Esasında sevgi doğanın kendisinde ve hayatın içinde vardır. Onun meydana getirdiği ahenk ve uyumu fark ettikçe, öğrendikçe daha iyi anlarız. Nitekim bilim ilerledikçe insanlığın ayrışmaya değil, bütünleşmeye doğru bir gelişimin içinde olduğunu görüyoruz. Kaba enerji olarak birlikteliğimiz bilinirken, ruhsal enerji olarak sürekli birbirlerimizle irtibat halinde oluşumuz, birlikteliğimizin aslında sandığımızdan ne kadar daha sıkı olduğunun bir göstergesi olmaktadır. Karşılıklı etkilenmeler, tesir alıp tesir vermeler ile hayat yollarımızın toplumsal bütünlükler içinde şekillenmesi, toplumsal bilgi ve bilincine, oradan da sevginin birçok hallerinde kendini göstermesine kadar bir süreç devam etmektedir. Ancak devam ede gelmekte olan bu sürece katılabilmek için bilgi ve farkındalık önemlidir. Ortak bilgi, bilinç ve sevginin meydana getirdiği ortak toplumsal bilinç havuzları aynı zamanda hepimizin hayat kaynaklarıdır. Bu havuzları pozitif olarak, sevgi ile desteklemek, takviye etmek hepimizin aslı görevidir. Çünkü bu havuzlar ihtiyacı olmuş veya olacaklar için bireysel sevgi kaynaklarıdır.

         Yaşamakta olduğumuz toplumlarımızı pozitif enerji ile desteklemek ve takviye etmek için bilgi ve bilincinde olmak, onun için çok önemlidir. Düşüncelerimizle oluşturamayacağımız sevgisiz ortamlarda bireysel sevgilerde yeşermez ve sevginin olmadığı ortamlarda hiçbir şey doğru dürüst gelişme gösteremez. Olmaz demeyin, olur mu demeyin. Siz sevginizi gönderin, o sevgisini göndersin. Ve hepimiz sevgimizi gönderelim. Böylelikle düşüncelerimizin ve kişisel sorumluluğumuzun ne olduğunu anlayacak ve kendimizi bir defa daha yeniden tanımış olacağız. Gücümüzü anlayacağız.    

Orhan Yarat – 24.1.2011  *ruhsalboyut.com*

Bilgisini harekete geçiremeyen bir varlık tekâmülünü sağlayamaz. Siz yeni bir hali eskisini değiştirerek bulacaksınız. Sır buradadır. (ayseli.org / Öğretilerden 11)

         Bilginin harekete geçmesi, sevgiye, hayra, güzelliğe, huzura, sevinç ve neşeye kısaca gerçeğe aykırı davranışların ortadan kalkmasıdır. Bilginin harekete geçmesi değişimdir. Her değişim adımı sevginin, heyecanın bizde yükselişidir.

         Bilgi yaşanması gereken gerçektir. Bilgi iyi ve doğru olanın yerine getirilmesi emridir. Bilgi dediğimiz emre uyanlar selamete çıkarlar ki selamet sevgiyi yaşamaktır. Bu aynı zamanda O’nun Sevgisini anlamak ve Gücünden kullanmaktır. Bilgiyi akılla karşılayanlar, emre uymak için akılla ispat isteyenler ise sevgiye asla ulaşamazlar.

Bilgiye sahip olmak demek yalnız o bilgiyi bilmek değildir, o bilginin kullanılabilme ortamını tam manasıyla kurabilmektir. Yoksa toplumun, toplumsal düzenin bilgiyi kullanmamızı engellediği iddiası konuya gönülle değil akılla bakmaktır. Bilginin kullanılabilmesi için gerekli ortamı kurmadıkça bilgi iç varlığımızda yer bulamaz ve o bilginin gücünden yararlanılamaz. 

Bilgi gittikçe büyüyen ve sonsuzluğa dek açılan bir kaynaktır. Bilgi bilgiyi doğurmuyorsa, içimizde coşku, sevinç yaratmıyorsa o bilgi kısırdır. Terk edilmek gerekir. Bilgi, nefes alış verişi gibi her defasında yeni baştan yapılan bir hareket tarzıdır. Eğer bilgi yenilenmiyorsa saplanır, önümüze engel olur. Onun için Yüce Yaratan insanı ilhamla o sonsuzluğa açmıştır.

Bir defa bilgi-eylem-sevgi döngüsüne girildi mi sevgi yeni gerçekleri, yeni bilgileri gösterecektir. Çünkü sevgi ışıktır, şuurun aydınlanmasıdır.