Ruhsal Bir Varlık Olarak

Yaşadığının Farkına Varmak (3)

 

         Yaşadığının farkına varmak bilgiyi, bilgi sorumluluğu, sorumluluk görevi, görev eylemi davet eder. Belki insanlar bunun için, biraz uyansalar bile uyuyormuş gibi yaparak bu sorumluluklardan ve görevlerden kaçıyorlar. Denilebilir ki herkes pekâlâ bir sorumluluk ve görev içinde. Babalar, anneler çocuklarına bakmıyor mu? Herkes ailesi için çalışmıyor mu? Veya daha geniş bir çerçevede görev üstlenenler, örneğin devletleri, orduları yönetenler sorumluklarına göre çalışmıyorlar mı?

 

         Bahsettiğimiz farkındalık, bilgi, sorumluluk, görev, eylem zinciri, ruhsal varlığımızla ilgilidir. Bunun dışında cereyan edenler, toplumsal vicdana göre ortaya çıkan, kastettiğimiz anlamda bir farkındalık içermeyen işlerdir. Ve elbette ki bunlar dahi yoksa zaten daha yukarı olan bir basamağın farkındalığından söz etmek bile olanaksızdır.

 

         Kişi, kendisiyle ilgili farkındalığa girince, kendini düzeltme sorumluluğunu, görevini yüklenir. Ailesiyle, toplumla olan ilişkilerinin farkına varınca yanlışlarını görür ve bir değişim sorumluluğu, buna bağlı olarak daha geniş bir alana karşı görev ortaya çıkar. Ya dünyamızdaki tüm varlıklarla olan ilişkimizi, evrenle olan ilişkimizi farkettiğimizde ne olur? Sonunda farkındalık, Yaratan'la olan ilişkimizin farkındalığına ve sorumluluğuna, insan olmanın görevine ve eylemlerine çevrilmez mi? Farkındalık ve sorumluluğun bu sırayı takip etmesi de gerekmez. İnsan doğrudan Yaratan'la ilişkisini hissedebilir. Bu hissediş, farkındalık haline gelebilir. O durumda farkındalık yönü daha değişik bir yol izleyecek ama sonunda her şeyin farkındalığı ortaya çıkacaktır.

 

         Farkındalık için bir gül, bir kuş, bir engin deniz, bir müzik, yeni doğmuş bir bebeğin feryadı da bir büyük başlangıç olabilir. Gören için sonsuz farkındalık fırsatlarıyla çevrilmiş bulunmaktayız.

 

         İnsanın varedilmesinin nedeni "BÜTÜN" içindeki görevidir. İnsanın dünya yaşamındaki görevi bir madalyonun iki yüzü gibidir; madalyonun bir yüzü fizik boyut, diğer yüzü fizik ötesi boyuttur. Bu ikisinin birlikte, birbirini tamamlayarak yerine getirilmediği durumda ne yapmış olursak olalım görev yerine gelmiş olamaz. Bütün bunların başlangıç noktası ise ruhsal bir varlık olarak yaşadığının farkına varmaktır.

 

Güney Haştemoğlu

(Güncelleme: 02/04/2007)