|
HAFTANIN SORUSU OKUYUCU YAZILARI
Güzel Görmesini Bilmek Nasıldır?
Güzel görmesini bilmek için bilinenlerin dışındaki evrensel bilgi ile donatılmış şekilde kaygı, korku ve endişelerden kurtulmuş olmak gerekir. Bu öylesine evrensel bilgidir ki insanın akıl, mantık ve bilincinde yerini alarak kendini ispatlamış, kendini denetmiş ve kabullendirmiştir. Hiçbir hakikat karşısında değişmeyen, şekil almayan ve her şeyi kucaklayan bir bilgi olduğu için varlığı aydınlatarak yarattığı moral değerleri ile her şeyin güzel görünmesini sağlamıştır. Çünkü hakikati, gerçeğin ne olduğunu veya ne olabileceğini izah etmiştir. Akıl, mantık ve şuur ile çatışmayan, ters düşmeyen bu evrensel bilgi, her olay ve hakikat karşısında neden, niçin ve niye sorularının karşılığını ortaya koyarak varlıktan kaygı ve korkularını silip atmıştır.
Günlük yaşamın aldatıcı dar akış aralığından, yaşamın devre devre zamanlarını idrak edebilecek, sebep ve sonuç ilişkilerini fark ettirecek bir bilinç aşamasına getiren evrensel bilginin yücelttiği, yükselttiği varlık, bilmenin ona kattığı yüksek moral ile her şeyi güzel görmeyi bilmiştir.
Orhan Yarat – 26.08.2008 *ruhsalboyut.com*
Yunus Emre’nin sözü ne kadar muhteşemdir: “Yaratılanı severim, Yaratan’dan ötürü.” Bu sözden sonra başka ifadeye gerek yok ama biz yine haftalık görevimizi yapalım. Olayı, kişiyi, yaşamı güzel görmemek, inancımızın yeterli olmamasından kaynaklanır. Olaydan ders alamıyorsak, kişiyi sevemiyorsak, yanlış bir yaşam sürüyorsak güzeli göremeyiz. Güzeli görmek bir üst şuur işidir. Sevgiden uzak kaldığımız kadar, mazeretlere sığındığımız kadar alt şuurdayız. Bir şarkı sözünde “Tanrı bizi aşk için yarattı” diyor. Bu değişimle ulaşacağımız bir boyut. Bu değişim için dünyadayız. Kişiliğim veya karakterim dediğimiz, ne yapalım ben böyleyim dediğimiz nokta bizim hem güzeli hem Güzel’i reddettiğimiz noktadır.
O karakteri, kişiliği yıkıp sevgiyle yeniden inşa etmedikçe zihnimizin yarattığı gerçek dışı, sanal dünyanın çamurları içinde yuvarlanıp dururuz. O’nun Rahmeti henüz üzerimizdeyken kimi huzurlu durumlarımızı, üzerinde düşünebildiğimiz büyük bilgileri, ulaştığımız bir şuur sanabiliriz. Ancak ara durumlar yoktur. Ya Güzel’deyiz, ya da değiliz. O Rahmet üzerimizden çekildiğinde gerçek yerimizi görmek büyük bir ıstıraptır. Bir küçük parça maya, ekmek hamurunun tamamını mayalar. Hiç mi sevdiğimiz, güzel bulduğumuz bir şey yok? Güneşin doğuşu, gün batımı, sevdiğimiz bir çiçek, bir renk, bir kuş, bir şarkı, serin bir rüzgârın ferahlığı ve daha neler neler, hepsi hamurumuzun birer mayasıdır, bizi sevgiye dönüştürecek, güzellikleri görmemizi sağlayacak, güzel görmediklerimiz için tövbe ettirecek.
Güney Haştemoğlu – 26.08.2008 *ruhsalboyut.com*
O' her şeyi ve her şerri sevgisinden var etmiştir. Güzel görmesini bilmek, inançla kabul edip hepsindeki hayırları görmeye çalışmaktır.
