Günün Değerini Bilmek

 

         ABD yerlilerinden Navajolar, çocuklarına her sabah doğan güneşin yeni bir güneş olduğunu söyler, güne şükranlarını sunarak başlar, sonra da; “Güneşin bir günlük ömrü var. Bu zaman dilimini iyi bir şekilde değerlendirmelisin ki, güneş değerli zamanını senin gününü aydınlatmak için boşa harcamış olmasın.” derlermiş.

 

         Günün değerini bilmek, yaşamın değerini bilmektir. Her akşam başımızı yastığa koyduğumuzda, bir daha geri gelmemek üzere sonsuzluğa yol alan o günü nasıl geçirdiysek, koskocamanmış, hiç bitmeyecekmiş gibi görünen yaşamı da öyle geçirmekteyiz.

 

         Yataktan nasıl kalktınız bu sabah? Gülümseyen bir ifadeyle, zinde ve güne hazır halde mi? Derin uyumuş muydunuz? Zor mu geldi uyanmak? Günü pencerenizin yanı başındaki serçeler gibi karşılayın bugün. Sesinizi zarif tınılarla açarak, yüzünüzü serin sularla yıkayarak, ruhunuzu doğanın renkleriyle doldurarak…

 

         Koşturarak işe yetişmek yerine, bu sabah yarım saat erken kalkın mesela. Pencereyi açın, güneş dolsun içeri. O sadece bugün var. Siz de öyle. Menekşe mi var pencerenizin önünde? Eflatun olsun giysiniz? Sarı çuha çiçeklerini görerek uyandıysanız, bir bardak portakal suyu temizlesin bedeninizi. Bir demet nergisin kokusu ulaştıysa burnunuza, onun beyazını sarısıyla yeşilini sembolize eden bol yeşillikli bir omlet hazırlayın kendinize.

 

         Gürültüye değil, müziğe izin verin bu sabah. Evrenin bütün organlarınızda titreşen müziğine… Damarlarınızdaki kanın akışını duyacak kadar berrak olsun zihniniz. Bir olun onunla. Pişmanlıklar, öfke, kızgınlık olmasın tabağınızda. Önemli olan, kayıp ya da kazancın olmadığını bilerek yaşamaktır.

 

Kaynak: Yaşama Oyna – Alan Watts

 

(Güncelleme: 10/03/2007)