Yolunu Arayan Biz İnsanlar

           Üç boyutlu madde âlemindeki yaşam sürecinde birçoğumuz zor durumdadır. Bir yandan geçmiş karma borçlarımız, diğer bir yandan altın çağın yüce bilgilerinin ağırlığı karşısında kafalarımız  karışık, ayaklarımız birbirine dolanmış vaziyettedir. Zamanın icabı olarak her şey çok hızlanmış olup, yüzyıllardır ağır giden evrim temposunun hızlanmasına ayak uydurabildiğimizi söylemek pek mümkün değildir. Hâlbuki bu zamanları kutsal kitaplar asırlar önceden haber vermesine rağmen hiç birimiz kulak asmadık. Bugün sırtımızda kambur gibi duran töre, adet ve alışkanlıklarımız bulunmaktadır. Karma borçlarımız, bir de evrensel bilgilerin ağırlığı eklenince, arayışlar içinde kaldık.

           Yeni şeyler bulma umudu ile eskiden beri bildiklerimizi umutsuzca karıştırıp durmaktayız. Zamanın, bu arayışlar  içinde boşa akıp gitmesinden içine düştüğümüz telaş ve kaygı ile bir takım insanları kutsallaştırmakta veya putlaştırdığımız mezarlardan medet umar hale geldik. Hâlbuki vaat edilen o gün, şimdi bugündür. Kimsenin kimseye şefaat edemeyeceğini hiçbirimiz anlamış değiliz.

Orhan Yarat

(Güncelleme: 21/02/2007)