Bağlı ve Serbest Hatırlamalar

 

            Hafıza, zamanla tamamen unutulmaya tutsak bir olayın yarım yamalak beyinde saklanması değildir. Böyle bir kabul ancak hafızanın noksan tezahüründen ve noksan mütalaasından ileri gelebilir.

            Gerçekte hafıza ruhun, içinde yaşadığı bütün olayların en ince ayrıntılarıyla bir daha kaybedilmemek üzere kendisinde sonsuza dek saklamasına yarayan bir melekedir.

            Beyin baskısı altında olan hatırlamaların, bu baskıdan kurtulmuş olarak tezahür eden hatırlamalardan çok büyük farkı vardır. İlkinde daha çok geçmiş olayları düşünerek bulma yolu hakimdir. Ve buradaki imajlar egemen değildir, cansızdır.

            Halbuki, diğer bir takım hatırlamalar vardır ki, onlar böyle değildir. Olayın tezahürü sırasında insan, az çok derece farkı ile şimdiki hayatını unutur veya hiç olmazsa geçmişe ait hatıralarında, şimdi içinde yaşadığı olaylara verdiği değerleri vererek yaşar. İşte hatırlama hali bu kadar ileri gidebildiği zaman geçmiş hayatların incelenmesinde yararlı birer araştırma konusu olur.

            Beyinde bulunan her şey beynin kendisi gibi eskimeye, değerinden kaybetmeye mahkûmdur. Hafıza da böyledir. Halbuki ruhun perisprisi ve orada saklı olan şeyler eskimez ve ölmez.

            Dün içinde yaşadığımız bir olayın, bugün yarısını unutmuş olabiliriz. On gün sonra onun onda biri aklımızda kalırsa ne ala. Hele on yıl sonra beynimizde o olaydan hiçbir iz kalmaz. Halbuki özel metotlarla pasif hale girildiği zaman, yani beyin baskısından kurtulunduğu zaman, en eski zamana ait hatıralarımızda bugünkü gibi yaşamaya devam ederiz.


(Güncelleme: 11/01/2006)