FARKLI TEKAMÜL KURALLARI

         Tekamül; sonsuz bir süreç içerisinde ilerleme, gelişme, büyüme, incelme ve yükselmeyi ifade eder. Bütün ruh varlıklar için tekamül önde gelen bir esastır. Onların varolmaları, varedilmeleriyle beraber tekamül yasasına da bağlandıklarını düşünebiliriz. Aynı bir çocuğun dünyada doğduğu anda yaşlanmaya başlaması gibi. Kendisine akıl verilmiş varlıklar için tekamül şuurlanmayla eşdeğerlidir. Ama akılla ilgili olmayan şuurlanma, tekamül durumları da bulunabilir.

         Metapsişik Derneğinin yayınladığı spiritüel tebliğ kitabı “Sadıklar Planı”na göre, ruhların yaratılışlarında aldıkları üç emirden biri “Tekamül edeceksin” emridir. Diğer iki emir “Kendini bileceksin” ve “Rabbini bileceksin” dir. Dünyevi ya da başka kaynaklı olsun, her disiplinin kendine göre esasları olmuştur. Disiplinler kuralsız olamazlar. Yaşatılmaları buna bağlıdır. (Bazı marjinal ekollerde ise “disiplinsizlik” kural olarak konulmuştur. Yani onlar da kurala sahiptir.) Örneğin Musa dağdan “On emir” ile inmiştir. Beyti Dost “Beş basamak ve Altı esası” öngörmüştür. Büyük-küçük bütün dünyasal kuruluşların uymaları gereken disiplin kuralları vardır. Bunun gibi, varlıkların tekamül etmeleri için de “tekamül kuralları” vardır. Bu kurallar insanlara her devirde, her yerde görevli olanlar tarafından ısrarla söylenmiş ve örneklenmiştir.

         Biz, bugünkü anlayışımızla Sadıklar Planı’ndaki üç emri, Rabbini bileceksin, Hizmet edeceksin ve Tekamül edeceksin  şeklinde algılayabiliriz. Rabbini bilen hem kendini hem başkalarını bilir. Başkalarıyla arasındaki ilişkiyi ve bir oluşu kavrar. Giderek bencillikten uzaklaşır, başkalarını rakip değil, aynı yolun yolcusu ve kader arkadaşı olarak görür, onlara yardıma başlar. Bu, hizmet yolunu açar ve tekamülünde ilerlemesini sağlar.

         Bir de, yaratılışın sonsuz çeşitliliği içerisinde tekamül etmeyen varlıklar ve sistemler bulunduğunu düşünebiliriz. Çünkü varediliş amaçları tekamülü içermemektedir. Simgesel olarak Yunan mitolojisindeki yer altı ülkesi Hadesin bekçisi çok başlı köpeği, ya da tek tanrılı dinlerdeki cehennem görevlilerini tekamül etmeyenlere örnek gösterebiliriz. Bunlar varlığın alt çizgisinde bulunan ve tekamül etmeyen sistem örnekleridir. Alt çizginin sınırlarını korurlar. Varlığın üst çizgisinde de tekamül etmeyen görevliler vardır: En Büyük Parlak Varlık gibi. Beyti Dost O’nun için, “O’nun yeri değişmezler yeridir” demiştir. Üst çizgideki görevliler arasında tekamül edenler de bulunabilir. Ancak bunlar da bizim tahayyül sınırlarımızın çok ötesindedirler. Bütün bunlar düşünsel örneklerdir. Evrenin sonsuzluğundaki hepsi de birbirini ilgilendiren bütünsel işleyiş içinde, işlevleri sadece bir durumun devamlılığını sağlamak olan sabit-değişmez varlık ve sistemlerin bulunuşuna da gereksinim duyulmuş olabilir. Onlara ilkeler, prensipler de diyebiliriz. Bir tekamül onların işlevleri için gerekli değildir ve bu şekilde de bulunuşa hizmet ediyor olabilirler. Ancak yine de muhtemeldir ki, tekamüle tâbi olanlar için elek görevi yapma fonksiyonları bulunabilir. Ve bu seçici-sabit sistemler bir yerde bu yolla tekamül esasından ayrı kalmıyorlardır. Bunlar, düşünce ufuklarını zorlayan tahayyüllerdir. Fakat açılım için gerekli bulunabilirler.

         Tekamül bahsine sadece kısa bir göz atış sayılacak bu düşünceler, onun, bir varlık kesimi ve bazı sistemler için kesin varoluş şartı olduğu halde, bir kısım varlıklar ve sistemler için tam tersine hiç de gerekli olmayabileceği ihtimalini ortaya koymaktadır. Bizler, kuşkusuz tekamüle bağlı ve zorunlu varlıklar arasındayız.

Osman Türkmenler
 
(Güncelleme : 26/02/2006)