Vesvese yalancı kimliğimizin yani egomuzun bizleri daha iyi beslenme ihtiyacıyla zaman zaman düşürdüğü olumsuz bir durumdur. Ego her zaman güçlü ve hakim olmak ister. Bu tüm yaşama karşıdır, yer, zaman, olay ve en önemlisi iyi ve kötüyü ayırmaz. Onun böyle bir ayırım gücü yoktur. Onun istediği kendini doyumda hissettirecek enerjidir sadece. İnsan genelde böyle bir yapıyı geliştirmiş olduğunu kabul etmez. Kendini bilişi kabacadır. Egosal yaşadığı ifadelerine karşı da hemen egosal bir tavır takınarak savunmaya geçer. Çünkü yalancı kimliğinin gerçek kimliğini örtmüş olduğunun farkında bile değildir. Onun kendi zannettiği egosudur ve insan belli bir şuur aşamasına gelinceye kadar da böyle devam eder. İnsanın gerçek kimliğini bilmesi, onu anlaması ve o kimlik değerlerini kullanabilmesi, insanüstülüğe yaklaşmasıdır. İşte o safhada dünyaya, varoluşa, insana, olaylara ve olanlara bakışı değişir. Bu değişim onu tüm ego oyunlarından da uzak kılar. Bu oyunun içinde tabii ki vesvese denen kontrolsüz duygu ve düşünce akışı da vardır.
İnsan gerçek kimliğiyle tanışıncaya kadar çok yönlü ego tuzaklarının içinde kâh o yana kâh bu yana savrulacaktır. Bu devreyi aştığındaysa dengede bir varlık olarak gelişim sürecine devam edecektir. İşte orada ne vesvese vardır, ne mutsuzluk, ne acı. Orada sadece olan vardır ve insan onu olduğu gibi kabuldedir. Ne keşkeler vardır, ne şüpheler ne de öfkeler. Kendine dönüşü bilinmezler içinde kaybolarak değil, bildiğine güçle dahil olma şeklindedir. Vesvese uzakta kalmıştır artık, yalancı kimlikle beraber. Bu dönem insanlığı bunun biraz olsun farkında olduğu için arayış içindedir, sorularına sorular ekleyerek. Bilmesi gerekeni bildiğinde, bildiğini zannettiklerine gülecektir elbet, onların kozmik yolculuğunda yaşaması ve anlaması gereken birer basamak olduğunu anlayarak.
Selay Gunon – 26.03.2008 *ruhsalboyut.com*
Vesvese tereddüt etmektir. Şüphelenmek, kuruntu yapmak, ihtimaller içinde bocalayarak bir türlü karar verememektir. İnsanın bu durumu atlatabilmesi ve sorununu çözebilmesi bilgisi ve tecrübeleri ile kaimdir. Böylece olumsuz olaylardan aldığı derslerle olgunlaşarak inanarak bir karara varması ile vesvese terk edilir.
Fahire Öztekin – 26.03.2008 *ruhsalboyut.com*
Vesvese dediğimiz şey gerçekte olmayan bizim tahayyülümüzde yarattığımız sıkıntılardır. Vesvese duyduğumuz şeyler güvensizlikten inanç eksikliğinden ve gönlümüzün kapalı olmasından kaynaklanmaktadır. Kafamızda yarattığımız komplo teorileri diye de adlandırabileceğimiz korkularımız hayatımızı gönülden gelerek yaşamamıza engel olmaktadır. Gerekli gereksiz korkularımız her şeyden şüphelenmemize neden olmaktadır.
Vesveseden kurtulabilmemiz için gönlümüzde sevgiye, inanca yer açmalıyız. Herşeyin bu muhteşem sistemimiz içinde yerini bulacağını biliyoruz. Korktuğumuz ve vesveselendiğimiz her anın bizi esas amacımızdan da uzaklaştıracağı bir gerçektir. İşte bu yüzden kendi içimize yönelip, pozitif düşünmemiz ve yolumuzdan gereksiz kıskançlıklara, korkulara, güvensizliklere yer vermemeliyiz. Kendimize gün içinde ayıracağımız anlarda içimize yönelip, sevgiyi hissedip günümüze devam edebiliriz. Bu şekilde olumlu düşünceler içine girip vesveselerimizden bir nebze olsun kurtulabiliriz.
