TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 26 Nisan 2024 Cuma

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon

HAFTANIN SORUSU / OKUYUCU YAZILARI

 

        

Ruhsal Bilgi ile Sevgiyi Nasıl Birleştiriyorsunuz? 



         

         İnsanoğlu inanmadığı, akıl, mantık ve şuuru ile uyum sağlamayan hiçbir inanç ve konuya tam gönül veremediği gibi, tamamen teslim olmuş şekilde inanmaz. Ancak görünürde ve bir takım davranış ve eylemlerinde seviyor gibi, inanıyor gibi davranır. Bunun nedenlerinden biri ulaşabildiği mevcut bilgilerin, düşünce ve ihtiyaçlarına tamamen ve açık bir şekilde cevap vermemesi veya kişinin ihtiyacı olan bilgileri alacak kapasite veya liyakatte olmaması. İkincisi ise sahip olduğu yetersiz ve eksik ruhsal bilgileri ile yaşam ve yaşam bilgileri arasındaki boşluk, belirsizlik ve farklılıklardır. Kişinin ruhsal bilgi ve bilincine karşı yaptıkları ve halleri tezat ve çelişki içinde olmasına rağmen mükemmelliği başkalarında, yüzeysel olarak gördüğü hal ve davranışlarda arıyorsa (Musa ve Hızır kıstası) orada dostluk, sevgi ve kardeşlik adına idare etme, geçiştirme, riyakârlık ve siyaset vardır.

         Kerameti kendinde bilmek, ben doğruyum, benim bilgim en iyi, en doğru olandır mantalitesinde gerçek ve yalın bir sevgiyi ifade etmeye kalkışmak, izah etmeye çalışmak beyhude kendini kandırmaktır ve insanlığın büyük çoğunluğu kendini kandırmaktadır. Bugün dünyada hangi insan, hangi din mensubu, hangi ruhsal bilgi ekolünde olan, sevgi deyince hemen sahip çıkmıyor? Peki, nedir sokakların hali? Nedir dinlerin düşmanlığı? Nedir herkesin bir birini dışlamaları? Aynı inancı paylaşmasına rağmen farklı düşüncede olan insanların birbirini sevmemesi, ayrı ruhsal ekolde olanların birbirlerini kabul etmemesi, ruhsal bilgi ve bilinçte olduğunu zannı içinde olan kişilerin toplumda siyasi propaganda ve ayrılıklara sebep olacak eylem ve söylemlerde bulunması veya çanak tutması nasıl ruhsallıkla sevgiyi bütünleştirecek? Sevginin nasıl bir ahenk ve uyum içinde tezahür ettiğini, onun evrenselliğini ve her şeyi şeksiz ve şüphesiz nasıl sarmaladığını herkesin derinlemesine düşünülmesi lazım gelen çok önemli meseledir. Kategorize etmek, işine, hoşuna gideni sevmek, sevgi adına güzel sözlerle tatmin olmak, sevgi adına kendini kandırmaktır, kendini sevgi insanı sanmaktır. Ancak böyle gelmiş ama muhakkak böyle gitmeyecektir.

         Ruhsal bilgiler kutsal kitaplardan tutun öğretiler olarak her yerde, her şeyde, her yazıda gizli aşikâr bir bütün aynanın küçük parçaları halinde bulunan yansımalarıdır. Ruhsallığı bir bütün olarak anlamak için parçaları anlamak lazımdır. Bundan dolayı kişilerin, gurupların ve derneklerin tekelinde olmayan ruhsal bilgileri her yerde ve her odakta aramak ve almak gerekmektedir. Çünkü ruhsal bilgilerin bir bütün halinde kişide meydana getireceği bilinç ve aydınlık gerçek hakikati ortaya çıkaracağı gibi yalın sevgiyi de ortamına yansıtacaktır.

         Gerçek ruhsallıkla sevgi bir bütündür. Nedenlerin nedenlerinin bilgi, bilinç ve farkındalığına ulaşabilmiş insan, yaşamı bir üst bilinç ve boyuttan görebilen insandır. Suyun akışını kıyıdan seyredebilen insandır. O yaşamın günlük karmaşa ve tezat ve yanlışlarının çok ilerisindeki ahenk ve uyumu sezebilen insandır. O sezdiği veya görebildiği ahenk ve uyumdaki sevginin etkinliğini, işlevini görüp ona katılmak ayrı kalmamak, onunla bir bütün olmak ister.

Orhan Yarat - 9.6.2009  *ruhsalboyut.com*



 

Ruhsal bilgi doğruca sevgiden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle sevgiye aykırı her türlü düşünce, davranış, ruhsal bilgi ile bir arada olamaz. Ruhsal bilgi tüm evreni doldurmakta, o bilgiyi yaratan O’nun Sevgisi ve kullanan mutlak zekâ her nefeste bedenimize girmekte, bütün hücrelerimize yayılmaktadır. Ancak egosal zihinle birlikte titreşen insan sadece o nefesteki oksijeni kullanmakta, ruhsal bilgiden ve onun kaynağı olan sevgiden yararlanamamaktadır. Biz egomuzun, bizi sevgi diye ikna ettiği bir takım kalıpları kullanarak sevdiğimizi, bizi inanç diye ikna ettiği kalıpları kullanarak inandığımızı zannetmekteyiz.

