HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI
Yeni zamanın gerçeğinin bizce anlaşılmasının ve kabulünün
yaşamımızdaki sonuçları neler olmalıdır?
Farkındalık, evet ortamın ve yaşamın farkına varmak. Öyle bir fark ediş ki, geçmişi, eğrisi ve doğrusuyla, iyisi ve kötüsüyle, yanlışları ve yanılgılarıyla fark etmek. Ve şimdiyi her şeyi ile yeniden ve yeni bir anlayış içinde görebilmektir.
Yeni zaman gerçeği bir evrim süreci sonucundaki oluşum değildir. Alışageldiğimiz, kabullendiğimiz ve önemsediğimiz yaşam süreçlerimizin zaman içindeki değişimi ve dönüşümü hiç değildir. Yeni zaman gerçeği insanlığın evrimi sonucu kendiliğinden meydana gelen bir aydınlanmanın ve idrak etmenin kesin sonuçları hiç değildir. Muhakkak insanlık evrim olarak yeni zamanın gerçeğini anlayacak ve idrak edecek seviyeye gelmiştir. Ancak yeni zaman gerçeği bu safhadan sonra kendisine ilahi sistem tarafından çok çeşitli yollarla bildirilmiş, dikte ettirilmiş, öğretilmiş ve öğretilmektedir…
Yeni zamanın gerçeği, yeni bir evrim düzeni, hızlanmış bir zaman ve tamamlayıcı bilgisiyle, kapısı aralanan altın çağın kendisidir. Ve bizlere yansıması, içle dışın bir olması, gerçek bir samimiyet, gerçek bir sevgi ve gerçek bir inanç ve iman olmalıdır…
Orhan Yarat – 27.12.2010 *ruhsalboyut.com*
Geldiğimiz tekâmül seviyesine göre bütüne hizmeti bir borç bilmeli; yargılamadan, kınamadan, karşılık beklemeden sevmeliyiz. Olanları ve olacakları sükûnetle karşılamalı ve çevremizi olumlu fikirlerimizle rahatlatmaya çalışmalıyız. Dünya malına tamah etmenin ne kadar boş olduğunu bilip kendi emanet bedenimiz için şükretmeli ve yaşadığımız sürece bütüne yararlı olmak için O’ndan yardım istemeliyiz.
Irmak Nacar - 28.12.2010 *ruhsalboyut.com*
Yeni zaman nedir? Yeni zaman, yeni bir gerçekliktir. Dünyamıza inen yeni gerçeklik ise yeni varoluş koşullarıdır. Belki bazı bilinçlere bu “yeni enerji, yeni gerçeklik, yeni koşullar” sözleri anlaşılmaz, soyut sözcükler gibi geliyor. Ancak dünyamız şu anda değişen enerjiye bağlı olarak fizikî özelliklerini değiştirmekte, fizikî değişim sosyal, ekonomik ve siyasî alanlara hızla yansımaktadır. Depremler ve yanardağ püskürmeleri sosyal, siyasi ve ekonomik anlamda da yaşayacağımız yıkımın sembolleridir. Bu değişimin beş duyu ve akılla kavranan kısmını her gün bilimsel açıklamalara dayanan felaket senaryoları biçiminde televizyonlarda izliyoruz, gazetelerde okuyoruz. Bu senaryoları bize felaket olarak algılatan egomuzdur, bağlı olduğumuz egosal değerler ve alışkanlıklardır. Kuşkusuz çok büyük acılar yaşanacaktır. Bütün bunların altındaki neden sevgiden uzak bencil yaşamımızdır. Ve yeni zaman bir elektir.
Yeni gerçek yeni üst realite demektir. Dünyamıza sevgi realitesi iniyor. Bunun anlamı şudur, sevgiyi teneffüs ederek varlığımızı sürdürebileceğiz. Bedenimiz sevgiyi metabolize ederek ayakta kalacak. İnancımız, bu zor zamanlardaki görevimiz, hizmetimiz sevgi gerçeği ile birlikte titreştiğimizde devam edecektir. Yeni zaman anlamı budur ve bunun kabulü sevmek eylemidir. Kısaca dünyada bulunuşumuzun amacı olan büyük değişimdir. Değiştim, seviyorum diyenlerin son sınavı yeni zamandır.
Kimdir seven? Gerçek ihtiyacından fazlasını dağıtabilen; yaptığı her işi özenle mürşidine gösterecekmiş gibi yapan; gücenmeyen, küsmeyen, affedici, anlayışlı; karşılıksız hizmet eden, karşılıksız ve koşulsuz seven, karşılıksız veren; korkudan, endişeden, şüpheden uzak olan; Yaratan’la içsel bağını koruyan; meknuz gücünü kullanan; zamanın talebini derhal görüp yerine getirendir seven. Seven kim olduğunu bilir. Seven yaptığı işi gerçekte kimin yaptırdığını bilir. Seven her şeyin sahibinin kim olduğunu bilir. Seven, kardeşini kurtarmak için ateşe girendir. Yeni zamanın gerçeğinin bizce anlaşılması ve kabulünün bizdeki sonucu budur. Hepimize nasip olsun.
Güney Haştemoğlu – 28.12.2010 *ruhsalboyut.com*
Bugüne kadar yapılmış bütün hazırlıklar, verilen tüm bilgiler gelen yeni zamanın adaptasyonu içindir. Bu uyarıları dikkate alıp, değerlendirmekte bizlerin farkındalığı ile ilgilidir.
Bugünlerde gittikçe çoğalan, spiritüel konular ve gerçek insan olabilmemiz ile ilgili birçok bilginin artmış olması, değişen yeni zamanın anlaşılması içindir. Yeniyi karşılamak eskiyi bırakmakla olacaktır. Eskinin hükümranlığı, bizlerin esaretini getirecek, bu esaret de bizleri yeninin kabulünden uzaklaştıracaktır. Her birimiz, dünyadaki her canlı değişen, yenilenen hava ile yeniden nefes almadadır. Aldığı her yeni nefes kendini canlı tutması, yeni nefese karşı kendini hazırlaması ile ilintilidir. Bu, otomatik bir sistemdir ve vücudun doğalından tepkimesi sonucu olandır. Bizlerin bu doğal gerçeklik üzerinden çıkarması gereken çok konu vardır. İlk başta, aldığımız ne, verdiğimiz ne? Bu bakış noktamız, alacak verecek ilişkimizin gözden geçirilmesini sağlar.
Sonsuz Verenin, Varedenin kabulü, bizlerin O’na olan yakınlığını gösterir. Elbet ki, gerçeğin anlaşılması O’na olan yakınlığımızdan geçecektir. O’na olan inancımız, teslim oluşumuz kadardır. O’nun bilgisini bilince çevirmemiz, inancımızın artarak, gerçekle bağ kurmamızı kolaylaştıracaktır. Gerçeğin bilinci içinde olmak, bizlerin isteklerini de o gerçeklik üzerinden çıkarmasına olanak tanıyacaktır. İstekler, bütünün iyiliği için kendimizde edeceklerimizden seçilmelidir. Tutunduğumuz bilgi bizleri açan, açtığı kadar da dağıtabileceğimiz yönde doğru işlenmiş olmalıdır. Bu da alınan sonuçlar üzerinde görülecektir. Her şey O’nun farkındalığı kadarının kabulü içinde olmakla kaimdir. Yaşamımızdaki sonuçları da kabul ettiğimiz yer kadardır.
Tarık Öztürk – 7.1.2010 *ruhsalboyut.com*