Ruhsal Bilinç ve Haz
Ruhsal bilinç, yaşamı derin duygularla algılayarak yaşama şükran ve saygı duyma, "yaşamla bir olduğunun bilincinde olma" bilincidir. İnsan, ruhu olan bir beden değil, bedeni olan bir ruhtur. Spiritüel boyutunun farkında olsa da olmasa da, ruha inansa da inanmasa da ruh, insana haz olarak kendisini değişik anlarda gösterir. Haz, içimizdeki bilgenin yaşama tapınma ayinidir. Bir deniz kıyısında, kumların üzerinde oturup gün doğuşunu ya da batışını seyrederken doğanın ihtişamı ile büyülenmedir. Haz varlığımızda dolaşır ve doğa ile bütünleşiriz.
Sevdiğinin varlığını tüm ruhunla, tüm duygularınla doldurmak, onun tüm varlığının senin varlığınla bütünleşmesini istemektir. Çok sevdiğin bir yiyeceğin her lokmasının tadını damaklarında, kokusunu burnunda hissederken, onu yavaş yavaş çiğnerken, tat, dokunma ve koku duyularında şehvetli bir haz hissetmektir. Yiyeceğin kendisini sana böylesine lezzetle sunmasına karşı duyulan bir şükran duygusudur. Bebeğini kucağına alıp onun mucizesini hissetme anıdır. Haz, mutluluktan çok daha derin ve geniştir. Doyuma daha yakın ama doyumdan daha ötedir. Doyum, bir başarının sonunda hissedilen duygudur. Haz doğayla, sevgiyle, güzellikle birleşmenin, yaşamla akmanın içsel doyumluluğudur. Haz duymak değil, haz almak, haz olmaktır.
Haz, tüm duyguların bilgesidir. Çünkü haz, ruhun bilinci olan sevgi bilincinin duygusudur. Sevgi bilinci kalıcıdır ama haz tüm diğer duygular gibi gelir ve gider. Haz, duygusal boyutumuzun doyumuna ulaşma, yaşam okyanusuyla birleşme anlarıdır. Humanistik psikolojide böyle anların adı "doruk deneyim" dir. Mistik boyutta, ona "vecd" hali denir. Haz, içinde derin bir şükran duygusunu barındırır. Birçok spiritüel disiplin, bu hali insanların önüne katı ve yanlış biçimde koyar. Spiritüel olma yolunda meditasyon, yoga, gibi pratikleri çoğu insan sadece bir teknikmiş gibi uygular. Oysa bu "teknik" lerin ruhunu yakalamakta gizlidir haz. Ruhsuz meditasyon zaman israfıdır, ruhsuz yoga sadece bir egzersiz yöntemidir.
Bu tür şekilsel spiritüel uygulamalar içine hapsolmuş kişi, onca çabasına rağmen hazzı yakalayamaz. Çünkü haz fiziksel, duygusal, zihinsel, ruhsal bütünlüğün sağlandığı nadir anlarda ortaya çıkar. Seni içine alan bir düşüncenin, bir fikrin heyecanını duyduğunda; duygularını dolu dolu yaşadığında tüm varlığın bu dokunuştan payını alır. Haz, tüm boyutlarının canlanarak bir bütünlük içinde dans etmesidir.
Doğanın içindeyken doğayla bir olabildiğinde yaşadığın duygudur haz. Haz bir eğlenme, keyif alma, zevk alma duygusu değildir. Çoğu insan haz duygusunu ilk kez hissettiğinde bu duyguya şaşırır. Haz duygusunun doğaüstü bir duygu olduğunu düşünür. Oysa haz doğal bir duygudur.
07.01.2009 *ruhsalboyut.com*