Ruhsal bilgi sevgidir, sevgi ahlakıdır. Sevgi Ahlakı O’na iman etmektir. Sevgi ahlakına veya ruhsal bilgiye uygun yaşam sanki “ahiret” içinmiş, dünyada pek mümkün olmazmış veya kuralların kimine uyulmaması dünya yaşamında hoş görülebilirmiş gibi bir anlayış var. İşte dünyamızın ve üzerindeki tüm yaşamın sorunları buradan kaynaklanıyor. İnsanlar sevmek ve inanmak, ruhsal bilgi ahlakı üzerine yaşamak yerine, en iyi ekonomik sistemin hangisi olması gerektiği, en iyi devlet yönetiminin kurallarının ne olduğu veya toplumsal barış, uluslar arası barış, çocukların eğitimi, insanlığın mutluluğu, çevrenin korunması ve daha birçok konu için kitaplar yazıyor, okullar, üniversiteler açıyor, ibadet yerleri inşa ediyor, konferanslar, toplantılar düzenliyor, bu konularda en iyi çalışanlara ödüller veriyor, ama herşey her gün biraz daha kötüye gidiyor. Çünkü insanlar sevmek ve ahlaklı olmak yerine bir takım işlerle göz boyamak istiyor.

Ruhsal bilgi ve onun kaynağı sevgi evrenseldir, tüm varoluş boyutları içindir. “Ahiret” diye ayrı bir yer yoktur. Şu anda hem “ahiret”teyiz, hem dünyada! Sevgisiz inanç ve ruhsal bilgi olamaz. Sevginin taklidi, asıl sevginin yerini asla dolduramaz.

Güney Haştemoğlu – 9.6.2009 *ruhsalboyut.com*

 

 

 

Ruhsal bilginin ne olduğunu, neyi anlatmak istediğini gerçekten bilen ve yaşayan için, onun sevgi ile birleştirilmesi diye bir şey söz konusu değildir. Gerçek “ruhsal bilgi” özünde sevgidir zaten. Sevgi ile ruhsal bilgiyi ayrı görmek ise dünya insanının içinde bulunduğu bütünü parçalanmış olarak ancak anlayabilmesindendir. Zaman içinde parçaları birleştirerek bütünü bir parça olsun kavradığında “gerçek sevgi” denen bilinmezin her şey olduğunu da anlaması kolay olacaktır. Ve bir şeyi çok daha iyi anlayacaktır ki, sevgisizlik gibi görünenlerin de aslında aynı enerjinin ve gücün içinde yani sevgide yer aldığını. Dualite insana bunu anlatacaktır ego deneyimleriyle.

O’tek’dir, bilinemeyecek olandır, kendinin akışıyla varettiği de tekdir Gerçeğinde. Ve bu gün insanın anlamaya çalıştığı gerçek O’ Tek Olan’ın bir parça olsun anlaşılabilmesi için ortaya serdiği çeşnidir sadece. Böyle olunca ayırmak mümkün müdür akla karayı, ruhsallıkla maddeyi, sevgiyle sevgisizliği birbirinden ve daha nicelerini?

         İnsan Tek’liği anlamak için vardır tüm yaratılanlar gibi. Hani denir ya, “O’ kendini bilmek istedi” diye,  bilmek; Tek’liğini Tekliğinin çeşnisinde görmek olacaktır ki bu da sonsuz denebilecek bir akıştır. İnsan ise bu akışta çok küçük bir yansımadır O’ndan, bu gün kendine biçtiği önemin ötesinde. İnsan bulunduğu yerde önemlidir ve yine bulunduğu yerden O’nun kendisinden beklediği gelişim sürecini gerçekleştirmekle sorumludur. Bu onun ilk varlıksal yaşam görevidir. Sonsuzu düşünmekse onun özsel özlemidir, gelişim adımlarında güç ve yön bulabilmesi için…

 Ayseli – 11.6.2009 *ruhsalboyut.com*

 

 

 

