|
HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI
Gönlümüz hakkında neler biliyoruz;
nedir, nerededir, nasıl işler?
Gönlümüz yüce boyutlarda, sevgide ve güzelliklerdedir. O daima özlenen, tarif edilemeyen ve hep arzu edilen yerdedir. Hiçbir zaman yücelerden, kaynağından kopmuş değildir. Yağmur gibidir, susayan insanlara yeniden can verir. Hatırlasak da, hatırlamasak da bize sevgiyi, sevginin enerjisini ulaştıran tek kanaldır. Bir kanca gibi ona yapışmış kendimizi kaybetmeden her şeye rağmen sevmeyi, hoşgörüyü ve samimiyeti elden bırakmamaya çalışırız…
Hepimiz hissettiğimiz, hayalini kurduğumuz ve öyle olmasını istediğimiz gönlümüzün isteklerini bu dünyada yaşarken olmasını ister, görmek isteriz. Pembe panjurlu evler hep bu duygularla istenmiştir. Bazılarımız kendini o kadar kaptırır ki, o yüksek boyutlara ait duygu, güzellik ve halleri birilerinin yaşamasını ister. Çok da umutlanır ve hayal kırıklığı yaşar. Yaşadıkça korkar, korktukça sevgisiz kalır. Onun için romanlar okur, sinemalara gider, efsane olmuş sevgilerle birlikte hayaller yaşar. Ama hiçbir zaman kendi yaşayamaz. Neden yaşayamadığını da kendine soramaz. Çünkü korkar, gücü takati kesilir. Ego öylesine set koyar ki, güzellikleri içinde yaşatır da ne konuşmasına, ne hareketlerine nede davranışlarına yansıtabilir.
Gönül bir güneş olsa da, her şeyi kendinde barındırsa da sevgi yaşamda hoşgörüdür. Şekilde değil içte, derinlerdedir. Gönül bilgisini almalı, bilincine varmalı ki, ölümsüz mutluluğu bilsin. Gönül anlamalı ki, sevgi kayan bir yıldız değil, kıvrılarak akan bir pınar gibidir…
Orhan Yarat – 22.11.2010 *ruhsalboyut.com*
"Gönül bir yerdedir. O bir yer O’nun yeridir." (ayseli org. Öğretilerden 3). Gönül bağlantı noktamızdır. Varedenin sisteminde biz de varız dediğimiz yerdir.
"Gerçek adalet, gerçek nizam ve sizi ondan Varedenin tüm gücü oradadır." (ayseli org. Öğretilerden 3). Gerçekten yaşıyoruz dediğimiz yer O’nun düzenini işlettiğimiz yerdir. Vicdanımızın, doğrunun, adil davranışlarımızın işletildiği yerdir gönlümüz. Haddimizi bildiğimiz, görüş ayrılığına düşmediğimiz, hissedildiği yerden bilinç düzeyine ulaştığımız yerdir. Gönül, yasaların işletilmesinde yapılması gerekenin ne olduğunu fısıldayan, her zaman doğru olan duyuşumuzdur. Bizler, iyi de, doğru da olduktan sonra duyuşumuz hep gönül üzerinden olacaktır. Gönül O’nun bize seslendiği, yasalarının işlediği yerdir.
Tarık Öztürk – 22.11.2010 *ruhsalboyut.com*
Gönlün somut bir yeri yoktur. Gönül bir duyuş merkezidir, duyuyorsak bizimledir. Duymuyorsak uzağındayızdır, işlevsel değildir ve bir anlamda kapalıdır. Duyuş veya hissedişten anlaşılması gereken, içimizde varoluşun önemi, kutsallığı ve güzelliğine ait bir yayının sürekli titreşmesidir.
Gönlün somut yanı kalp organı ile olan bağıdır. Kalbi soyut düşündüğümüzde gönül ile eşanlamlı olur. Zihin de beyin ile bağlantılıdır ama yeri beynin içinde değildir. Çok daha geniş bir alana sahiptir ve bazı durumlarda her yerde olabilir. Gönül de böyledir.
O’nun yeri gönlümüzdedir. Gönül bağı O’nunla olan bağdır. Aslında insan tüm organları ile bağlıdır fakat gönül ve kalp o bağın merkezidir. Sevgi, birlik, hoşgörü, anlayış, sabır gibi gönül değerleri yok sayılarak akıl, eğitim, iletişim, aile, iş, arkadaşlık gibi yine kutsal olan diğer yaşamsal değerler ön planda tutulursa, öne geçen değerlerin sınırlarını zorlamış oluruz ve doğrudan uzaklaşırız. Değerler hiyerarşisinde en üst değer diğer değerlere yön göstermelidir. Tüm değerler en üst olana göre biçim almalıdırlar.
Gönül en değerli varlığımızdır. Akıl ile birlikte çalıştığında şuurumuz gelişir. Görev ve sorumluluk şuurdan doğan değerlerdir. Tüm değerler birbirine bağlı hareket ederler. Gönlümüz ve aklımız doğru işliyorsa şuur ortaya çıkar ki bu tekâmülü ifade eder.
Altan Gürol – 28.11.2010 *ruhsalboyut.com*
|
|