Nazar Nedir?
Bildiğiniz gibi nazar, "etkileyici bakış" anlamındadır. Halk arasında konuşula gelen şöyle bir söz vardır: "Öyle mavi, kötü gözleri var ki, bakışlarıyla bir öküzü devirir." derler! Buradaki mavi göz ve kötü bakış, gözden dolayı değil; gözleri araç olarak kullanan kişiden dolayıdır. Meseleyi ortaya şöyle koyalım: Bakışlarınızla, karşı tarafa, baktığımız yere, baktığımız şeye, baktığımız kimseye bir tesir göndermiş oluruz. Çoğumuzda bu tesir normaldir, yani normal dışı bir etkisi yoktur. Fakat öyle kimseler vardır ki, bakışlarıyla karşısındakini etkilerler.
Bu etkinin kaynağı, ürettiği güçlü tesiri (ruhsal tesir), nefsaniyetin ıslah edilmemiş, arıtılmamış tesir karışımıyla dışa vurmuşsa; bu tesir, menfi yönden etkileyicidir ve bildiğimiz "nazar" olur. Örneğin böyle bir kişi, dikkatle baktığı şeyi, menfi yönde etkiler. Çünkü o şeye bakışlarında haset vardır, fesat vardır, bin türlü çekememezlik vardır. Böyle bir nefsaniyetle beslenen bu güçlü tesir, baktığı şeyi, eşya ise kırar; canlıysa dengesini bozar, hasta eder. Hatta öldürebilir!
Tabiî her fesat, her haset bakış, böyle bir etkiyi taşımaz. Çünkü ruhsal kaynağı zayıftır. (Tekâmül geriliğinden dolayı değil; bu enkarnasyonundaki icap dolayısıyla böyledir.) Nefsaniyetini arındırmış, ruhsal tesirleri güçlü kişi ise, bakışlarıyla kişileri müspet yönde etkiler. Böyle kimselerin gözlerine bakabilmek, öyle kolay da değildir.
Bir ezoterik bilgimizi aktarmaya çalışalım: Bir milyon sene kadar öncelerinde, "Atlantis" diye bildiğimiz batık kıtada yaşayan Atlantalılar, bakışlarıyla, tüm hayvanları hükümleri altına alabilen bir güce sahiptiler! Lisanları gelişmemiş olmasına rağmen, hem bakışlarıyla ve hem de acayip sesleriyle yılanları, vahşî hayvanları bile itaat altına alabiliyorlardı! Hatta bitkileri bile etkileyip, güçlü bakışlarıyla onların büyümelerini, gelişmelerini hızlandırabiliyorlardı! Ve bu bakışlarla, ağaçların dallarına bile istedikleri şekilleri verebiliyorlardı!
Hayvanlar arasında da bakışlarıyla avlarını büyüleyip kolayca yakalayanların mevcudiyetini de bu vesileyle hatırlatalım. Örneğin yılanları… Demek ki, asıl güç ruhtan kaynaklanıyor... Ama türlü icaplarla bu güç kamufle edilmiştir. Bizleri düşündürmek için de böyle bazı mizansenler sergilene gelmektedir.
15.09.2007