         Her ne var alemde aşk imiş
         Geri kalan ne var laf-ı güzaf imiş

        
Ruhsal bilgi, sevginin enerjisi kişiyi bütünüyle sarmadan elde edilemez. Şüphesiz dünyasal bilgi de sevgi olmadan elde edilemez. Ama onun içinde ego daha çok yer tuttuğundan insan yaşamı kargaşa doludur. Sevgi yeni doğmuş bebeklerde kendiliğindendir. Fakat bebek büyümeye başladığında önce ailesel sonra da toplumsal nedenlerle bu enerjide tıkanmalar, bozulmalar başlar. İşte bu yüzden yaratanın Yüce Sevgi'sinin her yeri nasıl kapladığının farkında olmak, bunu görebilmeyi öğrenmek durumundayız. Kurtuluşumuz bundadır ve bu insan olmanın yoludur. Bugün insan sayılmıyoruz. Bunun için, O Yüce'nin bizi sevdiğini bilmemiz, sevginin ne olduğunu anlamamız; dünyaya geliş amacımızı ve sorumluluğumuzu bilmemiz; mutluluğun ve mutsuzluğun ego kaynaklı olduğunu görebilmemiz; dert etmememiz gereken durumlardan kurtulup nedensiz sevinçlere ulaşmamız; Yüce Yaratanın sevgisine güvenip gelecek korkularından kurtulmamız; zihnimizi sadece olması gerekenlerle doldurmamız gerekiyor. Çünkü boş bırakılan her yer gereksizlerle dolar ve gereksizler yol vurucudur, sevgiye karşıdır. Sevgisizlik ise umutsuzluktur, boşluktur. İnsan iyiyi güzeli dilemeli, bunu umut etmelidir ki her iyi ve olumlu dilek yerine gider, ona ne kadar enerji verdiğimize göre gider. Ayrıca güzel dilekler dileyenlerin fiziksel ve enerji bedenleri daha sağlıklı daha güçlü olur, güç ve güzellik çift taraflı çalışır.

 

Günal Gölhan – 11.6.2009 *ruhsalboyut.com*

 

 

 

Ruhsal bilgi sevginin, sevgi de ruhsal bilginin içinde, bunlar zaten birlenmiş durumda. Bizdeki birleşme durumu ise, ruhsallığımızı yaşadığımız ölçüde ortaya çıkacaktır.  Aslında yaşamamız gerekenin ruhsallık olduğunun idraki ile her konuya ruhsallık üzerinden bakabilsek, etrafımızda sevmemiz gereken birçok şeyin olduğunu da görmüş olacağız.

Maalesef dünya hayatımız bizleri ayrılığa itip, bir olmamızı, birleşerek güzellikleri görmemizi engelleyen bir sistem üzerine kurulu. Bu bizleri birbirine düşüren, ayrı olmamızı sağlayan düzen içerisinden, etraftaki güzellikleri görebilmekte, ruhsallığımızı yaşadığımız kadar oluyor.

Ruhsal bilgi ile sevgiyi birleştirebilmemiz ise, her geçen gün kendimizi yenileyerek, ruhsal konuları daha bilinçli yaşamamızla olacaktır. Bunun yolu ise, sevmediğimizi düşündüğümüz, kendimizde kalıp olarak kalmış, kişi ya da durumları ortadan kaldırmaktan geçer. Kâinattaki her şeyin, O’nun sevgisinden var edilmiş olduğu bilincine vararak, O’nun bize vermiş olduğu her türlü nimetteki sevgiyi görebilmeliyiz. Görebildiğimiz sevgi kadar ruhsal bilgiyi anlayabilir, anlayabildiğimiz sevgi kadar da ruhsallığımızı yaşayabiliriz.              

Tarık Öztürk – 13.6.2009 *ruhsalboyut.com*

 


         Bilgi, sevgi ile birleşemediği yerde erdemden yoksun kalır ve egonun büyümesine sebep olur. O durumdaki bilgi özü kapatır ve kişi ne kadar bilgiler edinirse edinsin ruhsal yolda bir adım dahi ilerleyemez. Yolculuğumuz özümüze doğru olduğuna göre, bu şekildeki bilgilenme ruhsal anlamda gerileme olmaktadır. 
        
        
İnsan O’nun Sevgisinden yaratılmıştır; sevilerek, severek yürüyen ve gelişen bir varlıktır. Bilgiyi gerçekten alması ve hazmetmesi sadece sevgi ile mümkündür. Aksi halde bilgi beynindeki bir dosya olmaktan ileri gitmez. Eğer hep o şekilde kalacaksa, kişi sevgi gerçeğine uyanmayacaksa, bilgilenmenin beyin egzersizinden öte bir fonksiyonu olmayacaktır. Ancak, çalışmak ve öğrenmek her şartta ve her zaman istenendir çünkü şuurlanma umudu vardır ve o zaman dağarcığındaki o bilgiler özün kullanacağı donanımlar olacaktır.

         Bilginin sevgi ile birleşmesi, bilginin eylem haline dönüşmesidir. Bunun bir tek şekli vardır; o da insanın varedilme amacı için tüm yaşamını, güçlerini ve olanaklarını seferber etmesi; Var Olan'a olan sevgisi nedeniyle varoluşa hizmet etmekten başka arzusunun olmamasıdır. Sevgi budur, erdemli olmak budur. 

Altan Gürol – 13.6.2009 *ruhsalboyut.com* 

 

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.