|
HAFTANIN SORUSU OKUYUCU YAZILARI
İnsan ve ruhsal boyut nasıl bir birliktelik içindedir?
İnsan ile ruhsal boyutun birlikteliğini derinlemesine anlamak için, yaşam olgusu ile birlikte varlığın tekâmül gereğini, zaruretini ve lüzumunu anlamak gerekir. O zaman insanın ruhsal boyutla olan birlikteliği hakkında daha geniş bir fikir sahibi olunabilir. İlahi tebliğ ve öğretilerde anlatıldığı üzere, bizim de içinde olduğumuz sayısız evrenlerden oluşmuş sistem nizam ve düzene tâbi kozmik bütünlük, başka bir sistem nizam ve düzene tâbi olan bir kozmik bütünlük ile birleşme veya iç içe geçme halinde olup, ilahi sistem tarafından bu kozmik olay yönetilmektedir. İlahi sistem tarafından yapılan tespitler sonucu bu birleşmede ruhsal enerjisine sahip olamayan bütün öz varlıklar hiç yaşamamış veya var olmamış gibi yok olacaklardır. Ancak varlıkların yok olmaması için yedinci boyut evrimlerini yaparak ruhsal... | | | devamı... | |
|
|
HAFTANIN SORUSU OKUYUCU YAZILARI
Ruhsal çalışmalarda bir lider gerekli midir?
Lider kavramı bizim anladığımızın dışında izafi bir kavramdır. Bilgisinde, bilincinde ve farkındalığında olmadığımızdan dolayı, edinmiş olduğumuz kavramlar çerçevesinde algılamakta ve yorumlamaktayız. Hiçbir şey tek başına olmadığı gibi, yaratım ve oluşumlar dahi birin üçe, üçün bire yansıması şeklinde olmaktadır. Her oluşumu meydana getiren üç etkili unsur bulunmaktadır. Üç etkin unsur yoksa herhangi bir oluşumun olması mümkün değildir. Daha başka oluşumları meydana getirmek için yine üç etkin oluşan oluşumun bir araya gelmesi gerekmektedir. Böylelikle bütünlüklere ve sistemlere kadar varabiliriz. Bedenimizde bulunan aşağı yukarı 64 milyar hücrenin tek sözcüsü olmamıza rağmen, bedeni idare yönünde otomat ve yönlendirilmiş olarak görev yaptığımız bir gerçektir. Anıldığımızda, tespit edildiğimiz ve yansıdığımızda... | | | devamı... | |
|
|
HAFTANIN SORUSU OKUYUCU YAZILARI
Nefesin beden, ruh ve zihin üzerindeki etkileri nelerdir?
Nefes almak bedenimiz için hayati önem taşır. Beynimiz iki dakika oksijensiz kalırsa komaya gireriz. Bu durum beş dakika sürerse ölürüz. Yeterli oksijen almadığımızda hastalanacağımızı hepimiz biliyoruz. Eksik ve yanlış nefes almak zihinsel performansı düşürür. Çocuklardaki pek çok istenmeyen durumun altında iyi nefes alamamaktan kaynaklanan oksijen yetersizliği vardır. Bu koşullardaki bedenin ruhsal gelişmeye hizmet edemeyeceği açıktır. Bebekler doğumdan önce annelerinin nefesi ile yaşar ve gelişirler. Bu nedenle annelerin nefesi her zamankinden çok daha önemlidir. Sigara içen annelerin çocuklarına ne yaptıklarını düşünmek bile istemiyorum. Doğru nefes yüksek bilincin kapısıdır. Ancak kapı açık değildir. Bu kapıya gelebilmek için önce bedenin ihtiyacı olan en doğru nefesin... | | | devamı... | |
|
|
HAFTANIN SORUSU OKUYUCU YAZILARI
Birlik olmak niçin gereklidir, birlik olmanın şartları nelerdir?
Birlik olmak gereklidir, çünkü tüm varlık sistemi Bir ve Bütün olarak yaratılmıştır. Bunun dışında kalmak zaten mümkün değildir, diyelim ki mümkün oldu; bu yok oluştur. Varlığımızı birliğe ve bütünlüğe borçluyuz. Birliğin dışında kalmak zaten mümkün değilse neden birlik olmaya çağrılıyoruz ve şu anda neredeyiz? İnsan şuurlanmakla görevlidir. İnsandan beklenen tek görev budur. İnsana şuurlanması için verilen mekân ve zaman aslında ona verilen ilahi fırsattır. Şuurlanma birlik olmadır. Şuurla birlik olunur. Çünkü Birlik şuurdur. Şu anda da birliğin içindeyiz ama şuurlu olarak değil. Birlik şuuru, bizi birliğin içinde tutuyor ve şuurlanmamız için bize yardım ve hizmet ediyor. Bizi Yüksek Şuurun alt basamaklarına hazırlıyor. Henüz doğmamış bir bebeği düşünelim. Annenin beden ve ruh bütünlüğü bebeği doğuma ve dünya yaşamına, dünya bilincine hazırlar. Bu hazırlığın süresi bellidir. Bebeğin bu hazırlık içindeki tutumu aktif teslimiyettir... | | | devamı... | |
|
|
|
|
HAFTANIN SORUSU OKUYUCU YAZILARI
Birbirimizi yargılamak nedir, nedendir, nasıl düzelir?
