Yalan Ateştir

         Augustinus, yalanlarımızı sınıflandırmış ve en başa "ölümcül" dediği yalan türünü koymuş. Ona göre kesinlikle sakınılması, yanına bile yaklaşılmaması gereken ölümcül yalan, dini öğretide söylenen yalanlardır.

         İnsanın yeryüzündeki yaşamının amacı, Yaratan'a bir adım daha yaklaşabilmekse, dini veya spritüel konularda yalan söylemek kişinin İlahi Gerçeği kavramasını engelleyecek belki de bir yaşamın boşa geçmesine neden olacaktır.

         Burada yalanın öznesi bu öğretilerde öncülük eden veya toplumda böyle bir sıfatı giyinmiş kişiler olabilir ki bu takdirde bütün toplumu şaşırtmak, BÜYÜK GERÇEKTEN ayrı düşürmek gibi ağır, ölümcül bir durum ortaya çıkar. Hiç bir yalan tek başına kalmayacağı için, bu yalana veya haydi, daha hafif söyleyelim bu yanlışa bağlı sayısız yalan, yanlış oluşacaktır. Hurafeler nereden doğuyor dersiniz?

         Yalan ile yanlış arasında elbette ki fark var. Yalan söyleyen doğruyu biliyor, ama, çıkarı için yalanı tercih ediyordur. Yanlışta ise, bilgisizliğini bilmemek veya önemsememek var.

         Aslında GERÇEK BİLGİLERİ konusunda önderlik etmek, doğru konuşulmadığı veya doğru davranılmadığı takdirde ateştir. Neden demişler, cehenneme önce hacılarla hocalar gidecek diye.

         Hangi dinden, hangi mistik öğretiden olursa olsun hacı veya hoca olmak, büyük sorumluluktur; iki yönlü sorumluluktur; birincisi GERÇEK adına konuşma sorumluluğu, ikincisi ise bildiği GERÇEK üzerine eylemde olmak sorumluluğu.

         Bu sorumluluklar aslında her insan için söz konusudur. GERÇEĞİ öğrenmekten geri durmak mümkün değil, çünkü zaman öğrenmeyi emrediyor; varolmak öğrenmeye bağlı. Öğrenince  eylem ve öğretme kaçınılmaz borçlar oluyor. Öyleyse yalanın diğer öznesi de ben, siz, onlar. Yapmadan yaptım demek, yaptığı halde yapmadım demek, ateşe atlamaktan farksız.

         Görülüyor ki varolmanın bir etabını gerçekleştirdiğimiz Dünya Yaşamı çok ciddi bir iştir, yalan kaldırmaz. İnsanın duyduğu zaman ürperdiği, duymak bile istemediği bir yemin vardır; "iki gözüm kör olsun ki..." Bir sözün doğruluğuna bir nevi garanti vermek için söylenen bu söz düşündürücüdür. Çünkü yalan bizi BÜYÜK GERÇEKLERE karşı kör eder.

Ayşe Turhan

(Güncelleme: 10/10/2006)