TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 29 Nisan 2024 Pazartesi

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


Sevgi Elçisini Kaybettik

 

           Ruhsal konularda pek çok kitabı, güzel ve akıcı Türkçesi ile dilimize ve bizlere kazandıran, bu çalışmalarıyla hepimiz üzerinde değerli bir emeği olan Jale Gizer Gürsoy’u 04.02.2008 Pazartesi günü, Selçuk’ da sonsuzluğa uğurladık.

 

           Jale Gizer Gürsoy, üzerinde çalıştığı konuları yaşamına yansıtmış, alçak gönüllü, güler yüzlü, sevgi dolu, yardım sever, son derece kibar bir hanımefendi büyüğümüzdü. Ailesine ve emek verdiği bütün kardeşlerimize, hepimize başsağlığı diliyoruz. Biliyoruz ki o sonsuzluk âleminden huzur ve sevgisini bizlere iletmeye devam edecektir.

 

           Bir süredir ağırlaşan rahatsızlığı, onu aramızdan ayırdı. Ancak doldurulamayacak yerine rağmen bizlere bıraktığı insanlık dersleri ile dolu kitap, tercüme, konuşma ve silinmeyen hatıralarıyla o yaşayanların hep gönüllerinde kalacak. Bu yazımızda sizlere güzel ve değerli ifadelerinden alıntıları getiriyoruz.

 

           “İnanç, körü körüne inanç bir işe yaramaz. Yarı yolda bırakır sizi. Eğer inanca bilginizi katabilmişseniz, bilgi ve inancı, akıl ile gönlü bir etmişseniz o zaman bir fırtına da hemen yıkılmıyorsunuz, sarsılmıyorsunuz. İnanç gerçekliğine iyice emin olduğunuz fakat ispat etmek imkânına sahip bulunmadığınız, kesinlikle emin olduğunuz bir şeydir.

 

           Çok büyük bir güçtür inanç ve tahayyül. Materyalize edici ve demateryalize edici bir güçtür. Bence madde ve enerji, daha ötesi ruh diyelim hepsi aynı cevherdir. Farklı ifade biçimleri vardır. Ben bunu madde olarak görüyorum ama bana göre maddedir, benim madde tarifimin içindedir. Bir başkası bunu bambaşka bir şekilde görebilir. Enerji ile madde arasında bir fark görüyoruz ama biri diğerinin daha hareketli halidir.

 

           Bereket çok ihmal edilmiş bir kavram. Bereket bir nicelik değil, nitelik ifade eder. Bolluk başkadır, bereket başkadır. Bol olması miktarı yansıtır. Sayısının çokluğudur, fakat bereket onun içeriğinin çok zengin oluşudur. Onun için bazen bir dilim ekmekle çok kişi doyar. Bazen de fırınlar dolusu ekmek yeterli olmaz. İsa'nın hikâyesi masal değildir, bir somun ekmekle on binleri doyurdu, kırıntılar arttı. Kırıntıları koyduğu sepetler ekmekle doldu, sepetler almadı.

 

           Enerjiden istediğiniz maddenin oluşumunu sağlamaktır işin esası. Bunun örnekleri var. Sai Baba yapıyor. Düşünce gücüyle, ayaklarına kapanıyorlar "ermiş" diye. O bir şeyi göstermek istiyor. Maddeyle enerjinin bir özelliğini anlatmaya çalışıyor. İnsanın nelere kadir olduğunu ve bunları yapabilmesi için hangi şartlara sahip olması gerektiğini. Çünkü eğer o yüce ahlâk varsa onun üzerine her türlü sağlam binayı kurarsınız, teknolojide, ekonomide her alanda insana hizmet edersiniz. Fakat eğer bina sağlam değilse teknolojide, ekonomide sizin hükümdarınız olur, diğerleri de şimdi olduğu gibi, nefes nefese sürüklenir gidersiniz.

 

           Bence önce ahlâk prensipleri üzerinde durulması gerekir. Ahlâk da toplumların kadın erkek ilişkileri üzerine düşünceleri değildir. Ahlâk saygıdır. Kendine karşı saygı, karşısındakine karşı saygı, tüm bitki, hayvan âlemine ve kâinata karşı duyulan saygıdır. Zaten içinde saygı olmayan bir sevgiyi düşünemeyiz bile.

 

           İçe dönmek, içimizdeki sonsuza yelken açmaktır. Kendi kabuğumuza çekilmek, kapanmak anlamına gelmez. İç dünya çok daha büyüktür dış dünyamızdan. İç dünyamız dış dünyamızı da içine alır, daha da devam eder. Biz kendimizi dış dünyaya hapsetmişiz. Dış dünyada hapisiz ve iç dünyaya giremiyoruz, kapısını kaybetmişiz. Sürekli koşuyor ve yoruluyoruz, avunmaya çalışıyoruz. Meditasyonlar ve benzeri metotlar iç dünyanın kapısını aralık bulmak için uyguladığımız metotlar. Çoğunluğa baktığımız zaman dış dünyada koşuşturuyoruz. İç ve dışın artık iç ve dış olarak algılanmayacağı bir noktamız var olduğuna inanıyorum. İç ve dışın bir yerde bitmesi lazım. İç ve dış ayniyet kazandığı zaman Nirvana’nın gerçekleşeceğine inanıyorum”.

 

06.02.2008

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.