Ben; İradenin bilgisine vakıf olabilmenin ötesinde, kişinin bilincinde olarak genlerine kotlanma cehdini göstermesi, irade bilincini kendisine mal etmesi gerektiğini söylerdim.

         Güçlü bir iradenin tezahüründe her şeye ve her etkiye rağmen anlayarak, idrak ederek bilinçli bir duruş vardır. Yalnız güçlü bir iradeyi, bilmekle, başkalarının bu husustaki duruşlarını örnek almakla yaşanacak bir olgu değildir. Aslında iradeyi öğrenilmesi gereken diğer olgular gibi defalarca yaşarız. Sabırla uslanmadan parçalarına, unsurlarına ayırarak, derinlemesine her yönü ile bilgisine, bilincine varıp deneyimleriz. Nihayet genlerimize kotladığımızda kendimize mal etmiş, anlamış oluruz. Onun için yalnız bildiğimiz ve deneyimlemediğimiz şeyler bizlerde misafir gibidirler. Onları biliriz ve söyleriz ama anlayamayız. Hiç analiz ve sentezlerimize uymadıkları için bizde hep noksandırlar. Esen rüzgârda, sarsıntılarda, ihtiraslarımızın uğrunda, tutkulu anlarımızda, nefsimizin doruklarında oradan oraya savrulup dururuz. Olmayan, tamamlanmayan güçlü bir iradenin noksanlığına her seferinde ayrı bir bedel ödeyerek…

         Güçlü bir iradenin ortaya çıkışı imrenilecek bir birikimin ve bilincin tezahürüdür. Yaşamın, varlıklara çizdiği, istek ve ihtiyaçlar ile donatılmış doğal yolun dışında, güçlü bir iradenin ortaya çıkması, başka bir yol, başka bir esasın ortaya koyduğu insanüstü varlığı olma halidir, yansımasıdır.

Orhan Yarat

(Güncelleme: 22/05/2007)

         İrade; sonsuzluk, sınırsızlık, birlik ve yaratıcılıktır. İrade gücünü kullanabilmek ve bilmekle mümkün olur. İrade bilmektir. İrade gücü ise, bu bilgiyi hayata geçirebilmek, kullanabilmek hatta öğretebilmektir. Herkes bildiğinden sorumludur ve bilginin kullanılmaması sorumluluğun yerine getirilmemesi demektir. İrade gücü ile bilgiyi eyleme dönüştüren insan aynı zamanda evrensel bir hizmet görür. Diğer insanlar için örnek teşkil eder. Cesaret uyandırır. Her şeyin, aslında bir olduğu evrende, elbette yapılan bir işin hayrı herkese isabet edecektir.

         Bilmek ve öğrenmek hayat görüşümüzü değiştirir. Halk arasında irade gücü olarak sözü edilen bazı kavramlar;“katı olmak”, ”sözünde durmak”, ”esnek olmamak” şeklinde anlaşılmaktadır. Hayat hiç de keskin çizgilerle dolu bir yol değildir. Her konuda esnek olmayı uyumlu olmayı gerektirir. İrade hayata uyum sağlamaktır. Tıpkı dalgaların üzerinde sörf yapmak gibi, yalnızca sörf tahtasının üzerindeki dengeyi kaybetmemeye konsantre olarak, tüm dalga manevralarına uyarak, adeta denizle bütünleşmektir.

niRVana

(Güncelleme: 22/05/2007)

         Zihnimize yansıyan toplum değerleri önümüze pek çok amaç koyar. Buna karşın enerjimiz, zamanımız bunların tümünü gerçekleştirmeye uygun değildir. Bu amaçlardan birine odaklanmak ve bize ne kadar çekici gelirse gelsin diğerlerinden ya vazgeçmek ya da onlarla çok sınırlı bir zaman ve enerjiyle ilgilenmek gerekir. Çünkü her şeyi yapmaya kalkan hiçbir şey yapamaz. İşte burada iradeyi kullanmak ve tekbir amaca yönelik bir yaşam sürmek, diğer arzuların bizi şaşırtmasına imkân vermemek gerekir. Ayrıca bizim amacımıza ters düşen yanlış alışkanlıklarımız irademizle ortadan kaldırmamız gereken büyük engellerdir.

         Yaşam amacımıza kilitlenmek veya anlık tercihlerde egosal olanla doğru olanı ayırmak ve doğru olanın karşısına mazeretle çıkmamak bir bilinç işidir. Bir bakıma irade bilincimizin yetmediği ancak akıl yoluyla iki eylemden birini seçmek gibi kritik bir zamanda ihtiyacını duyduğumuz, kaynağı akıl olan ekstra bir enerjidir. Doğru olanın önemi, gerekliliği ile ilgili yeterli bilgi ve  inancın yarattığı bir bilinç varsa o tercihte  iradeye bile gerek yoktur, tercih bilincin enerjisi olan sevgiyle yapılır.

Güney Haştemoğlu

(Güncelleme: 22/05/2007)