TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 2 Mayıs 2024 Perşembe

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


HAFTANIN SORUSU OKUYUCU YAZILARI

 

Sadakat Nasıl Gerçekleşir?

 

           Sadakat, neye sadık olduğunu anlama, bilme ve idrak etme neticesi oluşan bir teslimiyettir. İnsanın sadakatle bağlandığına güvenecek kadar kendi kişilik ve şahsiyetinden vazgeçebilmesi için, kendisini aşan bir bilgi ve bilinç bütünlüğü veya etkileyecek sevgi ve hayranlığın vücut bulması lazımdır. Mükemmelliklere karşı bir sadakatin ortaya çıkması yaşamın her safha ve aşamasında olabilir ve bu geçici veya sürekli durumlar tekâmül için bir dürtü, icap ve tamamlayıcı unsurlardır.

 

           En büyük ve asıl kalıcı sadakat, Mutlak Olan’a karşı duyulan sadakattir. Yaşamın ve bilincin hangi safhasına gelinirse gelinsin ulaşılması mümkün olmayan, ona karşı sevgi ve hayranlığın sürekliliği duyulan sadakati de kalıcı kılmaktadır.

 

Orhan Yarat – 12.05.2008 *ruhsalboyut.com* 

 

 

           Yol; gönlümüzden, içimizde hissederek bağlandığımız zaman gerçekleşir. Kendi oluşturduğumuz dünyamızın içinden çıkarak, gerçek yolunu, gerçek yolunun ritmini tutturduğumuz zaman ve bunu sürekli kıldığımız zaman sadakat gerçekleşir. Her gittiğimiz, gideceğimiz yola, sadık kalıyor, izlenen yolu gerçekleştirmek için işletebiliyorsak, yolumuzun görünümü de, sadakatin oluşturduğu meyveleri elde ettiğimiz zaman karşımıza çıkacaktır. Sadakat; yaptığımız her ne olursa olsun, gerçekleşmesi için ihtiyacımız olan sabrı, devamlılığı ve inancı içinde barındırır. Eğer bu üçünü üzerimizde edindiriyorsak sadık biri, sadıklık sonucunda erişilmiş sadakat ve sadakat sonucunda da erişilmiş gerçek yolcusu olabiliriz.

 

Tarık Öztürk - 15.05.2008 *ruhsalboyut.com*

 

 

           Bir amaca, bir söze, dostluğa, sevdiklerimize sadakatimiz bizim ahlaki yapımızın önemli bir göstergesidir. Sadakat, güven ve ciddiyet birlikte vardır. Birinin olmadığı yerde diğerleri de olamaz. Sadakat, kişisel çıkarlar, duygusal bahanelerle yara almışsa artık ahlaki bir seviyeden söz edemeyiz.

 

           Dünyasal işlerde mücbir sebep sadakatin ihlalinde bir mazeret olabilir. Fakat varoluşumuzla birlikte O’na verdiğimizi kabul ettiğimiz, gerçekte kendimize verdiğimiz, varoluşumuzun anahtarı, şifresi olan O Büyük Söz’ün ihlalinde hiçbir mazeret yoktur. Çünkü o sözün yerine getirilmesinde insandan,  gücü, imkânı dışında hiçbir şey istenmez. Bize göre en imkânsız dediğimiz durumda bile bizim sadakatteki kararlılığımız ve göze alışımız karşısında engeller ortadan kalkar. Bu bir gönül sadakatidir, ahlaka, sevgiye, bilgiye, iyilik ve doğruluğa sadakattir ki, gerçekte kendi öz varlığımıza olan sadakattir. Kendine sadık olmayan kime, neye ve neden sadık olabilir ki?

 

Ayşe Altınbaşak - 17.05.2008 *ruhsalboyut.com*

 

 

           Sadakat, tek bir amaç için yaşamak, tüm güçlerimizi o yönde kullanmaktır. Bu öncelikle kararlılık ister. Sonra sürdürme gayreti ile gerçekleşir. Başka cazibelere kapılmamaya kalben kararlı olmak, niyetimiz temiz kalması ve kapılarımızın ayartanlara kapalı tutulmasıdır. Baştan belirlenmiş kesin bir tutum olmaz ise, en kısa zamanda zayıf olduğumuz yerlerden girişler olacaktır. Sadakati prensip edinmek, o zayıf noktalarımızı korur ve güçlendirir. Diğer güçlerimiz boşa akmaz. Camımız temiz değilken, dışarıdaki manzarayı parlatmak nasıl nafile ise, bencil istekler ve kaygılar içinde sadakat mümkün değildir.  

     

           Sadakat, herşeyi birlikte yaşamak, birlikte üretmek, hiçbir şeyi onsuz yapmamak, hiçbir an nefsi öne geçirmemek, engelleri birlikte kaldırmak, adımlarda tereddüt yaşamamak, bilgileri özünden gelen olarak görerek her noktasını anında kabul etmektir.  Bunlarda meydana gelen her kopukluklar önceki kazanımları alıp götürüyor ve başa dönüyoruz. Güvenirlik oluşmuyor. İnanç ve sevginin göstergesi böyle bir sadakattir. Fırtınalar içinde bile kalsak kökün sağlam tutunması ve asla vazgeçici olmamaktır.

 

Altan Gürol - 18.05.2008 *ruhsalboyut.com* 

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.