TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 28 Mart 2024 Perşembe

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


HAFTANIN KONUSU

 

Ruhsal Yolumuzun Öncelikleri

 

 

Şu ana ait gerçek ihtiyaçlarımız önceliklerimizdir. İhtiyacımız olan bilgi ve ihtiyacımız olan eylem anlaşılmadıkça hayırda olamayız, şuurda adım atamayız. Realitemizin yükselmesi ihtiyaç olanın karşılanmasına bağlıdır.

Önceliğimiz bizler için şu anda, şu zamanda olması gereken her ne ise, bilmemiz gereken her ne ise onları ön plana çıkarmaktır. Diğer konular zamanı geldiğinde açılmak kullanılmak üzere kalbimizde muhafaza edilmelidir. Bu, o büyük konuların üzerinde düşünülmemesi, çalışılmaması anlamına gelmiyor. Ancak öncelikli konuların, o ana ait gerçek ihtiyacımızın eyleminde değilsek hayırdan, O'nun Rızası'ndan uzak durumdayız. Bu güçsüzlüğe doğru, geri dönüşü olmayan bir kayma halidir.

         Nedir önceliğimiz? Önce O'nu her zaman içtenlikle anmak, önünde olduğumuzu hiç unutmamak; önce O'na her şey için şükretmek; önce şu bilgilerin, yüce yardımın, bizim kurtuluşumuz için çalışan Sistemlerin kadrini kıymetini bilmek; bütün bunlara layık olmaya çalışmak; yüzümüzü hayra dönmek böyle başlıyor. Doğruluk dediğimiz hayrın korunması teslimiyetle ilgilidir. Teslimiyet olayların doğru karşılanmasıdır. Önceliğimiz olayların, yaşadıklarımızın doğru karşılanmasıdır. Her kararımız öğrendiklerimizin sınavıdır. Çünkü her karar ya bir sorunu çözer ya da yeni yeni sorunlar üretir. Hayırda olmak istiyorsak ön yargılardan vazgeçmek, her işin kararını bilmek, eksiğimizi tamamlamak, yanlışımızı terk etmek gerekiyor.

Önceliğimiz O'nun Yardımına, Korumasına, Bağışlamasına ne kadar ihtiyacımız olduğunu derinden hissetmek; yanlışlardan, egomuzun tuzaklarından O'na sığınmak ve bunu ifade etmektir. Bütün bunlar ilk önceliğimiz olan yüzümüzün devamlı Gerçeğe dönük olmasıdır. Bu dönüklük yoksa zaten hayrın kapısını ve ışığını arkamıza aldık, önümüze düşen gölgemize bakarak kendimizi bir şey sanmaya başladık demektir.

         Gerçeklik parçalara ayrılması mümkün olmayan bir sistemdir. Gerçeğin ya içindeyiz ya da dışında. Bize kısmen gerçeğin içinde, kısmen hayırda olduğumuzu hissettiren belli bir süresi olan zamandır. Bir ayağı iskelede, diğer ayağı vapurda olan bir kişiyi düşünün. Ve vapur yavaşça iskeleden ayrılıyor. Ya iskeledeki ayağınızı çekeceksiniz, ya da vapurdaki ayağınızı geri alacaksınız. Birinden birini yapmazsanız denize düşersiniz. İskelede kalırsanız vapurun gitmesiyle birlikte zaman sona erer ve kurtuluş ümidi de sona erer. İşte bu nedenle bizi gerçeğin tarafına alacak bilgilerin, adımlara çevrilmesi, anlamların bütünü üzerinden atılacak sürekli adımlar ve eylemler gerekiyor. İşte hayrın sürekli yaşanması bu anlam bütünlüğüne bağlıdır.

         Nedir anlam bütünlüğü? Hayır insan için en büyük armağandır. Çünkü hayrı yaratan eylem bilgiyi Yüce Kudretle birleştirir ve o kudreti yaşarız. O kudretin üzerimizde devamı teslimiyetle mümkündür. Teslimiyet ise sürekli olarak doğru davranmaktır. Doğru davranmak ihtiyacımız olan o anın gereğini yerine getirmektir. Bu bizden beklenen hayırda olma halidir. Bilgi olmadan hayırda olamayız, sevgi, inanç ve irade olmadan bilgiyi kullanamayız. Hayır hayrı çeker yükseliriz güçleniriz, bir hayır bin hayır olur. Hayırsızlık da hayırsızlığı çeker bin musibet olur. Bu tek bir adımımızın bir bilgiye değil pek çok bilgiye dayanması gerektiğini gösteriyor. Fizik bedenimizin yürüyebilmek için her bir adımı atması da pek çok biyolojik mekanizmanın birbirini tamamlayan işleyişinin sonucu değil mi? Biri eksik olsa düşeriz. Anlam bütünlüğü sağlanmadan yapılan işler bizim sandığımız sonuçları doğurmuyor ve biz hayırda olduğumuzu ama başkalarının hatalarının bu istenmeyen duruma neden olduğunu düşünmek yanlışlığı içinde oluyoruz.

         Önceliklerimiz de kendi içinde yeni bir sistemdir. Artık egomuzun evinde değiliz. Gerçeğin okuluna başladık. Kurallar değişti, bizden beklenen hal değişti. Bizi seven canla başla bizi yetiştirmeye kendini adamış öğretmenlerle birlikteyiz. Kılık kıyafetimiz bile değişti. Öğrenmenin neşesi ve sevinci var, bizimle aynı şeyleri öğrenen yeni arkadaşlarımız var. Bu okul evimizdeki keyfiliğimizi, rastgeleliğimizi asla kaldırmaz. Ne yazık ki dünya okulunda olduğu gibi bu okulun da kıymetini anlamayan, çalışmayan ve bu büyük fırsatı kullanamayıp okul dışı kalan ve sonrasında pişmanlıkla acı çeken pek çok öğrenci var.

Güney Haştemoğlu  21.6.2016  *ruhsalboyut.com*

 

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.