The Guardian, TV dizileri içinde çok ilgi çekmeyen ama az sayıdaki izleyicisinin büyük beğeniyle adeta tutkuyla takip ettiği dizilerden biri. İnternet sitelerine de görüşlerini aktaran bu genç izleyicilerin candan ve sıcak ilgisi insanı gelecek için ümitlendiriyor. Çünkü dizinin konusu toplumsal bir sorun olarak ortada kalmış, her türlü şiddete maruz ve ayrıca potansiyel olarak kendileri de şiddete başvurabilecek çocuklar ve gençler. Yani bu dizi de çılgın âşıklar, seks sahneleri yok. Dizinin kahramanları ellerinde silahla birbirini kovalamıyor tam tersine avukatlar çocukları şiddetten korumak için gece gündüz mücadele veriyorlar. Dizinin her bölümünde zor koşullar altındaki çocukların öykülerini izlerken, çocuklara yardımcı olmaya çalışanların kişisel sorunları senaryoya ayrı bir renk veriyor. Ve Çocuk bürosu çalışanları kendi kişisel sorunları ne kadar büyük ve acil de olsa önce çocuklara karşı görevlerini yapıyor.

         Anlatılan her ne kadar Amerikan toplumu ise de sorunlar, hatalar tüm insanlığın ortak sorunları. Filmin başkişisi avukat Nick Fallin, iyi, zeki bir genç adam. Ama iyilik doğrulukla, basiretle, dikkatle bir arada olmayınca insanın başına ne dertler açabiliyor. Duygusallık iyilik değildir diye düşünüyorsunuz. Yaptığımız hatalar veya iyi, doğru işler üzerinden yıllar geçse de canlılığını güncelliğini kaybetmiyor. Hiç ummadığımız zamanda geçmişte kaldı sandığımız bir hata sanki haydut olup yaşamımızı karartıyor. İyi ve doğru bir iş yıllar sonra hızır gibi bizi zor durumdan kurtarıyor. Ölümünden 20 yıl sonra dahi bir annenin hataları eşinin ve oğlunun yaşamını çekilmez kılmaya devam edebiliyor. Hiçbir davranışımızın etkisi sadece bizimle sınırlı değil. Doğrularımız ve yanlışlarımız ailemizi birkaç nesil devam edecek şekilde etkiliyor. Her yanlışımızla sanki yaşam treni bir makas değiştiriyor. Kimi sınavlarda olduğu gibi bir yanlış üç doğruyu götürüyor.

         The Guardian eski bir dizi. CNBC kanalında gösterilmişti. Şimdi TNT'de tekrarlanıyor. Dizi eski ama sorunlar ortak ve güncel. Düşünmek, davranışlarımızı gözden geçirmek için bu diziyi izlemek iyi bir fırsat. Ayrıca oyuncular çok iyi, senaryo çok iyi, her şey çok inandırıcı, konu izleyiciyi içine alıyor ve siz de başlıyorsunuz aman çocuk kurtulsun, aferin hâkim çok iyi karar verdi, canım Nick’n babası Burton da daha ne yapsın diye onlarla birlikte sevinip, üzülmeye kısaca onlarla yaşamaya. Çünkü herkes haklı, sorun çok, olanak sınırlı ve ortada gerçek insan var.

Güney Haştemoğlu - 21.9.2009   *ruhsalboyut.com*