TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 2 Mayıs 2024 Perşembe

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


Yeni Çağ’a Hazırlık

 

           Yeni Çağ'a ayak uydurmak için sadeleşmemiz, eski realiteleri terk etmemiz ve böylece yeni Gelen'e yer açmamız icap etmektedir. En basitinden, eski eşyalarla yeni eşyaları bir arada tutar mısınız? Meselde dendiği gibi, yeni şarabı eski küpe koyar mısınız? Koymazsınız. Eski küp eski realite, eski bilgi demektir. Eski bilginin içeri­sinde eski inançlar, bağlılıklar ve eski putlar vardır. Yeni bir Bilgi'yle karşılaşacaksanız, bir yeniliğe doğru gidecekseniz, eskileri te­mizleme cesaretini, gücünü, bilgisini ve emelini yaşatmak lâzımdır. Yani zihni boşalt­manın yollarını aranmalıdır. Bu, sadeleşmek demektir.

 

           Tamamen dejenere olmuş, yozlaşmış bir dünyada yaşadığımızdan, sadeleşmek zorundayız. Sadeleşmek demek, sade yiyip sade içmek, sade giyinmek, sade konuşmak demek değildir. Aslolan, zihinde sadeleş­mek, ayrıntı dünyasından çıkmaktır ki onun yerine yeni bir şey gelebilsin. Yani eğrelti ot­larını temizlememiz lâzım. Onlar bizim her tarafımızı sarmış. Tabi derinlere kök salmış ne kadar çok eğrelti otu varsa, onlardan kurtul­manın bedeli de o kadar ağır olur. İşte bu in­sanların ve milletlerin yeni realiteler karşısındaki ıstırabının kaynağını teşkil eder. Bir şey­den ayrılıp ayrılmamak... Bırakıp bırakma­mak...

 

           Görülüyor ki, bir şeyleri terk edebilme gücünü varlığımızda yaşatabilmemiz ve ge­liştirebilmemiz lâzımdır. Birçok şeyleri kolaylıkla terk edebilmenin imkânlarını aramak ve bu konuda antrenmanlar yapmak gerekir. Terki sadece manevi alanda değil, pratik ha­yatta da uygulayabilirsiniz. Örneğin sabahla­rı çayı illâ iki şekerle değil de, birini bırakıp, tek şekerle içebilirsiniz. Önce o tek şekeri terk et­menin yoluna bakın.

 

           Fedakârlık dediğimiz, kimliğini kur­ban etme prosesini önce kendimizde yaşa­mamız lâzımdır. Kendimizden hiçbir şey feda etmeden, zavallı koyunu feda etmenin hiçbir manası yoktur. O sembo­lik bir olaydır. Yani deniyor ki, "O koyunu ke­ser gibi, içindeki diğer koyunları da sen kese­ceksin, yok edeceksin!"

 

Bir konferans özeti

 

17.09.2007

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.