Pozitif ve Negatif Alanlar 
 
           Pozitif düşüncelerle olumlu olayları üzerimize çekeriz. Bu bir mekanizmadır. Benzer Benzeri Çeker Yasası’na uygun olarak gerçekleşen bu çekim bazen de bizi olaylara doğru bir çekim içine sokar. Bu da aynı yasanın etkisidir. Auramızı pozitif veya negatif bir etkiye sokarız. Bu da bir çeşit enerji üretimidir. Zaten yaşam meydana getirdiğimiz bu enerjilerle sürmektedir. Pozitif veya negatif olarak değerlendirdiğimiz bu tesirleri irade ve isteğimize bağlı olarak üretiriz.

           Yaşam, Ruhsal İdareci Planlar’ın bizim için yarattığı mizansenlerden oluşur. Epröv alanları olarak adlandırılan, bize sınav niteliğindeki olaylar, hiçbir zaman yoktan yaratılmazlar. Önceden çeşitli iradelerle meydana getirilen isteklerin oluşturduğu durumlardır. Ruhsal İdareci Planlar, bu oluşumları yeniden başka şekillerde oluşturarak bize yeni epröv alanları yaratırlar. Yeni bir epröv alanını yaratan sebepler, çok daha önceki sebeplerdir veya sebeplerin sonuçlarıdır.

           Evrenimizdeki Sebep-SonuçYasası olmadan hiçbir şey üremez. Her şeyin bir sebebi ve arkasından da bir sonucu vardır. Sebepler bilinebilir ama sonuçları anlamak ve ne olduğunu bilmek mümkün değildir. Aslında bizim sebep diye gösterdiğimiz şeyler sadece bir tahminden ibarettir.

           Ruhsal İdareci Mekanizma ayrıntılarla uğraşmaz. O sadece ilkeleri vaaz eder. İlkelere göre de madde biçimlenir, sıralanır ve zaman-mekan içerisinde bir şekillenmeye uğrar. Meydana gelen olaylar bazen bizlerin düşüncelerine göre oluşur. Gelişimimizin hızına bağlı olmak üzere, göstereceğimiz esnekliğe ve ihtiyaç duyduğumuz bilgiye uygun bir şekilde tanzim edilir. Özel imkan ve fırsatlar da yaratılabilir. Daha önce tanzim edilmiş epröv alanları içerisine de sevk edilebiliriz. Fakat bu sevkiyat asla bir zorlama ve empozisyon olamaz. İnsan irade ve hürriyetine, seçme özgürlüğüne hiçbir müdahalede bulunulmaz. Bu sevkiyat bizim ihtiyacımız yönünde bir yardım şeklindedir.

           Evrende her şey Sebep-Sonuç Yasası’na göre sonuçlanır. Evrenin, varlıkların ve insanın iyiliğine, evrendeki hareketli mekanizmalara yardım için yapılanlar pozitiftir. Bu eylem dinamizminden dolayı sürekli olarak bir pozitif alan yaratılır. Bunun kişiye yansıması, yani kozmosun buna ayna tutması ise, hareketin kendi benzerleriyle karşılaşması ve bu sırada bir dönüş olması şeklinde gerçekleşmektedir. Ektiğimizi biçeriz. Aynı durum negatif enerjiler için de geçerlidir. Kendi zihnimizde, düşüncelerimizde, algılarımızda, idraklerimizde sürekli menfaat hesapları yaparak; sevgiye, şefkate ve merhamete dayalı olmayan ve her zaman bir karşılık bekleyen hareketlerde bulunmak negatif bir alan yaratır.

           Maksatlı olarak gönderilen negatif bir etki, şok olarak sahibine geri döner. İnsanların hayrına olmayan her türlü hareket, olumsuz şekilde biçilmek zorundadır. Bazıları uzun bir sürede, bazen de çok kısa bir sürede geri dönerler. Tıpkı karşılıklı oynanan bir top oyunu gibi, bazıları belli olmayan bir açıdan belli bir süre sonra döner ve bizi düşürebilir. Bazen de duvara çarpıp hemen geri döner. Kısaca yaptığımız hareketlerin pozitif ve negatif enerji üretmeleri bakımından sorumluluğu bize aittir.

           Pozitif sonuçlar da, negatif sonuçlar da temelde izafî kavramlardır. Pozitif sonuçlar kadar negatif sonuçlara da ihtiyacımız vardır. Çünkü her birinin içinde ayrı ayrı sonuçlar bulunur. Bir şeyin olumsuz neticelenmesi, o şeyin nasıl olumlu olabileceği hakkında bir karara varmamızı sağlar. Bir şeyin olumlu olması, olumsuzluğun nasıl bir şey olduğu hakkında bilgi verir. Dolayısıyla bize ulaşan her türlü bilgiye ve tecrübeye açık oluruz. Hep karlı olma zihniyetiyle hareket etmemiz, hiçbir şey elde edememektir.

(Güncelleme: 23/06/2006)