|
Bilgi ve İdrak Hareketlerimizin şuuru dendiği vakit, hareketlerimizin manasını da bilmek gerektiği anlaşılmalıdır. Yaptığımız veya yapacağımız hareketlerin manasını idrak etmemiz gerekmektedir. Bildiğimiz zaman fikirlerimizdeki bilgilerin mana ile bütün ve birlikte olmasını temin etmeliyiz. Hareket ve davranışlarımızın manasına ulaşabilmemiz, geçirmiş olduğumuz tecrübelerden elde etmiş olduğumuz idraklere bağlıdır. Bizatihi yaşadığımız vakalar, bizde bir hamule tarzında idrakler doğuracaktır. Her yeni tatbikat ve fiil, yeni bir manayı bünyesinde barındırır. Biri diğerinin seviyesine ulaşamazsa, hiçbir şey yapamayız. Pek çok insan vardır ki, düşünce ve fikirleri kendi katmalarıyla da bir hayli kabarmış olmasına rağmen hareket ve davranışlarının manasına sahip değildir. | | | devamı... | |
|
|
HAFTANIN SORUSU
O'nun yolunda olmak veya olmamak sizce neleri ifade ediyor?
Tüm yaratılış Yaratan'a yönelik bir yoldadır. Yaratılmış olanlar, varlıklar O'na yönelmekle yaratılış içindeki yerlerini, varlıklarını koruyabilirler. Varlığın ilk ve temel aidiyeti O'nadır. Aynen bir bebeğin ilk ve temel aidiyetinin ana ve babası olması, Dünyamızın ilk ve temel aidiyetinin Güneş olması gibi. Bu aidiyet sonsuz sisteme olan aidiyetimizin olmazsa olmazıdır. Bu nedenle bir Yüce Verilişte "Doğru yolun yolcuları, korkunuz. Çünkü ya mahvolursunuz, ya da her şey sizin olur" ifadesi yer almıştır. Korkunuz çünkü yolun dışına çıkarsanız ilk ve temel bağınızı korumamış olursunuz, her şeyin ve her şeyin dışında kalır, kaybolursunuz. Mesele cehennem ve zebaniler değildir. Henüz çocuk bilincindeki insanlığa böyle anlatılmış olabilir. Ama artık çocuk değiliz.
Yol saflık, temizlik ve yüksek... | | | devamı... | |
|
|
HAFTANIN SORUSU
Mutlaka bulmamız gereken gerçek nedir?
İnsan olarak yaşadığımız dünya realitesinde Büyük Gerçeğin sayısız yansımalarını birer ikişer keşfedip, keşfettiklerimizi birleştire birleştire Büyük Gerçeğe yüzümüzü çeviriyoruz.
Herkesin kendine en yakın noktadan gerçeği görmesi doğaldır ve bu nedenle hepimiz aslında tek olan gerçeğin farklıymış gibi görünen değişik bir değerini buluruz. Ancak küçücük gördüğümüz bir değer, içinde en büyük değerleri, en Büyük Gerçeği saklar. Yeter ki o küçük sandığımız değer elimizden yere düşmesin, onu kalbimizde en değerli emanet olarak koruyabilelim. Çünkü onlar gerçeğin ulu ağacının küçük tohumlarıdır.
Düşünecek olursak hiçbir şey küçük değildir. Bütün küçüklerin içinde o küçüğün bir parçası olduğu muazzam bir sistem vardır. Küçük kabul ettiğimiz nice kusurlar, yanlışlar da kişisel ve hatta kimi zaman toplumsal felaketlerin sebebi olurlar. O küçük yanlışların, küçük kusurların bedenimizdeki... | | | devamı... | |
|
|
HAFTANIN SORUSU
Gönül birliğinin var oluşumuzdaki önemi nedir?
Gerçek anlamda birlik gönülce olduğunda ortaya çıkar. Gönülce oluşan birlik onu meydana getiren unsurlardan daha başka bir varlık, daha yüksek bir güçtür. Birlik meydana geldiğinde birleşen unsurlar önceki özelliklerini terk ederek daha geniş çevrede etkinlik ve işlerlik kazanan, daha başka birleşmelere açık bir sisteme dönüşürler. Kolaylıkla dağılmayan Birlik üst şuurun kavramıdır.
Fizik yasalar uyarınca evren önce aynı atomların kendi aralarında birleşmesi demek olan füzyon olayı ile büyümüş şekillenmiştir. Biyolojik yaşam ise füzyonla birleşip değişik özelliklere bürünen farklı atomların kimyasal reaksiyonlarla bileşikler meydana getirmesiyle başlamıştır. Maddeyi şekillendiren fizik yasalar, maddeye hükmeden şuur yasalarının bir yansımasıdır. Aynı yasaların biyolojik beden içindeki evrim safhasında olan şuur varlıklarını da özellikle insanı da yönettiğini düşünebiliriz. Çünkü ... | | | devamı... | |
|
|
|
|
HAFTANIN SORUSU
İnsan dünya sınavını "sevilmek ve sevmek"ten verecektir, ifadesi size neler düşündürüyor?
