BİLİM, EİNSTEİN ve OSHO

           Eminiz ki sitemizi izleyenler Osho'yu tanıyorlar. Osho 20.yüzyılın en tanınmış mistiklerinden biri ve Sunday Times'a göre bin önemli kişisinden biri. Bizce O, bu bin kişinin ilk 100'ü içinde olmalı.

           Osho'nun bütün çalışmalarına derinlemesine işlemiş olan vizyon hem Doğu'nun sonsuz bilgeliğini, hem de Batı bilim ve teknolojisinin en yüksek potansiyelini kavrar. Onun bilim ve Einstein hakkındaki kısa bir görüşünü sizlerle paylaşmak istedik.

           "Yaşam o kadar gizemlidir ki, ellerimiz doruklarına erişmez, gözlerimiz onun en derin gizlerini göremez. Varoluşun her hangi bir ifadesini anlamak- erkeği ya da kadını ya da hayvanı ya da doğayı- bilimin işidir; mistiğin değil. Ben bilimadamı değilim. Bence bilimin kendisi bir gizemdir; bilimadamları da bunu yeni yeni farkediyorlar. Bilinebilecek herşeyi bir gün bilecekleri gibi köhnemiş, inatçı ve batıl tutumlarından vazgeçiyorlar.

            Albert Einstein ile bilim tarihi farklı bir rotaya girdi. Einstein  maddeyi derinlemesine inceledikçe hayretler içinde kaldı; tüm mantık geride kalmıştı. Varoluşa dayatma yapamazsın, çünkü o senin mantığını dinlemez. Mantık insan işidir. Albert Einstein  yaşamının bir döneminde rasyonellikte ısrarcı olup olmama konusunda epey tereddüt etti. Ama bunda ısrar etseydi, bu aptalca olurdu. İnsani olurdu ama bilgece değil. Mantık veya rasyonellik adına  ne kadar ısrarcı olursan ol, kozmos senin mantığına göre değişmez; mantığın kozmosa göre değişmek zorunda kalacaktır. Ve ne kadar derine inersen in, varoluş da o kadar gizem kazanır. Ve öyle bir noktaya gelirsin ki, mantığı ve akılcılığı geride bırakman  ve sadece doğayı dinlemen gerekir. Ben buna nihai anlayış diyorum; ancak gündelik hayatta kullandığımız anlayış anlamında değil. Bilirsin, hissedersin  ama kelimelere dökemezsin." ( Kadın- Osho/ OVVO Basım Yayın 2005 sh: 7-8)

            Düşünülecek olursa, mantık aklın bir sonucudur. Akıl ancak bilgisi kadar mantık yürütebilir. Düşünmek de aynı sınırlar içinde kalıyor. Ne kadar bilgimiz varsa o kadar düşünce üretebiliyoruz.Gönülce olan hissedişler ise kelimelere dönüşmüyor. Einstein da  keşfettiklerini insanın beş duyusuna göre gelişmiş dilin kelimelerine dökememiş, ancak matematik formullerle anlatmış ve sonunda "Tanrı'nın dili matematiktir." demişti. Aslında tüm varoluş Tanrı'nın dilidir ve bu dili tam olarak çözmek yaratılanların haddi değildir. Gelgör ki Emir bu dili çözmek üzerinedir.

Ayşe Turhan

(Güncelleme : 13/04/2006)