|
TV 'DE NELER VAR?
TV'lerde ve Vizyonda
Konularımızla İlgili Gösterim ve Yorumlar

YOKLUĞUNDA ÇILDIRDIM J'ENRAGE DE SON ABSENCE
Yapımı:2012 - Belçika, Fransa
Tür: Dram
Süre:98 Dak.
Yönetmen: Sandrine Bonnaire
Oyuncular: William Hurt , Alexandra Lamy , Augustin Legrand , Jean-François Wolff , Norbert Rutili
Senaryo: Sandrine Bonnaire , Jérome Tonnerre
Yapımcı: Dominique Besnehard , Michel Feller
Diğer Adı: Maddened By His Absence
Kullandığı araba ile kaza yapan Jacques, kendisi yara almaz ama oğlunu kaybeder. Vicdan azabı ile kendini bitiren psikolojisi bozulan Jacques, evliliğini de sürdüremez. Yıllar sonra babasının cenazesinde karşılaştığı eski karısının ise yeni bir hayatı ve 7, 8 yaşlarında bir oğlu vardır. Jacques çocukla tanışmayı ister ve eski karısı kocasından gizli olarak ve çocuğa bunu babasına söylememesini tembih ederek tanışmayı sağlar. Ancak bu tanışmadan sonra Jacques, ölen oğlunun yerine koyduğu çocuğun peşini bırakmaz. Jacques'ın gösterdiği tutkulu sevgi karşısında çocuk da onu sever ve ikilinin herkesten gizli, her gün yeni yalanlarla desteklenmesi gereken arkadaşlığı başlar.
Filmde düşündürücü yaşam dersleri var. Yaşamda mutluluklar kadar üzüntüler de vardır. Üzücü bir olay karşısında insan olarak güçlü olmak zorundayız. Güçsüzlüğümüz sadece bize değil çevremizdeki insanlara da büyük zarar verir. Eski karısı Jacques'ın çocukla tanışma teklifini reddetmiş olsaydı, o istenmeyen olaylar zinciri başlamayacaktı. Yaşamdaki üzücü olaylar küçük ihmallerden, önemsiz diye düşünüp yaptığımız işlerden çıkar. Eski karısı Jacques'ın tanışma teklifine neden evet dedi, o sırada ne düşündü? Jacques'la olan duygusal bağı, geçmişteki birliktelikleri, ölen oğulları için beraberce yaşadıkları büyük acı, hayır demesi gereken teklif karşısında kadını zayıf bıraktı. Bir tanışmanın ne zararı olur ki, diye düşündü... | | | devamı... | |
|
|
HAFTANIN KONUSU
Zannettiğimiz kadar özgür müyüz?
Burada sözünü ettiğimiz özgürlük, özümüzle bağımızı sağlayan özgürlüktür ki bu sevgi, saygı ve birliğe dayalı bir var olma ve buna göre yaşama özgürlüğüdür. Bu özgürlüğün olmadığı yerde bilinçlenme durur, mevcut bilinç dahi kaybolabilir. Öyle ki onlar nefisleri körüklenerek O Öz'ün artık asla ulaşamayacağı bir inişe geçerler.
Gerçek bilgilerinin uzağında kalan kişiler, yaşamlarını özgür seçimleri ile sürdürdüklerini düşünürler. İlk başta yanlışı veya doğruyu seçerken kuşkusuz kısmî bir özgürlük vardır. Kimi zaman üst şuur planları kişiyi koruma adına yanlış seçimlere izin vermezler veya yanlış seçimleri düzeltme fırsatları verirler. Fakat üst üste yanlışı seçen nefsî bağlarla öylesine bağlanmıştır ki, istese bile özgürce doğruyu seçme gücü çok azalmıştır.
Kendimize ve etrafımızdaki... | | | devamı... | |
|
|
HAFTANIN KONUSU
Kurtuluş kendini bilmektir
Hiç düşündünüz mü kaç fizik boyut var? Biz fizik boyut ve fizik ötesi boyut diye ikiye ayırıyoruz ve ölünce fizik ötesi boyuta geçeceğimizi kabul ediyoruz. Hâlbuki ruhsal bilgiler "ölmeden önce ölünüz" diyor. Ölmeden önce ölürsem yine dünyadayım ve bir fizik bedene sahibim. Öyle ise o fizik beden nasıl bir bedendir ve o fizik bedenin dünyası nasıl bir dünyadır ve o dünyanın fizik yasaları nasıldır? Gerçek ibadet ölmeden önce ölmek midir? Ölmeden önce ölen "kâmil insan" zehir içse ona hiçbir şey olmuyor. Kâmil insanın bedeni nasıl bir bedendir, kâmil insan bizim tabi olduğumuz fizik yasalara tabi değil mi? "İbadetin yüksek biçimleri üstün biyolojik özellikler yaratır" bilgisi var. Üstün biyolojik özellikler taşıyan bir beden varsa onun ait olduğu üstün özellikler taşıyan bir fizik dünya ve bir fizik boyutun da var olması gerekmiyor mu? Uçan dairelerle ilgili bir soruya "Uçan daireler sizin giysinizdir" cevabı verilmişti... | | | devamı... | |
|
|
HAFTANIN KONUSU
Bilgi, sevgi ve hayır aslında tek anlamdır
Dünya yaşamında O'nun bizden beklediği tek şey şuurda yükselmemizdir. Sözünü ettiğimiz şuur sevgi ve birlik şuurudur. İki sözcükle ifade ediyoruz ama sevgi ve birlik aslında tek anlamdır. Çünkü biri olmazsa diğeri de olmaz.
Bize bilgi olarak verilen anlamları birleştirerek düşünmezsek, biri olmadan diğerinin olmayacağını kavrayamazsak, eylemde doğruluğu ve şuurca yükselmeyi başaramayız.
