LBL_YAZI
SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 28 Mart 2024 Perşembe

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI

Ego insanın gelişimine katkıda bulunabilir mi? Nasıl?         

         Ego beşerin gelişimine negatif yönde katkıda bulunabilir. Temelde kendine hizmet olarak bilinen negatif, deformasyon ve yozlaşma yasasına göre kişinin kendini dejeneraktif süreçte yüzde oran olarak kayıtlayacak bir gayret gösterirse Orion'un şeytani karantina boyutlarına kayıtlanarak kendini kilitletebilir.

Mineral, bitki, hayvan ve insanımsı varlıklar dâhil bütün beşer, yaşam süreçlerini devam ettirebilmek için egoyu vasıta olarak kullanırlar. Tamamen üçüncü boyut alfa ışıkî dünya yaşam süreçlerinde hayat denen olguyu devam ettirebilmesi için egoyu makul, mantıklı ve yerinde kullanması gerekmektedir. Çünkü evrim için ilk üç şakra da bulunan zevksel, düşünsel, duyumsal ve duygusal olguları yaşayarak yaşamı deneyimlemesi beden sağlığı, işlevi ve devamlılığı için gereklidir.

devamı...   
HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI


O'nun aşkının ateşi gönüllerde
nasıl yanar?

         O'nun insan için var ettiği Gerçeğin bizce yaşanmasını ifade eden ve Aşk sözcüğü ile tarif edilen duyuşun nasıl bir hal olduğunu bilemiyoruz. O Aşk her zaman ateşle birlikte anılır. O yüksek duyuşu yaşatan enerji hem bir ateştir, O'nun Gerçeği'nin dışında ne varsa yakar yok eder, hem bir ışıktır, etrafımızı aydınlatır ve aynı zamanda insana belli bir sınıra kadar bahşedilen yaratıcı görevin gücüdür.

Yüce Bilgilerde ateş simgesi iki yönlü kullanılmıştır. Nefis de bir ateştir, ancak gönlündeki ateşi yakamayanın, kendini yakar. Beyti Dost'un ifadesiyle "Ateş vardır söndürülmesi gerekir, ateş vardır yakılması büyütülmesi gerekir". "İnsanlığın en güzel tarafı, en yüce özelliği insanlığını anlayabilmektir. Ne güzeldir insanüstünde yol alan. Pek enderdir, lakin güzelden bezenmiş ve etrafına ışık saçan ateştir onlar. İsteyeni gönülden yakarlar, istemeyenin bedenini, kalbini bağlarlar ve yanar."

devamı...   
HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI


Gurur nedir, neden bulunur? 


         Öz enerji, varlık olarak mineral, bitki, hayvan ve insanımsı varlık aşamalarına kadar beşer olarak sınıflandırılır. Beşer ilk üç şakrada devinim gösterir. Birinci şakra çakhur oris kök şakrası olup, zevksel plandan olan olguların yaşanmasını sağlamaktadır. Doğru devinimde makbul zevksel olguları, ters devinimde ise dejeneraktif zevksel olguları yaşar. İkinci şakra çakhur sadisna göbek altı şakrası olup, düşünsel olguların yaşanmasını sağlayan şarkadır. Doğru devinimde başkalarına hizmet için yaşanan düşünsel olgular. Ters devinimde ise kendine hizmet için yaşanan düşünsel olgular yaşanır.

          Üçüncü şakra çakhur mahira  göbek üstü şakrası olup, duyumsal duygusal plandan olguların yaşanmasını sağlayan şarkadır. Doğru devinimde sevgi, tevazu, diğerkâmlık gibi olgular, ters devinimde kızgınlık, öfke, kibir, gurur gibi olgular yaşanmaktadır.
..

devamı...   


Ateş İyiliktir

Siz hiç intikam planlamakta olan birinin yüzünü incelediniz mi? Boş yere dememişler ''İntikam acı bir içecektir'' diye. Yaşamda hepimiz kimi zaman boşluğa yuvarlanır ve güçlü bir intikam alma peşine düşeriz. Düşeriz dedim ya, bu sahiden olumsuz enerjilerin bulunduğu alana hızla dalıvermektir. İyilik ve güzellikten uzak berbat ve utanılası bir durum... İnsan bedel ödetmeyi düşündüğünde büyük bir tatmin duygusu yaşayacağını, acısının ancak böyle geçeceğini, her şeyin daha iyi, daha güzel olacağını ve bundan böyle mutluluğu bulacağını hayal eder. O bedelin, kuvvetli bir anaforla kendisini de içine alıvereceğini hiç bilemez. Bunu anladığında ise ok yaydan çıkmış olur...

devamı...   
HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI


Yaşamdaki telaşlar niçin oluşmakta ve ruhsallığımızı nasıl bozmaktadır?

