Zorluklar Yolumuzdan Nasıl Çekilirler?

         Zorluklarla mücadelede en önemli nitelikler; yüksek moral, heyecanı kontrol edebilme yeteneği, duygusal direnç, sarsılmaz bir var olma azmi ve ne yapacağını bilmek olarak sayılabilir.

         Hayat beklenmeyen ve tahmin edilemeyen olaylarla doludur. Zorluklar ve kötü sürprizler karşısında adeta düşman kuşatmasıyla karşı karşıyaymış gibi bir kaçış başlar birçok insanda. Bazı insanlarda ise bu zorlukların üstesinden gelme duyguları ağır basar ve düşmana karşı mücadeleye girişirler.

         Mücadele etmek, hayatı sürdürebilme yolunda zirvede olmak veya zirveye yönelmektir. Ancak rahat olmayan ortamlarda varlığını sürdürmek demek, gereksiz riskleri almak demek değildir. Çok dayanıklı bir insan bir çöl ortasında her tarafı açık şekilde yakıcı bir güneşe meydan okuyarak yürüdüğü takdirde bir süre sonra su kaybından ve güneş çarpmasından öleceği gibi. Aynı insan kendisine bir bebek muamelesi yaparak gündüz sıcaktan, gece ise soğuktan ötürü yürümekten ve ilerlemekten çekinirse, bu sefer de açlıktan ve susuzluktan ölecektir.

         Acı duygusu insanın vücudunda bir sorun olduğunu haber veren faydalı bir duygudur. Eğer insan üzerinde durmaz ve zihnini başka durumlara yönlendirirse acıyı hissetmez. Zihnî zorluklarla mücadele etme ve üstesinden gelme plan ve stratejileriyle yoğrulmuş bir kişide acının etkisi az olur, hatta acı ortadan kalkar. Eğer acı duygusuna teslim olunursa zorluklar karşısında mücadelede zayıf düşülür ve kişiden çok şeyler alır götürür.

         Yorgunluk, insanın zihnî yeteneklerini azaltır ve kullanılmasını güçleştirir, dikkatini azaltır, umursamazlık duygusu doğurur. Ümitsizlik, can sıkıntısı, ruhsal bunalımlara bağlı psikolojik yorgunluklar insanı kilitler. Bu yorgunlukların aşılabilmesi, fiziksel yorgunluk için beslenmemize ve dinlenmemize dikkat etmeyle; zihinsel yorgunluğun giderilmesi için, bedeni çalıştıracak faaliyetler yapmayla, hobiler edinmeyle, iyimser ve gerçekçi bir düşünce yapısı geliştirilmesiyle mümkündür.

         Stres, hem faydalı hem de tehlikeli bir enerjidir. Sıfır stres insanı mücadeleden alıkoyarken, makul düzeyde bir stres kişiyi harekete geçmeye yönlendirir.

         Ruhî bunalımlarda ise, beklentiler karşısında hiçbir şeyin olmaması ya da başlamaması, tekdüzelik, yardım beklentilerinin ve taleplerinin boşa çıkması kişiyi bunalımın eşiğine getirebilir. Zihinsel ve bedensel aktivitelerle bu direnç düzeyi arttırılabilir.

         Yalnızlıkta ise, sabrı tüketen ve tehdit edici şartlar altında tek başına zorluklarla karşı karşıya kalmak ve üzüntü, yalnızlık duygusunun ortaya çıkmasına sebep olur. Yalnızlık her geçen gün insanın zihnini ele geçirir; ardından korku, endişe ve panik duyguları doğar. Zorluklarla mücadele etmede yeterli hale gelmek, ne yapacağını bilmek, zor anlara hazırlıklı olmak bu duygularla başa çıkmada önemli rol oynar.

Niyazi Fırat Eres, Genç Gelişim, Ekim 2006.

(Güncelleme: 13/10/2006)