Gerçek sevgi, insanın kendi iyiliği için kendini geliştirme isteği ve çabası ile başlar. Kendini seven insan, sevilmeyi ve sevmeyi aynı anda yaşamış olur. Bu egosal bir durum olarak düşünülmemelidir, çünkü kendine iyi davranan kendini yüceltir ve dolayısıyla herkese karşı sevecen ve yardımsever olur.
Dünya sınavı sevilmeyi ve sevmeyi başarmaktır. Bu ifade, gelişimci bir yaşam tarzını benimseyip, o şekilde yaşamayı anlatır. Sevginin olmadığı yerde gelişim olamaz. Birbirimizden alacağımız ve vereceğimiz en güzel şey geliştirici yaklaşımlardır. Bu insanlara umut ve sevinç verir, karamsarlıktan kurtarır. Hiç kimse hayatında herşeye aynı anda sahip değildir. Sahip olmadıklarımız için fazlaca üzüntü duymak bizi sevgiden uzak bırakır ve önümüzdeki hayatı karartır. Yaşamın sınavı eksikliklere rağmen sevgi yolunda ilerlemektir... | | | devamı... | |
|
|
HAFTANIN SORUSU
Bizi iyi ve doğru olandan uzaklaştıran korkuların kaynağı nedir?
Korkularımızın kaynağı sahibi olduğumuzu sandığımız, toplumsal bilinç değerlerini ve nesnelerini kaybetme tehlikesidir. Bu korkuların bizi yönetmesine izin verirsek iyi ve doğru olandan uzaklaşırız. Halbuki ıstırap veren asıl kayıplar o zaman başlar.
Doğruyu ve iyiyi gördüğümüz halde yapılacak olanı yerine getirmemizi engelleyen korku bizim inanç, teslimiyet, sevgi sınavımızdır. Bizi ya korkular ya inancımız yönetecektir. Burada hangisinin daha güçlü olduğu meselesi ortaya çıkıyor. Güçlü bir inancın önünde engel olmaz. İnanç zayıfsa zaten bu yolda yürünmez, yaşam boşa gider. O'nun yolunda kazanmamız gereken yüksek niteliklerin hepsinin temelinde inanç vardır. Arınma, sabır, şükretme, teslimiyet, değişim, uyanış, gerçeği anlama, gerçeği görme ve var olmaya devam, ancak güçlü bir inançla mümkündür... | | | devamı... | |
|
|
HAFTANIN SORUSU
Varlık ve varoluş nedir?
Mutlak Olan'ın sonsuz tezahürleri varoluşu sağlar ve varlık sistemleri ortaya çıkar. Sözcüklere sığmayan bu konuyu bir nebze hissetmek için dahi çok derin bir içe dönüş ve kendi varlığının hiçliğini bir an olsun yaşamak gerekir. Bu hissediş dahi bir arpa boyu idrakten ibarettir.
Bilgisi verilmişse üzerinde düşünmek, anlamaya çalışmak görevimizdir. Varlığa ve varoluşa dair ilk düşünce açılımı kendimiz yani insan üzerinden olmalıdır. İnsan birbirini takip eden bilinç boyutlarında yer alan bir varlık sistemidir, düzenidir. Boyutlar insana "varlık olma" olanağı, daha süptile akış olanağı sağlıyor. Dünya boyutunda beden dediğimiz biyolojik yapı sayesinde varlığımızın "gerçeklik", "kalıcılık" kazanması için gereken deneyimleri yaşıyoruz. Aynı amaçla yeni deneyimlere gireceğimiz sonraki boyutlarda farklı bedenler bize hizmet edecek.
Varoluş başkadır, var kalmak... | | | devamı... | |
|
|
HAFTANIN SORUSU
Ruhsal bilgileri anlamak ile kabul etmek arasındaki bağlantı nedir?
Ruhsal bilgiler akılla değil şuurla anlaşılabilir. Evrensel beş değer olan iyilik, doğruluk, hizmet, bilgi ve sevgi dahi insanlıkça anlaşılmış mıdır? Anlaşılmış olsa idi, mutlak anlamda olmamakla birlikte, hepimiz bilincimizin elverdiğince yüzde yüz iyi ve doğru olmaz mıydık? Bugün ahlaki değerler olarak karşımıza çıkan bu beş değerin bizi hangi yüksekliklere taşıyacak olan yasalar olduğunu anlamış olsaydık bunca ikilik içinde olur muyduk?
Biz bugünkü realitemizde bilgileri anlamaktan çok, hissetme devresindeyiz. Hissetmenin anlamaya dönüşmesi sürekli ve koşulsuz eylemle mümkündür. Hizmeti göze alanlar anlamaya daha yakındırlar. Çünkü hizmet bir anlamda Hayır Sistemleri ile birlikte çalışmaktır.
Ruhsal bilgiyi kabul, anlamayı kolaylaştırır. Anlamak kabulün sınırlarını ortadan kaldırır. | | | devamı... | |
|
|