Varlığınla Kalbimizdesin

         Gandi’nin çok düşündürücü bir sözü var.  Diyor ki; “Yaşamın ve ölümün sırrı birer sandıkta kilitlidir. Ancak ölümün sırrının bulunduğu sandığın anahtarı, yaşamın sırrının bulunduğu kilitli sandıktadır ve yaşamın sırrının bulunduğu sandığın anahtarı da ölümün sırrının bulunduğu kilitli sandıktadır.” Kısaca ölümün sırrı, yaşamın sırrını çözmeye, yaşamın sırrı, ölümün sırrını çözmeye bağlı.

         İşte her gün bu bilinmezlikler âlemine en sevdiklerimizi, bildiğimiz, bilmediğimiz nice kişileri uğurluyoruz,  bir gün bizim de uğurlanacağımız gibi. Yakın bir zamanda bir sevgili dostumuzu, Sevim (Mutlu) Yeğenoğlu’nu da gönlümüzden bir şeylerle birlikte o sırlar boyutuna yolcu ettik.  Biz böyle diyoruz ama o bize her zamankinden daha yakın. Nitekim o şair ruhuyla bizlere Yahya Kemal’in “Geçmiş Yaz” şiiriyle seslendi. Biz de onu aynı şiirde ufak bazı değişiklikler yaparak cevaplandırıyoruz.

GEÇMİŞ YAZ

Yaşam bir rüyâ idi. Yarattın hevesinle,

Her ânını, her rengini, her şi’rini hazdan.

Hâlâ doludur o gül bahçeleri en tatlı sesinle!

Bir gün, bir hatıra özlersen o bir yazlık yaşamdan,

Körfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksin;

Geçmiş gecelerden biri durmakta, derinde;

Mehtâp, iri güller ve senin en güzel aksin,

Velhasıl o yaşam rüyâsı duruyor yerli yerinde!

         Kimi zaman şairler en büyük gerçekleri ne güzel ifade ederler! Evet, Sevgili Sevim, her gecen, her gündüzün, güzel yüzün, gülen gözlerinle hep bizimlesin. Hiçbir şey kaybolmadı, rüya gibi olsa bile. Her zaman sesinle kulaklarımızda, varlığınla kalbimizdesin. Işık ve Sevgi âleminde sen de bizi unutma!

Güney Haştemoğlu

(Güncelleme: 03/06/2007)