LBL_YAZI
SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 2 Mayıs 2024 Perşembe

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon

 

8 Mart Neden Kadınlar Günü?

 

           Neden Kadınlar Günü diye bir gün var? Gerçekte insan dediğimiz varlığın, yaratılışı cinsiyete dayanmaz. Yani O’ erkekleri yarattı, sonra kadınları yarattı diye bir şey yoktur. İnsan bir öz olarak yaratılmış ve bir noktadan sonra, şuurca açılmaları, yükselmeleri için iki ayrı cins olarak deneyim vasatlarına inmiştir.

 

           Kadın ve erkek ayrımı insan DNA’sındaki çok küçük farklılıklarla gerçekleşir. Bu küçük farklılık, dünya yaşamında çarpıcı bir fiziksel ve davranış farklılığı yarattığı için, bilimin henüz bugünkü kadar ileri olmadığı dönemlerde, kadın ve erkeğin ayrı ayrı yaratılmaları daha akla yakınmış gibi gelmiştir. İnsan beyni incelendiğinde görülüyor ki beynin sol yarısı, mantıksal, analitik düşünce ve iletişimin sözel kısmından sorumludur. Sol yarı düşünürken bütünü parçalara ayırır; kıyaslar, ölçer biçer, sonuç çıkartır; önyargılarımızı güçlendirir. Yani yargılayıcı ve hüküm vericidir. İnsanda ayrılık ve yalıtılmışlık duygusu yaratır. Toplumsal zihnin başarıyla ilgili değerlerini sol taraf işler. Sol beynin klasik zekâ olarak kabul edilen bu yeteneklerini IQ dediğimiz bir katsayı ile ölçüyoruz. İşte beynimizin bu özellikteki sol yarısı erkeklerde daha hâkimdir.

 

           Sağ beyin yarı küresi ise bütüncül düşünce ve kavrayıştan, iletişimin sözel olmayan kısmından sorumludur; sezgi ve fantezilerin yeridir; duygu ile yönlenir. Kişinin ön yargılardan kurtulması, kendinde yapmak istediği değişimleri başarabilmesi, sezginin ve fantezinin kullanımıyla mümkündür.  Akıl ve mantık genellikle bizi sorunlardan kurtarmaz. Bunların çözümü için bütüncül düşünce ve kavrayış gerekir. Sağ beynin bu çalışma biçiminin dayandığı yapıya ise duygusal zekâ diyoruz ve EQ kat sayısı ile ölçüyoruz.

 

           Duygusal zekâ, kişide sıcaklık, neşe, sevecenlik, doğallık, coşku, meraklı olma, yaşamdan zevk alma, yaşama sevinci duyma, olarak tezahür eder. İyimserlik bu zekanın en önemli göstergesidir. Bu özelliklerin ön planda olduğu mesleklerde başarı, sağ beyin tarafından sağlanır. Beynimizin bu yarısını da daha baskın olarak kadınlar kullanıyor. IQ’ nuz yüksekse, teknik uzman, teknik danışman olursunuz, EQ’ nuz yüksekse Yönetim Kurulu Başkanı olursunuz!  Veya IQ’ nuz yüksekse evlilik danışmanı olursunuz, EQ’ nuz yüksekse mutlu bir evliliğiniz olur!

 

           Kuşkusuz bu anlatılanlar genelde insanlar beynin sadece bir tarafı kullanıyor anlamına gelmiyor. Öyle olsaydı yaşam bir felakete dönüşürdü. Burada sadece öncelikli, daha baskın bir kullanımdan bahsediyoruz. Çok doğal olarak beynimizin en sağlıklı çalışması her iki yarı kürenin dengeli bir biçimde kullanılmasıyla mümkün. İşte burada kadın ve erkek arasındaki bu farklılığın hikmeti ortaya çıkıyor. Çünkü insandan beklenen birlik olma ve sevgi deneyiminin önce kadın ve erkek arasında başlaması gerekiyor. İlk önce, “ bir olan ikili” kadın ve erkek. Kadın ve erkeğin sevgi ve saygıyla mükemmel bir beraberlik kurmaları aynı zamanda beynin her iki yarı küresinin bir araya gelerek daha mükemmel bir beyin oluşturması demektir. Kadın ve erkek, böyle  bir beyine sahip olabilmek için birbirlerini sevmek, saymak ve kabul etmek zorundadırlar. Yaşamdaki mutlulukları, başarıları, sevinçleri, her biri bir ışık olarak dünyaya gelen çocuklarının, bu tanrısal ışığını karartmamaları hep buna bağlıdır.

 

           Ancak dünyaya baktığımız zaman ne görüyoruz?  Birbirini nasıl seveceğini dahi bilmeyen kadın ve erkekler arasında kıyasıya bir çekişme; mutsuzluk, sevilmediği için gerçek birer kadın olamayan kadınlar ve sevilmediği için gerçek birer erkek olamayan erkekler.  Ve mutsuz çocuklarla süre giden bir kısır döngü içinde her gün biraz daha dejenere olan, şiddet bağımlısı insanlık. Bu karmaşanın içinde 8 Mart Kadınlar Günü’nden ne bekleyebiliriz? Kadına sevgi ve saygı göstermeyen, kadının yaşamdaki yerini daraltan, kısıtlayan, onu ikinci sınıf insan olarak gören bir toplumda manen öksüz kalan,  sevgi ve saygıyı tanımayan, şiddete yönelik, yarım akıllı bile olamayan oğullara ve kızlara 8 Mart’ı nasıl anlatacağız?

İş yine birkaç kişiye kalıyor. Allah onlara kolaylık ve güç versin!

 

Ayşe Turhan - 05.03.2008 *ruhsalboyut.com* 

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi 94404104 kişi ziyaret etti, Şu anda 565 kişi sitede.