Zeynep Ebru Güçnar – 27.03.2008 *ruhsalboyut.com*
Vesvese kararlılıkla terk edilir. Vesvese, bizlerin alışkanlıklarından oluşan bir durumdur. Bizler alışkanlıklarımızın esiriyiz. Vesvese bu alışkanlıkların, gerçeği görmemizi, önleyen sesidir. Dolayısıyla, vesvese; gerçek tarafına yönelişimizin, önleyicisi anlamına gelmektedir. Bizler maalesef, kendi yarattığımız dünyamıza, kendimizi hapsediyoruz ve bundan kurtulmak için de, yine o dünyamızdaki alışkanlıklarımızı kullanmaya çalışıyoruz.
Bizlerin vesvese verenden, sürekli olarak kurtulmamız için, değişim içinde olmamız ve bunun kararlılığını giyinmemiz gerekir. Yapacağımız her ne iş olursa olsun, eğer yaptığımız işin hâkimiysek, gerçekten isteyeni isek, işte vesvese verenden de kurtulmuş olduk demektir. Çünkü hâkimi olduğumuz, üzerinde olduğumuz her iş için, gerçek üzerinden alışa geçeceğizdir. Yaptığımız iş, gerçek nezdinde de yer bulduğunda, vesvese de kendiliğinden terk edilmiş olacaktır.
Tarık Öztürk - 27.03.2008 *ruhsalboyut.com*
İnsanı hayır yolunda yürümekten alıkoyan herşey vesvese mekanizmasıdır. Onu etkisizleştirmenin tek yolu hayra dönmektir. Dünya üzerinde yaşadığımız sürece o şuradan, buradan, en çok da içimizden her an adımlarımızı çelmeye, geri döndürmeye çabalayacaktır. Böyle olması gereklidir ki, yaptığımız doğru işlerin bir değeri olsun. Böyle baktığımızda vesvese bizim yükselticimizdir, tabii ki görebilmek ve yenebilmek kaydıyla…
Vesvese, ayağa kalkmaya çalışırken yere olan çekim kadar doğal bir oluşumdur. Dualitenin kaçınılmaz neticesidir. Işığa karşı duran bir cismin arkasında gölge meydana gelmesidir. Vesvese bilinmeyen bir düşman değildir. Onunla savaşmamız gerekiyor ama nefret etmemiz veya korkmamız gerekmiyor. “Gölgeniz ışığınız olsun” deyişi, herhalde vesvesenin insanı doğruya döndürecek olan kullanımını anlatılmaktadır. Tercih noktalarında iki ses duyarız. Biri “yap” der diğeri “yapma” der. Doğru kararı vermek ancak aklın ve gönlün doğru birliği ile olur. Akıl ve gönül yüksek değerlerin benimsendiği bir zeminde bulunduklarında seslerin sahipleri akla kara gibi belli olur.
Zaaflar, egolar, alışkanlıklar, huylar ve kişilikler vesvesenin işbirliği yaptığı yerlerdir. Kendini yetersiz bulma, disiplinli ve programlı olamama, faydasız işler, mazeretler, savunmalar gibi saymakla bitmeyecek şekillerde hayatımızı, enerjimizi ve zamanımızı sömürür. Detaylar içinde oyalayarak, esastan uzak bırakır. “Bu hayat senin, zaman senin, imkânların senin, keyfince yaşa” der…
İnsan ruhsal yolda ilerledikçe hiçbir şeyin, hayatının, bedeninin bile sahibinin kendisi olmadığını anlar. Hepsini emaneten belli bir şuura varmak ve belli bir fonksiyonu görmek için taahhütte bulunarak almıştır. Emanetleri doğru kullanmak erdemli bir insanın tek isteği olur. Gereksizlerden süratle kurtulur, kurtuldukça temizlenir. Temizlendikçe hayır alanına girer, vesveseden uzaklaşır.
Altan Gürol – 27.03.2008 *ruhsalboyut.com*