Sevgi yolumuzun yegâne enerjisidir. İyi ve doğru olmakla, bilgiyi öğrenmek ve uygulamakla, hizmet üzerinden zamanı hayra çevirmekle ortaya çıkan enerjilerin tamamı sevgi enerjisinin spektrumunda mevcuttur. Işık olunuz anlamı bu spektrumda eksik olanları tamamlayınız demektir. Beyaz olmak, nur yüzlü olmak, arınmak, gül yüzlü olmak, hepsi enerji spektrumumuzun tamamlanması demektir... | | | devamı... | |
|
|
|
|
HAFTANIN KONUSU
Ruhsal denge ve düzen
Denge düzenin sonucudur. Düzenin sağlandığı yerde denge ortaya çıkar. Dünyamız iç içe sayısız düzenlerden birinde ve kendi içinde sağladığı düzenle dengededir. Dünya insan olarak bu düzenlerin yarattığı dengenin içine doğmaktayız ve Dünyanın doğal ve aslında ruhsal olan düzenine uyum sağladığımız kadar biz de kendi ruhsal dengemizi kuruyoruz. Kuşkusuz ruhsal olarak dengelendikçe daha üst düzenlere dahil oluyoruz. Her denge seviyesi bir üst düzeni getirdiği gibi, her üst düzen de yeni bir dengeyi getirir. Her ikisi birbirini tamamlayan ve yükselten güçlerdir. Denge kendini Gerçeğe sabitlemektir.
İnsan önce kendi maddi yaşamını düzene sokacaktır. Kendi yaşamını düzene sokamayanlar ruhsal bilinçlenme yolunda yürüyemezler. Yaşamı düzene sokmak, zamanı doğru kullanmak, ruhsal sorumluluklarının bilincinde olmakla başlar. Dünya yaşamı veya ruhsal yaşam aynı esaslara... | | | devamı... | |
|
|
HAFTANIN KONUSU
Ruhsal gerçeği kavramak zorundayız
Hiç kimse dünyadaki yaşamın gerçekliğini anlama, öğrenme konusunu tartışmaz. Çünkü yaşayabilmemiz için o gerçeğe göre yaşamamız gerekir. Doğumdan itibaren önce aile sonra okullar, çalıştığımız iş, evlenme, çocuk sahibi olma hepsi dünyadaki yaşamın gerçeklerini kavrayıp öğrenmemiz içindir. Çoğu defa gerçek dediğimiz anlam sadece dünyanın maddi gerçekleri üzerinden anlaşılıyor olsa da aslında dünya gerçekleri, "iyilik, doğruluk, hizmet, bilgi, sevgi ve birlik" dediğimiz ruhsal esaslarla beraber farklı bir gerçeklik örgüsü teşkil eder. Bütün kayıplarımızın, boşa giden yaşamlarımızın nedeni bu örgüdeki ruhsal esası, ruhsal gerçekliği göremiyor olmamızdır.
Bizi var eden gerçek önce ruhsal gerçektir. Dünya yaşamı madde gerçekliği içinde olmakla birlikte ruhsal gerçekliğimiz gerek madde gerekse madde ötesinde bizim varoluş...
| | | devamı... | |
|
|
HAFTANIN KONUSU
Gerçek biz kimiz?
Dünya yaşamında insana verilen tüm bilgiler, ondan beklenen tüm eylemler onun kim olduğunu anlaması içindir. Bizden beklenenlere baktığımızda kim olduğumuzu anlayabiliriz. Dünya bilincindeki insanın ruhsal eğitiminin amacı onun kim olduğunu bilmesidir. "Kendini bil" ifadesi yeryüzündeki ilk insana da yöneltilmiştir. İlk insan ifadesi bir grup insanı ifade eder, tek bir insanı değil.
Kendini bilme ve Yaratan'ı bilme ruhsal bilinç yolunun iki adımıdır. O'nu bilme adımını, kendini bilme adımı izler ve yol adım adım böyle devam eder. O'nu inkâr kendini inkârdır.
O'nun insandan istediği, insana emrettiği, insana yardımı, insana verdikleri, insanı koruması, bağışlaması, insana yeryüzünde acı veya tatlı yaşattıkları hepsi insanın gerçek kimliğini anlaması içindir. O'nun insandan tek beklediği bilinçlenmektir, yani bizatihi kendisinin, özünün, var... | | | devamı... | |
|
|
HAFTANIN KONUSU
Ruhsal Yolumuzun Öncelikleri
Şu ana ait gerçek ihtiyaçlarımız önceliklerimizdir. İhtiyacımız olan bilgi ve ihtiyacımız olan eylem anlaşılmadıkça hayırda olamayız, şuurda adım atamayız. Realitemizin yükselmesi ihtiyaç olanın karşılanmasına bağlıdır.
Önceliğimiz bizler için şu anda, şu zamanda olması gereken her ne ise, bilmemiz gereken her ne ise onları ön plana çıkarmaktır. Diğer konular zamanı geldiğinde açılmak kullanılmak üzere kalbimizde muhafaza edilmelidir. Bu, o büyük konuların üzerinde düşünülmemesi, çalışılmaması anlamına gelmiyor. Ancak öncelikli konuların, o ana ait gerçek ihtiyacımızın eyleminde değilsek hayırdan, O'nun Rızası'ndan uzak durumdayız. Bu güçsüzlüğe doğru, geri dönüşü olmayan bir kayma halidir.
Nedir önceliğimiz? Önce O'nu her zaman içtenlikle anmak, önünde olduğumuzu hiç unutmamak; önce O'na her şey için şükretmek; önce şu bilgilerin, yüce yardımın, bizim... | | | devamı... | |
|
|