TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 29 Mart 2024 Cuma

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon

HAFTANIN KONUSU

 

Gerçek biz kimiz?

 

 

Dünya yaşamında insana verilen tüm bilgiler, ondan beklenen tüm eylemler onun kim olduğunu anlaması içindir. Bizden beklenenlere baktığımızda kim olduğumuzu anlayabiliriz. Dünya bilincindeki insanın ruhsal eğitiminin amacı onun kim olduğunu bilmesidir. "Kendini bil" ifadesi yeryüzündeki ilk insana da yöneltilmiştir. İlk insan ifadesi bir grup insanı ifade eder, tek bir insanı değil.

Kendini bilme ve Yaratan'ı bilme ruhsal bilinç yolunun iki adımıdır. O'nu bilme adımını, kendini bilme adımı izler ve yol adım adım böyle devam eder. O'nu inkâr kendini inkârdır.

O'nun insandan istediği, insana emrettiği, insana yardımı, insana verdikleri, insanı koruması, bağışlaması, insana yeryüzünde acı veya tatlı yaşattıkları hepsi insanın gerçek kimliğini anlaması içindir. O'nun insandan tek beklediği bilinçlenmektir, yani bizatihi kendisinin, özünün, var olma nedeninin bilincine varmasıdır.

İnsanın yapması, yani bizim yapmamız gereken ise bildirilen gerçeği yaşamaktır. Gerçek yaşandığında gerçek bizi anlayabiliriz. Çünkü o gerçek aslında bizim kendi gerçeğimizdir. Ama yaşamadan bunu anlamamız mümkün değildir. Çocuklar ilk defa denize girecekleri zaman, yüzen insanları gördükleri halde sudan korkarlar. Yapamayacaklarını zannederler. Yüzmenin bilgisi var, yüzenleri görüyorlar, ama bu bilgi onların korkularını ortadan kaldırmıyor. Çünkü kendilerini tanımaları için suya girip suyun onları kaldırdığını deneyimlemeleri gerekir. Gerçek deneyimleyince ortaya çıkar.

Bilgi sahibi olmakla gerçek kendimizi bilemeyiz. Bilgiyi eyleme geçirdiğimizde biz o gerçeğin ta kendisi oluruz. Ve gerçek bize yeni gerçekleri gösterir. O gerçekler bilgi değildir, ifadesi yoktur sadece yaşanır. Ve yaşamayana anlatılamaz. Bu nedenle iş söze dökülünce hep aynı bilgiler denir, bunları zaten biliyoruz. Hayır hiçbir şey bilmiyoruz. Bilsek böyle konuşmayız.

Bütün sırlar bilgi olarak açıklanmıştır. Ancak sırrın anlaşılması gerçeklerin yaşanmasıyla mümkün oluyor, bilginin ezberlenmesiyle değil.

Sevgi ve birlik insanın gerçeğidir.  İnsan önce bu gerçeği yaşayarak sevgi ve birliğe dönüşecektir. İnsan sevgi ve birlik gerçeğine dönüşmeden kendini bilemez. İnsanın kim olduğunu anlaması için verilen sevgi ve birlik eğitiminin ilk dönemi bitmek üzeredir. İnsan kendini bilmiyor olmanın varlığı için ne büyük bir tehlike olduğunu hissedene kadar diğer tehlikelerle, ıstıraplarla pek çok şeyi ödeyecektir. Kurtuluş sevgi gerçeğine dönüşüp birlik zemininin yaratılması neticesi mümkün bulunacaktır.

Gerçeğin zaten içimizde olduğu bilgisine sahibiz ama ne o gerçek bize ulaşabiliyor ne de biz ona! Gerçeğe ulaşmanın tek yolu var ama bu bize bin türlü anlatılıyor. Çünkü o tek gerçek sözcülere sığmıyor. Fakat o bin türlü anlatımın hangisi daha yakın geliyorsa o noktadan başlamakla görürüz ki bin türlü anlatım zaten iç içedir tekdir. "Hizmetiniz insanlığadır" anlatımı insanlığa hizmet ederken asıl kendimize hizmet ettiğimiz gerçeğinin yaşanacağıdır.  O gerçeği yaşamak ise bizim tek tek farklı birbirine yabancı varlıklar değil insanlık dediğimiz bütünlüğün, birliğin içinde olduğumuz gerçeğini yaşamaktır. O gerçeğin yaşanmasıyla sırlar sır olmaktan çıkar ve varlığımızın gerçeği olan hizmet yaşanır. Hizmet varlığı olarak ışığımız, gücümüz bizi beklemekte olanlara erişir. Hizmet gerçeği O'nu anmaktır, O'nu anmak asıl kendi gerçeğimizi anmaktır. O'nu gerçekten anmak şimdi kendimiz zannettiğimiz geçici, sahte kimlikten kurtulmak, uyanmaktır.
 
Güney Haştemoğlu   10.7.2016  *ruhsalboyut.com*

 

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.