LBL_YAZI
SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 29 Mart 2024 Cuma

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI

Zamanın sonu yaklaşırken, şuurda gerçekleşecek büyük değişimleri nasıl düşünüyorsunuz?

Öğrendiğimiz, bize bildirilen ve farkına vardığımız bilgilerden anladığımıza göre evrim programlarının tatbikata konulmasından bu yana her 26.000 yıla bir tekâmül etmiş olanların yükselmelerine imkân tanınırken bunu başaramayanların yeni baştan 26.000 yıllık bir süreyi deneyimlemeleri zorunlu kılınarak bu zamanlara kadar gelinmiştir. Yine bildirilen ve öğrendiklerimizden anladığımıza göre milyarlarca asır devam eden bu süreçler sonunda dünyamız ve bizler alışıla gelmiş düzenin dışında, bambaşka bir devrenin içine ilahi sistem tarafından yönlendirilmekteyiz.
        
Olağan kabul ettiğimiz ve kanıksadığımız her şeyin değişmekte olduğu bir devrin içine tedricen girmekteyiz. Bu olağanüstü değişimin nedeni bizlerin tekâmül ederek liyakat sahibi olmamızdan kaynaklanmamaktadır....

devamı...   

HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI

Öfkenin esası nedir, nasıl kontrol edilir?

Öfkenin nedenleri her türlü olayda içimizdedir. Öfkenin içimizdeki kaynağı bizim duygularımızdır. Öfke olgusu buzdağına benzetilir. Öfke buzdağının suyun yüzünde kalan kısmıdır. Suyun altında kıskançlık, üzüntü, merak, yalnızlık, dışlanmışlık, kırılan gurur, kaygılar, hayal kırıklıkları, haksızlığa uğradığını, anlaşılmadığını, saygısızlık yapıldığını, tahakküm edildiğini düşünme, sıkıntılar, aşırı yorgunluk, bezginlik, istediğini elde edememek ve daha birçok temel duygu vardır ve bunlar öfkeye neden olur.
        
Öfkeyi kimi zaman istediklerimizi elde etmek için kullanırız, kimi zaman gücümüzün yetmediği kişiye olan öfkemizi gücümüzün yettiğine karşı kullanarak kendimizi dengelemek için kullanırız...

devamı...   

HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI

Varlığımızın ve bulunuşumuzun dengesi nedir, nasıl sağlanır?

         Varlık olarak evrenin bir parçası olmamız bir denge sağlamaktadır. Bizler varlık olmanın ötesinde evrenleri ayakta tutan, yeni oluşum ve yaratımları başlatan enerjileriz. Olmuş ve olmakta olan bütün sistemlerin varoluş malzemesi bizim enerjilerimizdir. Bizler enerji olarak zaten ezelden beri bütünle bütün olanızdır.
        
Her şey nihayet değişim ve dönüşüme tâbidir. Bizim de içinde bulunduğumuz kozmik bütünlüğün, başka bir kozmik bütünlükle ezelden beri bir bütünleşme hareketi içinde olduğunu kutsal metinler, tebliğler ve öğretiler bize bildirilmektedir. Bambaşka bir esas ve düzenin oluşacağı bu birleşecek bütünlükte, varlık enerjilerinin hiç olmamış ve yaşanmamış gibi yok olmaması için evrim programları devreye sokulmuştur...

devamı...   
HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI

Birbirimize yapacağımız en değerli hizmet nedir?

        
İnsanın insana yaptığı ve yapabileceği hizmet ruhsaldır. Hiçbir şeyin aynı kalmadığı, gelip geçici olan dünya yaşamında ruhsal hizmetin yerini başka bir şey alamayacağı gibi, hiçbir hizmetle kıyas dahi edilemez.
        
Düşünce ve niyet, hizmet yapma istek ve arzusunda çok önemli bir yere sahiptir. Nitekim ruhsal düşünce ve gaye taşımayan hizmetler saman alevi gibidir. Çıkar ve menfaatler tatmin olduğunda ortada bir şey kalmaz. Onun için gaye ve amacı ruhsal olan hizmetler kalıcı olur ve bir maksat hâsıl ederler. Zaten ruhsal gelişim için bulunduğumuz dünya yaşamı, ruhsal olarak hizmet yapabileceğimiz bir boyuttur.
        
