|
HAFTANIN SORUSU OKUYUCU YAZILARI
Aydınlanmanın Safhaları Nelerdir?
Yüce Mevlana “Dinsiz ilim, İlimsiz din olmaz” söylemi ile aydınlanma safhalarında nasıl bir yol izlemesi gerektiğini evrensel bir ifade ile açıklamaya çalışmıştır. Mevlana, yaşam içindeki her şeyin başlangıç ve temelinin din olduğunu ifade ederken, dinsel doyumdan sonra bilgi ile birlikte bilimsel doyuma geçmek gerektiğini işaret ederek yolun ne şekilde olacağını söylemiştir.
Dünya planında olmamızın aslı sebebi tekâmül etmek olup her birimizin seçtiği tekâmül yolunun vazgeçilmez ortak yanı kişisel disiplindir. Nitekim kapalı olan birçok haslet ve yetenekleri açığa çıkarma liyakatine ulaşabilmemiz, birçok olumsuzluklarımızla baş edebilmemiz ancak kişisel disiplini yaşamlarımıza uygulamakla olur. Bunun en emin ve gerçek yolu ise dinsel ve ruhsal boyut bilgileri içinde olmak ve bu bilgileri yaşamlarımıza uygulamakla olur. Karşımıza çıkacak birçok olumsuzluklar, zorluklar ve sarsıntılarda ne yapma bilinci ile göstereceğimiz sabır ve irade, bilinç kotlarımızda açılımlar ile şuurlanma ve farkındalığı başlatacaktır. Bu safhadan sonra akıl, mantık, şuur ve ne yapma bilinci ile neden, niçin ve niye sorularının bilinmesi ve bilinçlerimize kotlanması, evrensel bilgilerin akıl, mantık ve şuur çerçevesinde açık ve seçik anlaşılması sonucunu doğurur. Ondan sonrada ortaya çıkan aydınlıkla insana ve insanlığa bilerek isteyerek ve anlayarak görev yapma safhası başlar
Orhan Yarat – 17.11.2008 *ruhsalboyut.com*
Önce elverişli bir zihin gerekir. Bu egodan kurtulmuş olmak değildir. Kin tutmayan, bağışlayabilen, içindeki çocuğun sevincini yok etmemiş olan, hayalleri, heyecanları olan bir zihin; yeni bilgilere açık, inancını, değerlerini sorgulayabilen, doğru bulmadığı şeylere, elindekini kaybetme pahasına karşı çıkma cesareti olan bir zihin; vicdanının sesine kulak veren, kendine güvenen, saygı duyan bir zihin gibi.
Kimi zihinlerde çeşitli bozuk duygular olsa bile, aydınlanma yoluna çıkmak için gerekli enerjiyi sağlayabilecek birkaç üstün kişilik özelliği motorun ilk dönüşlerini sağlayabilir. Örneğin vicdanının sesini dinleyebilmek, arkasından Büyük Seslenişi duymayı mümkün kılar. Bu noktada seslenişin beklediği eylem başlarsa farklı bir enerji ile birlikte atılacak yeni adımlar ortaya çıkar.
Her yeni enerji, her yeni adım, zihinde kendisi ile çelişen bir şeyleri tasfiye etmeye başlar. İnsan ya tasfiye için gerekli cesarete, kendine güven ve saygıya, inanca sahiptir, o takdirde değişim çığ gibi büyür, ya da bu güçler yoktur, Aydınlığın Çağrısı hafifler. Kuşkusuz burada huzursuzluk veren bir gelgit yaşanır. Elindekini bırakmak, oturduğu evi yıkmak kolay iş değildir. Ama bu işte “sağlamcılık” yok. Mevcut evi yıkmayayım, yenisini yapayım, sonra eskisini yıkarım, bu mümkün değil. Evi yıkıp, bahçede önce bir küçük kulübe yapma cesareti gerekir. Buna karşı kıyıya geçtikten sonra gemileri yakmak da denilebilir. Gerçekte dünyasal bütün benzetmeler yetersizdir. Çünkü aydınlanma evreni görmek, evreni yaşamaktır. Aydınlanan kişi için eski dünyamız herkesin küçük şeyler için kavga ettiği, herkesin herkesten şikâyetçi olduğu bir çocuk bahçesinden başka bir şey değildir. İnsanı bu çocuksu halde tutan zihinsel ataletidir. Varolan her şey gibi aydınlanma da bir dizi doğru eylemdir. Aydınlanmanın dünyada erişilecek kademesi, koşulsuz sevgi, O’nun aşkıdır.
