LBL_YAZI
SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 2 Mayıs 2024 Perşembe

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


Geçici Olanın Üzerine Yükselmek

          Duvara dayanma yıkılır, ağaca dayanma kurur, insana dayanma ölür, demişler. Geçmişte birisi, “öyle bir makamdan yardım iste ki, bütün dermanlar orda bulunsun” demiş. Tasavvufta en çok kullanılan benzetme, gerçeğin kat kat perdeler arkasında saklı olduğunu söyler. Bütün bu ifadeler, insanların asıl görmeleri gereken şeyleri göremediklerini, bunun yerine gölgelerle kendilerini meşgul ettiklerini belirtmek için eskiden beri söylenenlerdir. Bunlar ve benzer sözler hepsi de gerçeği bulmayı teşvik içindir. Gözü bir parça görür hale gelenlerin ve görevlilerin insanları uyarmalarıdır. Ne derece etkin olduklarını bilemeyiz, ama bıkmadan usanmadan söyleyegelmiştir söyleyenler. Görür göze, duyan kulağa hitaptır bunlar. Duymayanlar, görmeyenler ise hep kös dinlemişlerdir.

          Yalnızca Dünya’da bulunması, insan için yeterli bir göremeyiş sebebidir aslında. Çünkü burada insanın önüne çıkan pek çok şey perdelerden ibarettir. Dünya yaşamında gerçeklerin üzeri perdelerle örtülmüştür. Ve insan gözünün önünde her gün olup duran gerçekleri bile görmek istememektedir. Mesela ölüm, kaza ve sıkıntılar sanki hep başkaları içindir, onunla ilgili değildir; ta ki kendisinin veya yakınlarının başına gelinceye kadar. En yakın ve en açık olguları dahi kendisinden uzak tutmak eğilimindeyken, insan ince, gizli ve kısmen gizli gerçeklere nasıl yaklaşabilsin? Ama ondan bu bekleniyor. Yolunun bundan sonraki bölümüne devam edebilmesi, önündeki gerçekleri görmesine bağlı. Gözünü kapatan engelleri bir bir ortadan kaldırması kendisinden isteniyor. Bu dünyada bulunuşunun bir amacının bu olduğu ona iletiliyor.

          Fakat tüm bilgilere ve gözünü açması için kendisine yaşatılanlara rağmen çoğu insan geçici dünya nimetlerini, yozlaştırıcı dünyevi zevklerini kalıcı şeylermiş gibi benimsemeye ve onlara sımsıkı sarılmaya devam ediyor. Felaketler, savaşlar büyük kitleler üzerinde yeterli uyarımı yapmıyor. Ve bütün gerçeklerle beraber hatta Yaratan inkâr ediliyor. Şu ağır ikaz dahi bugünkü insanlığı uyandıramamış görünüyor: “Kendi ellerini kendi gözlerine kapayanlara de ki: Bütün kötü halinize rağmen O sizi bağışlar. Çünkü sizin O’nu inkâr etmeniz, O’nun büyüklüğü yanında çok küçüktür. Sizin O’nu inkâr etmeniz, sadece gözünüzü kapamaktır. Siz görmek istemezseniz, göremezsiniz.” Demek ki insanın uyku mahmurluğunda kendisine hoş gibi gelen şeylerin aslında yaşamakta olduğu kâbuslar olduğunu farketmesi için silkinmesi gerekiyor. Ve bu silkinişte onun uyanmak istegi en önemli bir faktör oluyor. Kendisine verilmiş olan aklı ve iradeyi bu şekilde kullanması onun sınavını teşkil ediyor. Başarabilirse, gözlerinin önündeki perdeler kalkmaya başlayacak. Başaramazsa, aynı sıkıntılar değişik senaryolar halinde karşısına çıkmaya devam edecek. Mantık, akıllıca olanın bu sıkıntılı durumun bir an önce sona erdirilmesinin, yani kalıcı değerlere yönelmenin doğru olduğunu söylemiyor mu?

Osman Türkmenler 

(Güncelleme: 15/08/2006)

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.