Birbirimizi yargılamak, kabullendiğimiz ve kanıksadığımız olumsuz bir durum ve alışkanlıktır. Nasıl ki zaman süreçleri içinde mülkiyet hakları kavramını icat edip dünyayı milletlere, beldelere ve şahsiyetlere göre parsellememizi, paylaşmamızı ve sahiplenmemizi çok doğal ve tabii bir durummuş gibi algılamamıza, anlamamıza ve kabul etmemize benzer. Önyargılı, yarattığımız kırmızıçizgileri ve kuralları olan çeşit eylem ve davranışlarımız aslında bir insanlık zaafı, sapma ve hastalığımızdır. Günümüzde birbirimizi yargılamanın ve yermenin doğal bir olaymış gibi kabul edilerek kanıksamamızın nedenleri kadim zamanlara kadar dayanır. Kutsal kitaplar dâhil birçok tebliğ ve öğretilerde yargılamanın sakıncaları, mahsurları ve zararları anlatılmasına rağmen, bu olumsuz alışkanlığın toplumda yer etmesinde geçmişin etkisi vardır... | | | devamı... | |
|
|
HAFTANIN SORUSU OKUYUCU YAZILARI
Kendimizi değerli hissetmek nasıl mümkün olur ?
Kendini değerli hissetmek çok izafi bir kavram olsa gerek. Geçici bir sıfat, şekil ve yapıya sahip olan insan neye göre, niye ve niçin değerli olabilir? Ancak öz varlık olarak bir önemimiz, görevimiz ve fonksiyonumuz olduğu bir gerçektir. Varlık bütünlüğü içinde mikro bir bütün olarak tamamlayıcı, bütünleyici ve destekleyici enerjilerimizle mevcudatın sürekliliğine birey olarak olma yönünde katkı sağlamaktayız. Sürdürmekte olduğumuz üçüncü boyut spiral yaşam süreçlerinden beta yaşam süreçlerine geçerken, hal, görüntü ve şekillerin geçici olduğu hakikati insanlık tarafından bilinmesine rağmen, yinede dünyasal somut şeylere değer atfetmek, yanılsama, aldanma ve tutkudan başka kavramlarla ifade edilmesi, edilebilmesi mümkün değildir. Kendimizi ayrıcalıklı görmekteki çarpık ve dejenere düşünce ve... | | | devamı... | |
|
|
HAFTANIN SORUSU OKUYUCU YAZILARI
Beynimiz ruhsal gelişimimize nasıl hizmet eder?
Kadim Mısır'da üç kez bilgin veya üç kez yüce anlamına gelen Trismegistus olarak adlandırılan Hermes veya İdris peygamberin ölümsüz sözlerinde şöyle denmiştir: "İnsanlar ölümlü tanrılardır. Tanrılar da ölümsüz insanlar... Eşyanın dışı, içi gibidir. İçle dış arasında hiçbir ayrılık yoktur. Küçük büyük gibidir. Küçükle büyük arasında hiçbir ayrılık yoktur. Evrende hiçbir şey ne iç, ne dış, ne küçük, ne büyüktür. Bir tek yasa ve o yasanın gördüğü tek bir iş vardır. Bu sözleri anlamını anlayan gerçeği görür. Kimi insanlar, bu anlayışları, olağanüstü çabaları ve yetkinlikleriyle öteki insanların göremediklerini görebilirler. Oysa nedenler nedeni daima gizlidir. Çünkü sonsuzluk, pek kısa bir son olan zaman ve gene pek kısa bir son olan mekân içinde anlaşılamaz ve anlatılamaz... | | | devamı... | |
|
|
HAFTANIN SORUSU OKUYUCU YAZILARI
Gerçek çalışma nedir, nefis terbiye edilmeden yapılabilir mi?
Çalışma deneyimlemektir ve bütün çalışma ve deneyimlemeler insanın ilahi ve evrensel gelişimine katkıda bulunmalı ve desteklemelidir. Deneyimlemek için bilgi ve birikim gerekir. Bilgi deneyimlemek ve açığa çıkarılmak için vardır. Onun için hiçbir insan sırf bilgisi ile gelişemez, değişemez ve yenilenemez. Muhakkak efor sarf etmesi, mücadele göstermesi ve bilgisini çalışmasına katması gerekmektedir. Hangi sahada olursa olsun yaptığımız çalışmaların başkaları tarafından da sürekli yapılarak tekrarlandığını, çalışmanın bir vesile, vasıta ve araç olduğunu, yalnız bizim çalışmadığımızı, aynı konularda başkalarının çalışmalar yaptığını gözlemlediğimizde, kendi çalışmalarımızla değerlerimizi, kalitemizi ve liyakatimizi oluşturduğumuzu anlarız. Çalışmanın muhakkak bilgisi, bilinci ve farkındalığı olunmalıdır. İnsanın ne yaptığını, neden yaptığını ve niçin yaptığını bilmesi ve anlaması çok önemlidir... | | | devamı... | |
|
|