Güney Haştemoğlu – 19.11.2008 *ruhsalboyut.com*
Aydınlanma, bilgi sahibi olma, gafletten uyanma, doğru yolu bulma anlamına gelir. Kişinin aydınlanması, bir konu, bir bilgi hakkındaki bilgileri birleştirerek idrakini yükseltmesi, daha üst şuurlara ermesidir.
Kişinin manevi bakımdan ışıklanması, uyanması anlamına da gelir. Bu aydınlanma birden bire olmaz. Evvela konuya ilgi duymak, sonra araştırıp bilginin kaynağını bulmak, o bilginin üstatları ile temasa geçip yol yordam öğrenmek ve yolda inançla yürümektir.
Fahire Öztekin – 19.11.2008 *ruhsalboyut.com*
Biz, her şey değiliz, her şey olamayız. İlk önce bunun bilinmesinde fayda var. Biz ne kadar çok şey olmak istiyorsak, aydınlanmamız gereken, bir o kadar da konu var demektir. Aydınlanmamız için bir şey olmalıyız ve aydınlanmamızı bu olmak istediğimiz bir şey üzerinden gerçekleştirmeliyiz. Öğrenmemiz gereken çok şey var. Bunun için bir yerden başlamalıyız.
Aydınlanmak, sıyrılmayı gerektirir. Bu sıyrılmada; farkındalık, kararlılık, kabul ve teslimiyet olmalıdır. Aydınlanmak için birçok yol vardır, fakat biz, bize uyan en iyi yolu seçmeliyiz. Kendimize seçtiğimiz en iyi yol üzerinde giderken, yolun her türlü şartlarını kabullenip, bunun farkındalığı içinde olmalıyız. Farkına vardıklarımızın sorumluluğunu üstlenip, üzerimizdeki eskilerden kurtulmalıyız. Gitmek istediğimiz yoldaki kararlılık, bize bu yoldaki en zor şartları aştıracak güçte olmalıdır. En çok zorlandığımız anda ise, devreye teslimiyet girmelidir.
Yapabileceklerimizin en iyisi üzerinden, açmış olduğumuz yolu hak etmemiz için, önümüze çıkan her türlü zorluğu aşmamız gerekecektir. Kendimizde oluşturduğumuz her kalıbı kırmak, her zorluğu aşmak, aydınlığa doğru daha çok yaklaşmamızı sağlayacaktır. Aydınlığa yaklaşmadaki çabamız, etrafımızda, bizimle gelecekleri de aydınlığa taşıyacaktır.
Tarık Öztürk – 21.11.2008 *ruhsalboyut.com*
Aydınlanma bir tekâmül imkânıdır. Ruhsal alanda farkındalıkların tümü aydınlanma demektir. Bu konudaki bilgilenmelerin zihinlerimize sağladığı açıklıklar kalp kabulüne uğradığı halden itibaren aydınlanma başlar. Zamanla üretime geçtiği safhalar, bilinçlenme meydana getiriyorsa ruhsal aydınlanma safhasına geçiliyordur. Bilinçlenme safhası, bilgilerin yeniden farklı boyutlarına girişler yapabilme durumudur.
Aydınlanma safhaları pek çoktur. Arınmamızdan başlayan bir süreç temel bilgilerimizin sağlam bir zemin oluşturmasını sağlayacaktır. Belli davranış özelliklerini gösteremeyen zihinler aydınlanma sonuçlarına varamazlar. Zira aydınlanma, bizleri evrensel yönümüzün yegâne hedef olacak gücü karşılamasında çok önemli bir zemindir. Ruhsal aydınlanmaya bilmeden, gücü bulundurmadan girmemiz mümkün değildir. Doğru bilgiler, iyi ve güzel bir tutum, gereken çaba ve gayreti göstermeden girebilmek mümkün değildir.