Fahire Öztekin – 26.08.2008 *ruhsalboyut.com*
Yaşamaktır. Yaşamak; güzel şeylerin bizde edilmesini gerçekleştiren oluşumun adıdır. An da yaşamamız, bizlerin, görerek güzeli bilmemizi sağlar. Bizler ancak, an da yaşadıklarımızın, tecrübemiz doğrultusundaki güzelliklerini görürüz. Yani bu da bizim, nereden bakmak istersek, o yanımızın açığa çıkması anlamına gelmektedir. Açığa çıkan güzellikler üzerinden de, hayatımızı şekillendirip, o yönde yaşamaya başlarız.
Yaşadığımız her şey bir güzelliktir, çirkin diyebileceğimiz bir şey yoktur. Bir şeyin çirkin ya da güzel olmasını belirlemek, bizim dünyasal bakış açımızla (egomuzla) ya da dünyasal beşeri öğretimlerimizle olacaktır. Güzel Görmesini Bilmek; gerçek dışı gibi gözüken hikâyelerin içinden, sorumluluk edinebileceğimiz gerçekleri çıkarmaktır. Yaşamak; güzel görmemizi bildirir. Nasıl olacağı ise, kişinin açtığı yolla bulacağıdır.
Tarık Öztürk – 28.08.2008 *ruhsalboyut.com*
İçte ne kadar güzellik varsa, dışta o kadar görülür. Camımız temiz değilken, manzarayı parlatmak imkânsız olduğu kadar, faydasızdır da. Güzellik olgunlaşmayla belirmeye başlar. Olgunluk erdemi, erdem ise bilinci meydana getirir. Gerçeği görmeye başladığımızda, güzellik boyutuna gireriz. Güzelliği yaşamak insanı yükselterek ilhama, sevgiye ve mutluluğa açar. Yaşam gücü vererek aktifleştirir.
Güzel görmek için olgunlaşmak, ruhsal eğitimle mümkün olur. Ruhsal yolda yürüyüş hızı atacağımız adımlarla talip olacağımız tecrübelere bağlıdır. Sıradan bir yaşamda kendiliğinden olan yürüyüş hızı ileri bilinçlenme için yeterli değildir. Yol dikleştikçe artan bir gayret şarttır. Az bir gayreti sürdürmek bizi hiç farkında olmayabileceğimiz şekilde geriletir.
Güzel görmek için bilinçli bir güzel bakış gayretini sürdürmek gerekir. Yaşadığımız olaylarda ne olursa olsun sevgi çerçevesinde karşılamalar yaparsak, bir süre sonra olaylar ve insanlar dönüşüme uğrarlar. Olumsuz yaklaşımlara karşı pasif bir olumlu kalışın ötesinde güzel karşılamayı başarmakla mucize değişimler gerçekleşir.
Altan Gürol - 29.08.2008 *ruhsalboyut.com*
Her şey güzeldir ve de olması gerektiği gibidir. Güzeli görmek ise bilinç işidir. Kişi egosunu okşayanı güzel görür. Çoğu zaman da, ah bugünkü aklım olsaydı diye yakınır. Kişiyi bugünkü aklına ulaştıran geçmişindeki acılar, zorluklardır. Her halükarda güzeli görmesini bilmek yaşamsal önemdedir. Bunun için kişi güzeli görebilmek üzere kendini koşullandırmalıdır. Mesela, her sabah uyandığında, bugün her güzel olanı göreceğim ve ya bugün bütün güzellikleri yaşamıma davet edeceğim gibi bir karar verirse, aurasına olumlu enerjileri çekebilir. Ve bunu alışkanlık haline getirirse hem kendi fiziksel ve ruhsal sağlığına hem de yakın çevresine şifa kaynağı olur. Aslında olayların enerjisi ne olumlu ne de olumsuzdur. Onları iyi ve kötü diye niteleyen bizim bakış açımız, bilgimiz, aklımız, şuur seviyemizdir. Gelişmiş bilinç sahipleri, günlük olaylardan gerekli derslerini alır öteye geçerler, henüz gelişmemişler altında kalır, isyan içinde acı çekerler. Seçim daima bizimdir, her adımda bir karar veririz ya güzeli seçeriz ve onu görürüz ya da...
Günal Gölhan – 29.08.2008 *ruhsalboyut.com*
|
|