|
|
|
Yazdırılabilir Versiyon |
|
|
HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI
Ruhsal yolda ilerlemek için güçlü olmamız gerekir mi?
Her şeyimiz O’ndan olduğuna göre gücümüz de O’ndandır. Gücümüz her yolda inancımızın sağlamlığı kadar olacaktır. Ruhsal yolda ilerlemek, toplum bilincini karşılayabilmenin yanı sıra, değişimimiz ve gelişimimiz adına da ayrı bir gücü gerektirir.
Bizler gücünü, şuuru üzerinden O’na olan inancıyla kazananlarız. Belki inanç konusu herkes için farklı şeylere inanmak şeklinde gelişebilir, fakat unutmayalım ki, sistem O’nun yasaları üzerinden işlemektedir. İnanmaya çalıştığımız şey ne olursa olsun, işletilen şey O’nun sisteminin içerisindeki kriterlere uygun olduğunda düzgün işleyecektir. Bizler her şeyi kendimiz yaptık sanırız ve bu kibir hali bizleri, kontrolü eline almaya çalışmak şeklindeki haddini bilmezliğe sürükler. Bu şekilde, kendini Dünya yaşamının içerisindeki işlere kaptırmış insanların ruhsal konulara uzak kalması kaçınılmazdır. Hepimiz doğduğumuz günden itibaren bizlere sunulmuş olan Dünya hayatında kendimize yer edinirken, İnsan kardeşlerimizin koymuş olduğu kuralları anlamaya çalışırız ve genelde birçok konu insan elinden şekillendiği için de sistemsel hatalarla karşılaşırız. Yeri gelir isyan ederiz bu niye böyle diye. İşte tek neden, O’nun yasalarına uygun bir yaşam sürmememizden kaynaklanır, bunu anlamayız, anlamak da istemeyiz. Başkalarında buluruz suçu, kendimizi yıpratır, yanlışları düzeltmek için yanlış yerlerde ararız gerçeği.
Gerçekler, O’nun koyduğu kurallar üzerinden işleyendir, bunu özümsemek, bunu anlamaya çalışmaktır görevimiz. Dünya yaşamı bizlere farklı bir gerçekliği sunarken, gerçek gerçekliği yaşamaya çalışan biz ruhsal yolda ilerleyenler için, tabii ki güçlü olmak çok önemlidir. Kendimiz sandığımız Dünya kişiliğimizden sıyrılmaya çalışmak, bizi bu yolda olmayanlar önünde kavram karmaşasına götürecek ve yeri gelecek ikiliğe düşmemize neden olacaktır. Bugüne kadar bizlere öğretilmiş yanlış gerçeklerin üzerimizde oluşturduğu alışkanlıklardan kurtulmak, her birimiz için zor olandır. Bu yola baş koymuş olan her birimizin karşısına, O’na olan inancının sınandığı birçok sınav çıkacaktır. Sınavımızı başarılı bir şekilde verebilmemiz, şuursal farkındalığımız üzerinden gerçekleri görebilmek olacaktır. Bizi güçlü tutacak ve o muhteşem yolda ilerletecek olansa O’na olan inancımızın netliği olacaktır.
Tarık Öztürk – 31.10.2011 *ruhsalboyut.com*
Güçlü olmak kavramı, anlam ve mana olarak birçok hal, durum ve şartları bünyesinde barındıran bir eylem ve duruş şeklidir. Hayatın akışı içinde ihtiyaç duyulmuş, olması istenilmiş ve oluşması için gayret sarf edilmiş bir kavramdır. Güçlü olmak, yaşamanın, yaşamı devam ettirmenin ve hayatta kalmanın bir unsuru olarak toplumca genel kabul görmüş bir kavramdır. Güçlü olmak, bir yaşam realitesi olup, bütün varlıklar arasından ihtiyacı oluşmuş ve oluşmaya da devam etmektedir.
Tekâmülün geri safhalarında güç ve iktidar sahibi olabilmek için gücün geçerli bir anlamı olmuş ve olmaktadır. Güçlü olmak, ileri tekâmül düzeylerinde yükselmenin, aydınlanmanın ve bilinçlenmenin bir göstergesi ve sonucu olarak vardır. Bilgi, bilinç ve farkındalığın meydana getirdiği aydınlık ve bunun akabide oluşan moral zaten güçlülüğün bir göstergesidir. Neticede ruhsal olarak güçlü olabilmek, nihai olarak dairevi tekâmülü algılayabilmek, anlayabilmek ve fark edebilmek sonucunda tezahür eden bir olgudur.
Ancak ruhsal yolda ilerleme süreci içinde gereken ortamların, şartların ve düzenlerin oluşumu deneyimleyeceğimiz, ihtiyacımız olan şartlar ve konular olup, güçlü olup veya olmamamız tekâmül sürecinde öncelikli değildir. Önemli olan ihtiyacımız olan, deneyimlememiz gereken konuların bilgisine, bilincine ve farkındalığına sahip olabilmemizdir. Nitekim ruhsal yolda ilerleyebilmek için bazen güçsüzlük, bunalım ve düşüşler içinde olmak bir icap olabilir. Öylesine deneyimleyip öğreneceğimiz bilgiler vardır ki, ancak esaret, yoksulluk ve güçsüzlük içinde bilincine varıp genlerimize kotlayabiliriz. Bazen zamansız ve gereksiz bir güç, ruhsal yolda zaman kaybettirici ve engelleyici rol dahi oynayabilir ki bu durum varlık için hiçte hayırlı değildir. Yaşamın akışını gözlemlediğimizde, genel olarak güçsüz olduğumuz, düşüşe geçtiğimiz, şok ve bunalımlarda olduğumuz zamanlarda aydınlanmış, bilgisine varmış ve bilinçlenerek genlerimize kotlayabilmişizdir. Onun için herkesin ruhsal yolu kendi tekâmülü ile ilgili olup bu yolda her türlü durum, hal, şart ve olgular söz konusudur.