Ruhsal hizmeti yansıyarak, anlatarak ve yazarak yapabileceğimiz gibi, inşa ederek, yöneterek ve üreterek de yaparız...

devamı...   
HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI

Tedriç yasası nedir?

         Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden… (Ahmet Hâşim)
        
Her şey, bir hak ediş meselesidir. Merdivenlerin ağır ağır çıkılması da buna işaret eder. En alttaki merdiven basamağının temelini sağlam atalım ki, ondan sonra gelecek basamaklar da, en alttaki temele güvenerek yükselsinler ve ulaşılması gereken yol üzerinde güven oluştursun.   
         Her şey yaşanmışlığın, tecrübenin sonucu olarak bizde edilenlerdir. Geçmişin, atalarımızın inşa ettiği, yapıladıkları üzerine, bizim bizde ettiklerimizle katacaklarımız, tedricen gidilmesi gereken yolun inceliğini düşünmemizi sağlamalıdır. Hepimizin bilmesi gereken, bu yolda, O’nun yolunda ne yapması gerektiğidir. Biz bizde, gerçek üzerinden edeceklerimiz doğrultusunda O’nun nezdinde paye alırız...

devamı...   
HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI

Sağlam zihin ne demektir?

        
İnsanı öz enerjisi, yani asıl kendisi olan kısmı mükemmel olup, her türlü yetenek, güç ve enerjiye sahiptir. O bütün tanrısal güç ve sırlara vakıftır. Bireysel bir insan özü öylesine bir enerjidir ki, şayet bir atom bombası gibi patlasa bütün kâinatların yok olmasına sebep olur. Ancak bu öz enerji, bütün özelliklerini yüksek boyutlarda terkedip bir beden içinde dünyayı deneyimlemek için bulunmaktadır. Aynı zamanda enerjisi ile madde sistemlerinin devamlılığını ve düzeni sağlamak ve tekâmül etmek için vardır. Üçüncü boyut dünya ortamında madde ile olan irtibatı beden vasıtası ile olduğundan, hayatlar boyunca edinmiş olduğu özellik ve yetenekleri ile bedenin kazandığı mükemmeliyeti oranında maddeyi yönetir ve hakim olur...

devamı...   
HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI

Şakraların ruhsallık açısından
önemi nedir?

Şakra, bir enerji merkezi, bir girdap, enerji devinimini sağlayan bir deliktir. Bir koniye veya bir huniye benzer. Şakranın "kalbi" sayılan ucu, dikey elektrik akımına bağlıdır ve ödünç aldığı yaşamsal enerjiyi (pranayı) vücuda dağıtır. Dikey enerji akımı, omurga boyunca yukardan aşağıya omurilikte dolaşır. Başta ve kuyruk sokumunun en ucunda söner. Şakranın kalbi, omurilikten beslenir ve sonra bu enerjiyi, yönetimi altındaki vücudun diğer bölümlerine dağıtır. Şakranın kalbinde, açılıp kapanmayı ve böylece bu enerjinin akış miktarını kumanda eden bir sübap vardır. Aslında şakranın çalışması, hepimizin bildiği siklon, tornado, kasırga gibi girdaplara benzetilebilir.
         Yedi ana şakra şunlardır: Kök şakrası...

devamı...   
HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI

Af mekanizması nasıl işler?

Affetmeme bir üçgen gibi... Bir köşesi olay diğer iki köşesi incinen kişi ile olayı yaratan kişi. Affetmezsek üçgenin kah bir köşesi, kah diğer köşesi kalbimize batıyor. Affedersek üçgen açılıyor ve kayboluyor.
        
Genelde af ile ilgili sözler spiritüel bir temele dayanmadığı için bizi affetme konusunda ikna edemiyor. Hatta öyle sözler var ki söyleyenin, affetmenin ne olduğunu bilmediğini görüyoruz.
        
Can Yücel "Bilmelisin ki" adlı şiirinde şöyle diyor: “Bilmelisin ki; karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında çizginin nereden geçtiğini bulmak zor. Ne kadar yakın olursa olsunlar en iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir. Onları affetmek gerekir.”
        
Gerçekten kimseyi kırmamak çok ince bir çizgi...

devamı...   
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.