LBL_YAZI
SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 2 Mayıs 2024 Perşembe

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


Yaşama Gülümseyerek Bakmalıyız

           Değişik şartlarda dünyaya geliyor, değişik şartlara altında yaşıyoruz. Bulunduğumuz çevreye göre bir takım istekler duyuyor, onları gerçekleştirmeye çabalıyoruz. Çoğu zamanda bu olmuyor. Ümitsizliğe kapılıyoruz.

           Bu ümitsizliğin bilgisizlikten doğduğunu bir bilsek. Başarısızlıklar karşısında derin derin, adeta bir yabancıyı kurtarmak istiyormuş gibi soğukkanlılıkla bir düşünsek.

           Eğer biz şiddetle bir şeyin olmasını arzuluyorsak, o iş de olmuyorsa niçin talihsiz olduğumuz kanısına varıyoruz? Niçin geçici olarak bağlandığımız o şey yerine daha üstün bir kıymetin bize verilmek istendiğini anlamıyoruz? Evren bu kadar kısır bir yer mi? Yoksa ümitsizliklerimizden zevk alan bir kuvvetin esiri miyiz?

           İsteklerimizle hayatımız birbirine uymuyor ve bundan üzülüyorsak bize anlamadığımız bir lisanda bir şeyler söyleniyormuşcasına dikkat kesilmeliyiz.

           Yaz günleri camlarda vızıldayan arıları düşünelim: Bu hayvancıklar saatlerce aynı şeffaf zemin üzerinde dolaşır dururlar da biraz ilerideki açıklıktan dışarı çıkmayı akıl edemezler ve ölür giderler. Yolumuza bir kaya çıkarsa, bu kayanın dibinde yatıp ölmeyi beklemiyoruz.

           Şurasını bilelim ki, biz hayata nasıl bakarsak hayat da bize öyle bakar. İnsanların düşünceleri, arzu ve davranışları onları bu düşünce, arzu ve davranışlara uygun bir hadiseler grubuna sokar.

           Zengin olmak isteyen zengin olacak demek değildir. Maddî gerçeklere bağlananlar o atmosfere girerler. O maddî değerlerin yokluğunun acısını çeker veya o değerleri kullanırlar. Ta ki maddî kıymetlerin bir vasıta olduğunu anlasınlar. Öfkeli ve hırslı insanlar hayatın sert hadiseleriyle karşılaşırlar.

           Bugün evinizden çıkarken gülümseyin. Gökyüzünün maviliğine, otlara, ağaçlara, kedilere ve kuşlara, insanlara sevinçle bakın... O zaman etrafınızı görünmeyen tatlı ışıklar saracaktır. Her ot parçası size selam verir gibi olacaktır. Hayatın bize vereceği zenginliğin ne olabileceğini belki o zaman anlarız.

           İnsanları kahreden içlerindeki karanlıklar ve bencillik duygusudur. Zengin, fakir, genç, yaşlı hepimiz şunu bilelim: O karanlıklardan dışarıya doğru bir kapı açılır. Ve o kapı güneşli bir yaz gününün aydınlığına koşan bir yolun başlangıcıdır. Çocukluğunuzda hiçbir köy yolunun ta ileri de kaybolduğunu heyecanla seyretmediniz mi? Hiçbir duvarın arkasında ne olduğunu düşünmediniz mi?

           Bir büyük inisiye "çocuklar gibi olmadan cennete giremeyeceksiniz" diyordu. Bu sözdeki derin mâna anlaşılıyor sanırım.

Suat Tahsuğ, Ruhsal Evrim Bülteni.

(Güncelleme: 08/11/2006)

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.