|
Spiritüel Yolculukta 4 Soru
Tanrı arayışı, ulu bir dağa tırmanmak gibidir. Zirvenin davetkâr ve büyüleyici ışıltısına kapılan maceraperestin ruhsal gücünü ortaya çıkarmak, dirayetini arttırmak, istek ve iradesini ölçmek için pek çok tehlike onu beklemektedir...
Spiritüel yolculuğun her safhasında, ne kadar ilerlemiş olursak olalım, bıçak sırtında yürüdüğümüzü; kutbun karanlık tarafına farkına dahi varmadan kayabileceğimizi hiç unutmayalım. Ve bir adım atmadan önce, ‘Bunu niçin yapıyorum?’, ‘Kime ne ispat etmek istiyorum?’, ‘Sözlerim ve davranışlarım beni ve karşımdakileri nereye götürür?’, ‘Hizmet ettiğim ruhum mu, yoksa egom mu?‘ gibi soruları sormayı kesinlikle ihmal etmemeliyiz...
| | | devamı... | |
|
|
Üç Risk Alanı
Bir riskin ne olacağına dair bir formül yoktur. Her birimiz için, herhangi bir anda yaşamdaki risk alanları farklıdır; bir insanın riski diğerinin bağımlılığı olabilir. Ama üç alan vardır ki buralarda risk almak yaşam kalitenizi değiştirecektir.
1) Daha kırılgan olmaya razı olmak - açılmak, savunma ve korunma mekanizmalarımızı araştırmak, sırlarımızla karanlık yönlerimizi ortaya çıkarmak.
2) Daha dürüst yaşamaya razı olmak - sözlerimizi tutmak ve vecibelerimizi yerine getirmek, korktuğumuzda bile paylaşmak.
3) Capcanlı olmaya razı olmak - yaratıcılığımızı ortaya koyup canlı ve yaratıcı olmaya her kalkıştığımızda kaçınılmaz olarak karşımıza dikilen...
| | | devamı... | |
|
|
Kadim Ruhsal Öğreti:
Dzyan Kitabı
Dzyan Kitabı, beşer tarihinin en eski semavî kitaplarından biri olarak nitelenir. Orijinali kuşkusuz, şimdiki beşeriyetin anlayabileceğinin ötesinde ve üstünde birçok yüksek konuları, olayları ve varlıkları anlattığı ve gizemli lisanlarla kayıtlandığı için Yüksel Ruhsal Yöneticiler tarafından gizli tutulmuştur. Ne var ki, çok küçük ve önemli iki bölümü beşeriyete sunulmuştur. Bu bölümler, “evrendoğum” ve “beşerdoğum” konularını içermektedir. Kâinatlar varlıklar tarafından meydana getirilen...
| | | devamı... | |
|
|
HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI
Şükretmeyi Başarmak
Nasıl Olur?
Gerçekten şükredebilmek, hakikaten zor bir iştir ve sorudaki anlama uygun olarak da başarıdır. Formülü şudur: Gerçek şükür, önce başkalarının şükretmesine yol açmaktır. Öyle bir yaşayacaksınız ki, her düşünceniz, her sözünüz, her eyleminiz, hatta hiçbir şey yapmadan yalnızca bulunuşunuz dahi çevrenizde şükran duyguları uyanması için yeterli olacaktır. İncil’de bunun için, “Önce göklerin melekûtunu arayın, diğer bütün şeyler ilaveten verilecektir.” denilir. Bu yaşayış biçimini doğal bulunuşu haline getirebilmiş olanlar, sırf mevcudiyetleriyle etraflarına huzur...
| | | devamı... | |
|
|
|
|
Pozitif Enerjiyi Saptırmak
İnsanlar çoğunlukla pozitif enerjilerini ortadan kaldırarak, onu en alt seviyede tutarlar. Saptırmak, pozitif enerjiyi engellemenin en yaygın yollarından biridir. Örneğin bir yemek partisinde, misafirlerden birinin ev sahibine iltifat etmeye çalıştığını ama ev sahibinin her seferinde bunu negatife çevirmeye çalıştığına şahit olundu. “Misafir—Yemek inanılmaz lezzetli. Ev sahibi—Gereğinden fazla pişmiş. Misafir—Ben gerçekten beğendim. Tıpkı eskiden annemin yaptığı gibi olmuş. Ev sahibi—Şimdi alışveriş yaptığım kasap, eski kasabımın yarısı kadar olamaz. Bu örnekte pozitif enerji saptırılmaktadır. Oysa bir teşekkür ederim yeterli olabilirdi. Pozitif enerjiyi saptırmayı alışkanlık edinmiş bir insana...
| | | devamı... | |
|
|
Anlamak
"Anlayış" kelimesinin kendine özgü bir enerjisi var. Sadece kelimeyi yüksek sesle söylemek bile enerjiyi iletebiliyor. Tüm deneyimimizi şefkatle sarıp sarmalıyor. Anlayış olunca kabullenme de oluyor ve kabullenme ile huzur geliyor. Anlayış meditasyonun doğal sonucu olan bir başka özelliktir. Bunun nedeni, meditasyonda bir şey yapmaya değil sadece her şeyi olduğu gibi görmeye odaklanılmasıdır -yalnızca iyice bir bakabilmek için birkaç adım geriye gidilir.
Meditasyon benim olaylara bakış açımı giderek yumuşatıyor ve bu yumuşama sayesinde içimdeki çocuğu anlayabiliyorum. Kendimi elde ettiğim başarılarla ölçtüğüm sürece içimdeki çocuğa anlayış gösterecek yerim...
| | | devamı... | |
|
|
Güneş Sisteminde 9. Bir Gezegen Var
TOKYO - Japon bilim adamları güneş sisteminde keşfedilmemiş 9. bir gezegen olduğuna inanıyor. Kobe Üniversitesi’nden araştırmacıların bu iddiaları bilgisayar simülasyonlarına dayanıyor. Araştırmacılara göre, Dünya’nın 0,3–0,7 katı kütleye sahip keşfedilmemiş bir gezegenin var olma olasılığı yüksek. Japon astronomlar, büyük çapta daha fazla araştırma yapılırsa bu gizemli gezegenin en fazla 10 yıl içinde keşfedileceğini belirtiyor. Kobe’nin ekibinin araştırmaları “Astronomical Journal” dergisinde...
| | | devamı... | |
|
|
Tasavvufun Dört Kapısı
Şeriat, tarikat, marifet, hakikat kapısı. Hakikate ulaşmak ise, bu kapıların birer birer geçilmesiyle mümkündür. Öğrencilerinden biri Mevlana'ya sormuş: — Bu dört kapı meselesini ben pek anlayamıyorum... deyince
Mevlana: — Şimdi bak, karşı medresede dersini çalışan dört kişi var. Hepsi de rahlelerine eğilmiş okuyorlar. Sen git bunların hepsinin ensesine sırayla bir şamar at. Sonra gel sana anlatayım.
Öğrenci gitmiş birincinin ensesine tokadını atmış. Tokadı yiyen "talebe" derhal ayağa kalkmış ve daha güçlü bir tokatla Mevlâna’nın öğrencisini yere yıkmış. Öğrenci dayağı yemiş, geri dönecek ama hocasının verdiği...
| | | devamı... | |
|
|