         Söyleyeceklerim fantastik gelebilir, ancak düşünürseniz sizin de aklınız yatabilir. Dünyadaki küçük bir grubun egosal, hatta şeytani diyebileceğimiz amaçlarına hizmet eden ekonomik ve siyasal sistemler, insanlarda yarattıkları yaşam telaşından yararlanarak güçlerini her gün biraz daha arttırarak üzerimizdeki hükmünü sürdürüyor. Bu yaşam telaşı tüm kitle haberleşme araçlarından insana empoze ediliyor. İnsan bu telaşı yaşamalıdır ki kalbini dinlemesin, ne yapıyorum, neden yapıyorum diye düşünmesin.


         Aborjinler, Kızılderilililer ve daha pek çok kadim topluluk doğanın dilini bizden çok daha iyi biliyordu. İnsanlık kalbini ve aklını birlikte kullanma noktasından ne zaman sadece aklını kullanma noktasına geçmiştir? Ne zamandan beri gücü eline geçirenler insanlığın aklını dahi ancak kendi amaçları doğrultusunda kullanmasını sağlayacak hile, vesvese tuzaklarını kurmuşlardır? ...

devamı...   


 
"CUMHURİYET BAYRAMI EN BÜYÜK BAYRAM KUTLU OLSUN"

  "Bugün, aynı inanç ve kat'iyetle söylüyorum ki, milli ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin, büyük milletinin, büyük millet olduğunu bütün medeni âlem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır. Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ile, atinin yüksek medeniyet ufkunda, yeni bir güneş gibi doğacaktır.

Türk Milleti, ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük bayramını, daha büyük şereflerle saadetlerle huzur ve refah içinde kutlamanı, gönülden dilerim."

Ne mutlu Türküm diyene.!

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI


O'nun Emri'nin şuurca yükselişimizdeki rolü nedir?

         Mutlak olan ile ilişkimiz, yaratılışımız, varlık sebebimiz ve ebedi olarak süregelen değişim, gelişim ve dönüşüm halinde olmak ile ilgilidir. Onun için kısmen veya tamamen varlığımızı ve varlık olma sebebimizi mutlak olandan ayrı düşünmek yanlıştır.

O'nun yasaları var olmamızın nedeni, sürekli devinim haline yaşamamızın sebebidir. İlahi ve evrensel bütün sistem nizam ve düzenler, varlığın tekâmülüne göre yaratılan ve değişim halinde olan çeşitli kalıplarda, yaşam denilen olguları, boyut ve buut olarak yaşayıp tekâmül etmesidir.

Göklerde ve yerlerde ne varsa hepsi değişim, dönüşüm ve gelişime tabiidir. Hiçbir şey hiçbir varlığa garanti değildir. Bütün varlıklar var olma neden ve sebepleri gereği kendilerini, bir kalıpta devinerek yeniden yaratma mecburiyetleri...

devamı...   

HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI

Görev sorumluluğu yüklenilmeden tekamül edilir mi?

         Sorumluluk ve görev almadan hiçbir iş tam anlamıyla yapılamaz, mutlaka bir tarafı eksik kalır. Eksik yapılan iş ise zaman içerisinde enerjisi zayıflayarak gücünü kaybeder ve kendini tekrarlayarak kendine ve etrafa hiç bir faydası dokunamaz duruma gelir. Eğer yapılacak şey, diyelim bir çalışma sürdürülebilir bir plan içinde uygulanırsa bizi doğru hedefe hem daha çabuk yaklaştır, hem de bize bilgide birçok koldan açılmayı, dolayısıyla bilinçlenmeyi de getirebilir. 
        
Bilgiyi yaşamak inançla mümkündür.  İnançlı yaşamak ise insanı aşkla doldurur. Gerçek aşkın çok büyük bir güç olduğunu aşk ateşiyle yanmadan aşkın bilinemeyeceği, tarif edilemeyeceği söylenmektedir. İnsan da aşk olmadan tam olarak bir görevi ve buna bağlı hiç bir sorumluluğu sonuna kadar sürdürmek kolay değildir. İnsan şu anda sahip olduğu güçlerle ancak bir yere kadar gidebilir. O yer insanın gerçek aşkı ve gerçek inancı bulduğu...

devamı...   
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.