TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon

HAFTANIN KONUSU

 

Her zaman dua edelim, her zaman şükredelim

 

         Tüm var oluşu Yaratan, bir takım şeyleri bizim talebimiz olmadan vermez. Şöyle düşünenler var: "O' bizim halimizi, ihtiyaçlarımızı biliyor, vermek isterse verir. Ayrıca dua etmeye gerek yok." Çok yanlış bir düşünce, çünkü dua yüzünü, gönlünü Yaratan'a çevirmek ve ruhunu arındırmaktır. Arındığımız kadar O'na yakınız, arındığımız kadar dualar kabul olunur, bedensel ve ruhsal şifada oluruz.

         Dua etmek, O'nun karşısındaki yerini bilmektir. Bu tevazu içinde olmak, kul* olduğunun farkında olmaktır. Dua etmek bir anlamda O'na yalvarmaktır. Çocuktuk, annemize babamıza bir şeye izin vermesi için yalvarırdık. Çünkü çocuklar kibir bilmez. Büyüdük kibir sahibi olduk. Çok ağır bir durum olmadıkça O'na yalvarmıyoruz. Kuşkusuz gönülce, yürekten dua ettiğimiz zamanlar da var. Ama bu yürekten dualar da o kadar sık değil.

         Dualarımız daima hayra yönelik olmadır. Kızdığımız veya bize fenalık yaptığını düşündüğümüz kişilerin cezalandırılması için yapılan dualardan özellikle kaçınmak gerekir. İntikam arzumuza (haşa) O'nu alet etmeye kalkmak haddini bilmezlik bir yana deli olmakla birdir.

         Şükretmek de bir duadır. Şükretmedikçe hayır dağılır gider. Veren O'dur, koruyan O'dur, yardım eden O'dur, nasip eden O'dur, bizi sıkıntıya sokarak sınayan ve eğiten O'dur, bizi gerçek seven O'dur. Şikâyet etmemek şükretmenin ilk adımıdır. Şikâyetimiz hakkında düşünelim. Bizim bu konuda bir yanlışımız var mı? Pek çok konuda bizim bir rolümüzün olmadığını düşünürüz. Örneğin trafikten şikâyet ediyorum.  Benim de "olmasa da olur" bir arabam varsa hiç şikâyete hakkımız yok. Arabamız yok ama param olsa hemen alırım diyorsanız aynı kapıya çıkar. Eğer benim bir araba almak için hiç hevesim yoksa benim gibi düşünenlerle bir araya gelip örgütlenirim. Araba yerine yürümek, bisiklete binmek, genel ulaşım araçlarını kullanmak konusunda örgütlü çalışma yaparım. Bu konuda yardımı olabilecek kurumlarla belediye gibi, trafik müdürlüğü gibi kurumlarla işbirliği yaparım. Bu konuda kamuoyu oluşturmak için çalışırım. Ben çocuklarla ilgili bir toplumsal sorun için bu çalışmaları yaptım. Sorun halledildi mi? Hayır! Ama herhangi bir sorunun o ülkedeki bütün sorunlarla ilgili olduğunu tek başına bir tek sorunun çözülemediğini gördüm. Ancak denizyıldızlarını kurtaran adam gibi sayısı bir hayli olan çocuğun gencin kurtuluşu da mümkün oldu. Bu konuda her türlü ilahi yardımın nasıl yapıldığına da şahit oldum. Binlerce defa şükrediyorum. Hatta biz yaptık bile demiyorum. Çünkü biz sadece yapmayı istedik, elimizden geleni yaptık ve O'nun muhteşem yardımlarıyla işi başardık.
 
         Bizler O'nun çocuklarıyız, bizi asla yalnız bırakmaz. Neyi hak etmişsek onu verir. Şükretmek teşekkür etmektir. Teşekkür etmeyene nankör denir.

         Dua ederek istediğimiz kimi durumlar biz o durumun kalıbına girmedikçe verilmez. Çalışmadan sınıf geçmeyi istemek, liyakatinin bulunmadığı bir iş, bir mevki talep etmek gibi!

         Her vardığımız güzel düşünce, bulunduğumuz bir durum için şükretmeliyiz. Ancak bu şükrün sonunda kendimizin değiştirmesi gereken noktaların da bulunduğunu bilerek kendimizi daha iyi, daha doğru olan yola çekmeliyiz. Yani şükretmekle iş bitmiyor. O'ndan ne diliyorsak o dileğin yakışacağı kalıba girelim. Dileğimiz yerine geldiğinde iyilik, doğruluk ve sevgi yolunda birkaç adım daha atalım. Yoksa dileklerin kabulü biraz zor olur. Özellikle ruhsal bilgileri isteyen ve alan kişi o bilgiye göre kendinde değişiklik yapmıyorsa o bilgi onun zihninde bir an için yaşar ve sonra unutur diyelim, aslında geri alınır. Bilgi için şükretmek bilgiyi eyleme sokmaktır. Şükretmek budur. Bunu unutmayalım.
 
         Hepimize bu güzel yolda güç ve bilinç diliyorum.


Güney Haştemoğlu  9.10.2022  *ruhsalboyut.com*

 

* Kul, çok yanlış anlaşılan bir sözcüktür. Burada anlam köle olmak değildir. Zaten "kulun kölen olayım" sözü de saçma bir sözdür. Birinin kölesi olabiliriz ama O'ndan başkasının kulu olamayız. Çünkü kul, yaratılmış olan Bütün'ün bir parçası olmaktır. Şimdi o Bütün'ün parçası değil miyiz? Koşulsuz sevgiye ulaşmadan, koşulsuz sevginin gereklerini yerine getirmeden Bütün'ün parçası olamayız.

<< geri 
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi 93424695 kişi ziyaret etti, Şu anda 219 kişi sitede.