Aydınlanma için bizi amacımızda bölen, etkilemesiyle alıkoyan ve hedefi örterek zaman gerçeği önünde bizim kazançlı bir yaşam sürmemizi engelleyen her durum aşılması gereken safhalardır. Bunları devre dışı bırakamazsak spiritüellik fırsatına ciddî bir set çekmiş oluruz. Unutmayalım ki, ruhsal programımızı biz istediğimiz zaman yaşamak mümkün değildir. Aydınlanmanın en hassas noktası sezgi ve isteklerimizin bizlere güç verdiği yer ve zamanda yerine getirmek durumunda olduğumuzun anlaşılmasıdır. Yaşamımızda bizlere lütfedilen imkân ve işaretlerin tekâmül yararlarını daima göz önünde tutabilmeliyiz. O zaman aydınlanmanın sağlayacağı imkânı da değerlendirmiş oluruz.
Malih Orgül – 22.11.2008 *ruhsalboyut.com*
Aydınlanmanın safhaları, başlangıç noktasından tam yetkinliğe doğru uzun bir yoldur. Bunun mertebeleri öğretilerde farklı şekilde isimlendirilmiştir. İnsan için mümkün olan ve murat edilen son nokta O’nca bilinendir. Çok ileri aşamaların yaşandıkça öğrenilmesi uygundur. Mevcut durumda bunları ismen bilsek de anlamları bizim için meçhul kalır.
Yol boyunca bize sürekli sunulan yüce yardım ve lütufları değerlendirmekle, hakediş içinde ilerleriz. Yüceliğin kişide ilk belirmesi ya da işareti ile uyanış başlar. Ondan öncesi, karanlıkta el yordamı ile yön aramaya benzer. Uyanış bir anda olmaz, onun da safhaları vardır. Kişi ruhsal olarak güçlendikçe perdeler bir bir açılırlar. Toplumda aydın olarak bilinen kişiler, bazı konularda herkesten daha bilgili olsalar ve faydalı işler yapsalar bile, henüz uyku safhasında olabilirler.
Uyanışın bir noktasından sonra, Yüce düzeni tanımak, onunla birlik ahengi içinde hareketi sağlayacak teslimiyeti, iletişimi ve hiç bitmeyecek gayretli çalışmayı başarmak gelir. Teslimiyetten ilk anlaşılacak anlam egoya egemen olmak, onun isteklerinden vazgeçmektir. Günlük zaman ve enerjimizi en üst değerde sürekli kullanabilecek kontrolu sağlamaktır. Egonun, başına buyruk ve keyfi kullanımlarının teslim edilmesidir. Bu kişinin ayağa kalkmasıdır. Bundan sonra gelen görevlilik safhası, yürümenin koşmaya, koşmanın uçmaya döneceği olağanüstü olaylara açılır. Yükselme, güçlere girme ve maddeye hükmetmenin başlayacağı bu safhalar, evrensel düzenle doğru hizalanışı yapmadan mümkün olmaz.
Aydınlanmanın eş zamanlı olarak yürüyen pek çok yönü vardır. Bunları saymak mümkündür ama sıraya koymak doğru olmaz. Her bir yön, sonu gelmeyecek tarzda ilerler. Örneğin, “Önce iyice bilgileneyim sonra bütüne kendi katkımı yaparım”, ya da “Önce arınayım sonra severim” diyemeyiz. Aydınlanma sürecini etkileyen önemli faktörler, soru sormak, düşünmek, tecrübeler yaşamak, yeniden sormak ve bu zinciri devam ettirmektir. Aydınlanma içten dışa doğru olur. İçsel değerlerin açığa çıkma sürecidir. Aydın kişi değerleri bilen, kullanan ve üreten kişidir. Etrafına örnek ve ışıktır.
Altan Gürol - 22.11.2008 *ruhsalboyut.com*
|
|