Orhan Yarat - 31.10.2011 *ruhsalboyut.com*
Güç her realitede ve her varlığa gereklidir. Varoluşumuz gücümüze bağlıdır. Bu nedenledir ki varlık, devamını ve gelişimini sağlayacak güçle yaratılmıştır. Gücü olmamak diye bir durum yoktur, gücü kullanmayı bilememek, kendine ve Yüce Ruhsal Sisteme inanmamak vardır.
Ruhsal yol, en yüksek erdem yoludur. Dünyamızdaki kitlesel zihin bilinci ise her türlü erdemden uzak bir durumdadır. İnsanlık beklenen erdem seviyesinde olsaydı ne mahkemelere ne ceza evlerine gerek kalırdı. Kitlesel zihin ayrıca erdemli olunduğu takdirde insanın toplum dışında kalacağı fikrini de kişilere kabul ettirmiştir. Bu demektir ki ruhsal yolda yürümek için tüm bu sistemin üzerine çıkacak bir güce sahip olmalıyız.
İmkânsız olsaydı bu insandan beklenmezdi.
Güç içinde hem zorluğu hem kolaylığı barındırır. Gücün kazanılmasının kolaylığı veya zorluğu işe nereden başladığımıza bağlıdır. Sistem baskısının yani kitlesel zihnin baskısının bulunmadığı en küçük doğrulardan en küçük iyilik ve hizmetlerden başladığımızda sessizce güçleniriz. Böyle başlamazsak ruhsal yolda ilerlemek için gereken gücü kazanmak mümkün değildir.
Erdemli olmanın o kadar büyük gücü vardır ki erdemsiz kişiler dahi bu gücü taşıyanın karşısında erdemli davranmak zorunda kalırlar. Toplumsal zihnin dayatmalarından korkanlar, doğru ve iyi olmayanlar, hizmet etmeyi bilmeyenler, sevgiyi yaşayamayanlar, O’na ve yarattığı Yüceliğe inancı olmayanlardır.
Erdemli olma kendimizi değiştirme gücüdür. Önce toplum kendi dikip biçtiğini bize giydirir. Sonra biz, toplumunkini çıkarır, özümüze uygun olarak kendimizin biçip diktiğini giyeriz. Giydiğimiz şey bizde eylem halinde olan sevgidir, güçtür.
Güney Haştemoğlu - 3.11.2011 *ruhsalboyut.com*
Güç her varlığa gereklidir. Her varlık gücü oranında gelişir ve ilerleme sağlar karşılaştığı olayları ancak gücü kadar karşılayabilir... Ruhsal olarak güçlü olmak toplumsal bilinçden farklı titreştiği için her zaman her ortamda hemen farkedilirler. Onların olaylara yaklaşımı farklıdır ve bir çeki alanı oluştururlar. Bu kişiler fırtınalı havada sığınılacak bir liman gibidirler. Güvenilir, sevecen pek konuşmazlar ancak konuştukları zaman dinlenirler, güler yüzleriyle kalpleri ısıtırlar. Olaylar karşısında soğukkanlı ancak duyarsız değil erdemli ve güvenilir insanlardır. Bu kişileri büyük olaylar olduğu zamanlarda mutlaka görür ve farkederiz. Çünkü bu kişiler gücün verilmeden alınamayacağını bizlerden daha iyi bilmektedirler. Ruhsal ve şuursal olarak güçlü olan bu insanlar olayları karşılamada hiç güçsüz kalmazlar. Çünkü onlar kitlesel zihinle hareket etmezler onun üzerine çıkarak daha yüceliğin enerjisini kullanarak hareket ederler
Bizler çalışmalarımızda ruhsal olarak güçlenmeyi hedeflemekteyiz, bunun gerekliliklerini yerine getirmekle yükümlüyüz. Bu gücü bizlere herhangi bir kişi ya da herhangi bir yüce varlık tarafından durduk yere verilmeyeceğini biliyoruz. Ancak isteyerek kendi gayretimizle ve içsel çalışmalarımızla sahip olabiliriz.
Ruhsal çalışmaları yaparken bize güç kazandıracak olan kararlılık, eylem ve sebattır. Yola her zaman kolay olandan başlamak daha çabuk ilerlememizi sağlar. Kendimizde değiştirmemizi istediğimiz bir alışkanlığımız varsa (mutlaka vardır), buna en kolayından başlamak bize daha sonrası için güç kazandıracaktır.
Ruhsal çalışmalarda eyleme geçtiğimiz andan itibaren yolda yürümeye başlarız. Hazırlanma süresi tabi ki vardır ancak eyleme dökülmediği zaman kalıcılığı olmayan geçici bir gücün etkisi altında kalırız ki bu aldatıcıdır.
Eylemle birlikte sevgi gücünü giyinir ve sonsuz bir gücün içinde kayboluruz.
Oğuz Demir – 6.11.2011 *ruhsalboyut.com*
|
|
|
|
|
|
<< geri |
|
|
|
|
|