —Elbette, diye cevap verir adam. Kral: —O halde hangi bacağın üstünde...
| | | devamı... | |
|
|
HAFTANIN SORUSU OKUYUCU YAZILARI
Kalben Kabul Nasıl Gerçekleşir?
Kalplerin açılmasıyla. Bir anlamda, geçen haftanın sorusundaki nedenlerin tersine çevrilmesiyle. Kalbî kabulü önleyen en önemli etken ego’dur. İkilikler egoyu takip eder, içten davranamayız. Kabul etmemiz gerekeni içten içe biliriz, fakat kabul edersek kişiliğimiz zedelenecek sanırız. Kabul için dünyevî benliklerimizi örten zırhlarımızı çıkartmamız, kişiliğimizin sınırlarını iyice küçültmemiz, sahte değerlerimizin yara almasına göz yummamız gerekir. Bütün bunlar egonun varlığını hedef alırlar ve işimize gelmezler. Ego, bedenli yaşamda var olmamız için bize verilmiş bir araçtır.
| | | devamı... | |
|
|
|
|
Güney Kore’de Robot Ahlâk Kanunu Çıkıyor
Gözcü, 13.03.2007
Güney Kore’de robotların ve insanların birbirlerini suiistimal etmesini önlemek amacıyla kanun h azırlanıyor. Resmi yetkililerce verilen bilgiye göre, “Robot Ahlâk Sözleşmesi” adı verilecek kanun, bu yıl içinde çıkarılacak. Sözleşme metni; uzmanlar, gelecek bilimcileri ve bir bilim kurgu yazarından oluşan özel komite tarafından hazırlanıyor. Hükümet robotların rol ve fonksiyonlarına ilişkin davranış kurallarını belirlemeye çalışıyor, çünkü robotların yakın gelecekte parlak bir zekaya sahip olmasına kesin gözüyle bakılıyor.
| | | |
|
|
Yenilenmek için Gülümseyin
Enerjinizi boşa harcadığınızda yorulursunuz. En kızdığınız insanı her gün düşünüyor musunuz? Her düşündüğünüzde enerjinizi boşa harcıyorsunuz ve enerjinizle o kişiyi besliyorsunuz. Hiç yaşamak istemediğiniz olayla sürekli karşılaşıyor musunuz? Her düşündüğünüzde, bu olayı çağırıyorsunuz ve enerjinizi boşa harcıyorsunuz. Nefretinizi düşündükçe, nefret ettiğinizi besliyorsunuz ve enerjinizi boşa harcıyorsunuz. İstemediklerinizi düşünmeyi bıraktığınızda, sihirli bir değnek değmişçesine, tüm istenmeyenler ortadan yok olacaktır. Tüm olumsuz kişilere, sözlere ...
| | | devamı... | |
|
|
Kristal Şifa
Hasta mısınız? Şifa mı arıyorsunuz? Güvendiğiniz, iyileşeceğinize emin oldu ğunuz deva sizce nerede? Ortodoks tıbbın güvenli kollarında mı umudunuz yoksa alternatif çarelerde mi? Modern tıbbın yeterli olamadığı yerde umut alternatif sağaltımlara kayar. Ondan da çare bulunamazsa önerilen her yola, “denize düşen yılana sarılır misali” el uzatılır. Uzatılır ama sonuç hiç de beklendiği gibi olmaz. Oysa çare insanın kendindedir. Hasta olmamak da, olunduğunda hastalığı yenmek de. Pek çok öğreti vardır "kendi kendine şifa" yöntemleri ...
| | | devamı... | |
|
|
Mutluluk İçimizde Saklı
İnsanoğlu mutluluğu hep hor kullanıyormuş… Hep şikâyetçi, hep bıkkınmış… Bir gün melekler, mutluluğu saklamaya karar vermişler. “Saklayalım, zor bulsunlar. Zor buldukla rı için belki kıymetini bilirler.” diyerek başlamışlar tartışmaya. Sorun büyükmüş. Mutluluğu saklamak kolay değilmiş çünkü. Kimisi “Everest’in tepesine saklayalım”, “Kimisi Atlas Okyanusu’nun dibine” demiş. Tac Mahal’in kubbesi, Mekke sokakları, İtalyan sofrası, bir hastanenin yeni doğum odası, dondurma külahı, sigara paketi, lale bahçesi... Pek çok yer düşünmüşler ama hiçbiri yeterince...
| | | devamı... | |
|
|