TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon

 

Teşekkür Etmek ve Özür Dilemek

 


         Hiç düşündünüz mü günde kaç defa teşekkür etmek, kaç defa özür dilemek ihtiyacını yaşıyorsunuz? Çok insan buna "hayır neredeyse hiç yaşamıyorum" diyecektir. Oysa ki bu duyguyu yaşamak, dile getirmek insanın içsel dengesinin bilinçli farkındalığıdır.

Hiçbir insan yoktur ki hayatı gerçekten olması gerektiği gibi yaşayabilsin. Hataları, eksiklikleri, fazlalıkları, mutlaka olacaktır. Dünya bir deneyim alanıdır çünkü ve deneyimler insanda kazanması gereken değerler için yaşanacağından mutlak hataları da getirecektir Gerçeğin anlatmak istediğini anlayıp uygulayıncaya kadar. Bu nedenle teşekkür etme ve özür dileme duygusu önemlidir.

Ego her iki duyguyu da pek bilmez ayrıca sevmez de... Çünkü teşekkür etmek onun için başkasının hizmetini kabul edip takdir etmek ve bunu ifadelendirmek, özür dilemek ise kendini küçültmektir başkalarının gözünde. Onur kırılmasıdır. Aslında takdir etmek de aynı şeydir, egonun anlayışında adı değişik de olsa. O buna dayanamaz. O mükemmeldir. Ne yaptığını ne söylediğini bilendir, uyarıya, düzeltilmeye ihtiyacı yoktur, yardıma da çünkü o kendine hizmet edilmesini varlığı karşısında başkaları tarafından yapılması gereken tek şey olarak görür. Gelişmişliği farklı olan insanlar içinse her iki duygu ifadesi de gereksizdir. Hayatı öylesine yüzeysel yaşar, anlamların inceliğinden, derinliğinden yoksun. Onlar için sözdür sadece, hani bazen "kibarlık" diye de aşağılayacakları. Bunun da arkasında ego yatar. İçten içe kendi çapında kendinin hayranıdır ve bu başkalarına küçümseyerek bakmasına neden olur. Değişimlerden hoşlanmaz. Olduğu gibi kalmak ve "ben" diyebilmek onun için daha güvenlidir. Kimi insan ise habersizdir böyle değerlerinde bulunduğundan. Kelime hazinesinde yoktur yerleri. Cehaleti yaşar onda ama bazılarının inancında değer olarak şükür vardır, kişiye yönelik olmasa da ve aynı şekilde af dileme. Tanrıyadır hitabı. İnsana gerek görmez. Bir eksik anlayış biçimidir bu da. En acı olanı ise ne Tanrı?ya ne de insana karşı bu duyguları yaşayamayanların varlığıdır. Hani "kendini beğenmiş" olarak ifade edilenlerin. 

         Bilgi der ki "İnsanın birbirine yaptığı gerçekte Yaratıcısına yaptığıdır". Yaratıcının buna ihtiyacı mı vardır? Hayır. İhtiyaç insanındır. İnsanın evrensel yasalara göre bilgilenmesi ve uyumudur, kendini tanımasıdır. Kim olduğunu bilmesi, yanlış düşünce ve toplum şuurunun baskısından kurtulmasıdır. Kendini tanıyamayan insanın şükrü de, af dilemesi de ağzındadır sadece. İçselleşememiştir. Yine kendini tanıyamamış insanın teşekkürü de, özür dilemesi de içselleşmediği için yüzeyseldir, dildedir ya da hiç önemsemediği kelimeleri ortam öyle gerektirdiği için kullanmasındadır. 

İnsanın birbirine yaptığı gerçekte yaratıcısına yaptığıysa, bu anlama bir parça erebilmiş insan için Yaratıcının yaratımında planladığı insan özelliklerine ermek çok daha kolaydır. İnsanlar bu nedenle tekâmül denen oluş seyrinin içinde, her bir yasanın içeriğini anlayarak değişik yaşamlar içinde yol alırlar.

Gerçekten teşekkür edebilmek ve özür dileyebilmek içsel bir kendini biliş, bilişine güveniş ve ego etkisinden uzaklaşma halidir. "Ben buyum ve bu halimi bilmek beni güçlü kılıyor çünkü değişmem gereken yönleri açıkça görebiliyorum ve onları değiştirmek için çabadayım. Bunu itiraf edebilecek kadar da varlığıma ve karşımdakine değer veriyorum." farkındalığını yaşayabilmektir. Gelişim için çok önemli olan bir engel aşılmıştır böylece.

Değişim yani tekâmül, insanın her zaman kullanıp da açılımını bilmediği kelime anlamı derinliklerine inebilmesiyle hız kazanır. Buna hız kazandıran farklı olma yolunda da hızlanandır. Yoksa bu gün dünyayı sarmış olan, insanı öven, dünyasal güç edinmesini sağlayan, geleceğin mucizelerinden ve bilgisinden bahseden, ya da içeriği boşalmış eski bilgilerin üzerine yeni ufuklar yaratmaya çalışan yöntemleri sadece bilgi olarak bilmekle sağlanmasında değil.

Ay Seli - 30 Haziran 2009  *ruhsalboyut.com*

 

<< geri 
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi 93432679 kişi ziyaret etti, Şu anda 210 kişi sitede.