|
Enerjilerin ya da Bilginin Dansı
Bilginin ne olduğu konusu yalnızca felsefeciler arasında konuşuluyor. Hâlbuki bilgi alan, bilgilendirilen, bilgi talep eden her insanın bilginin ne olduğunu derinlemesine bilmesi gerekir.
Tohum, bir bilgi ve bir enerjidir. Toprak, hava, su ve ateş (güneş) ‘ ten aldığı enerjileri (bir anlamda bilgileri) birleştiriyor ve kendindeki bilgiyi, enerjiyi açıyor. Tohumdaki bilginin anahtarları toprak, hava, su ve ateş (güneş). Diyelim ortaya bir elma ağacı çıkıyor. Elmayı yiyen yani sistemi içine alan insan veya hayvan -ki onlar da ...
| | | devamı... | |
|
|
Hathorlardan Dünya'ya Mesaj
Bazılarınız sinirlilikte, uyku bozukluklarında, garip açıkl anamayan tükenmede, baş ağrılarında ve mide bulantısında artış hissedebilirsiniz. Daha hassas olanlarınız, bedeninizin hücresel seviyesinde sallanma veya titreme hissedebilirsiniz.
Büyük depremlerin olacağını söylemiyoruz, ama olasılık arttı. Bu ayrıca hem su altındaki hem de zemin üzerindeki volkanik etkinliği de kapsıyor. İnsanlık ve dünya üzerindeki tüm yaşam önemli bir noktada. Sayısız kez gerekli olan şeyin bu güçleri dengeye getirmek olduğunu söyledik,
| | | devamı... | |
|
|
Gökbilimciler Karanlık Maddenin Haritasını Çıkardı
10 Ocak 2007 Gözcü gazetesi. Gökbilimciler, yıldızlar ve galaksiler üzerinde bulunan karanlık maddenin kozmik iskeletini üç boyutlu haritaya döktüler. Bilim adamlarının b u öncü çalışması, evrenin yüzde 22’sini oluşturan diğer gözle görülen maddeleri nasıl bir iskelet gibi bir arada tuttuğunu gösteriyor. Bir bilim adamı “kimse karanlık maddenin ne olduğunu bilmiyor, ancak karanlık madde olmaksızın Dünya’da yaşam olmazdı” diye konuştu.
| | | |
|
|
HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI
Çaresizliği Doğuran Şartlar Nasıl Gelişir?
Akıl, Mantık, Şuur ve ne yapma bilincinin olmadığı, yaratılan nedenlerin nedenlerinin karmaşası ve bilinçsizliğini doğru olarak kabullenme, makul bulma gibi, temelde kaderci ve teslimiyetçi zihniyetler ile şartlar bir sefer oluşturulduktan sonra o toplumda çaresizliği doğuracak ortamların gelişmesini önlemek zor olacaktır.
Hala insan akıl ve mantığının önünde, abartılı duyguların, doğmatik düşüncelerin ve töre gibi kısıtlayıcı düzenlerin bulunması, makro düzeyde çaresizliği yaratan şartların başlıca nedenleridir.
| | | devamı... | |
|
|
|
|
Mutlu Vedâlaşmanın Sırrı
Bilgeliğin sırrına ermiş bir Sufî dervişi, yaşamın son gününde yazdığı mektupları altmış kişiye postalam ası için yardımcısına verir. Sonra da fani dünyadan göçer gider. Dostları onun vefatını duyduktan sonra ellerine ulaşan mektubu gördüklerinde mutlulukla zarfı açmaya başlarlar. İçinde bir vasiyet ya da uzun vedâlaşma satırları beklerken, derviş tüm dostlarına aynı şeyi yazmıştır: “Bu yerden ayrılıyorum, son sözüm budur. ”Dervişin kaygısızlık örneği gibi görünen bu son cümlesinden dostları ne anladı bilemiyoruz. Ama bizim anlamamız gereken, dünyada ...
| | | devamı... | |
|
|
Balinanın Beyin Hücreleri İnsana Benziyor
29 Kasım 2006 Gözcü gazetesi.
Kambur balinaların insanınkine benzeyen beyin hücrelerine sahip olduğu bildirildi. Amerikan ‘Anatomical Record’ dergisinde yayınlanan araştırm aya göre, kambur balinaların nöronları sadece insanlar, büyük maymunlar ve yunuslar gibi diğer balinagillerde bulunan beyin hücrelerine benziyor. Bu da insanın atasıyla balinagillerden bazılarının birbirine paralel evrim süresi geçirdiğini akla getiriyor. Bu özel beyin hücrelerinin korteks denen beyin kabuğunda bulunması, bu balinaların sanılandan da zeki olabileceğini düşündürüyor.
(Güncelleme: 30/11/2006)
| | | |
|
|
Fakirlik
Hikâye Günlerden bir gün zengin bir baba oğlunu köye götürdü. Bu yolculuğun tek amacı vardı; in sanların ne kadar fakir olabileceklerini oğluna göstermek. Çok fakir bir ailenin evinde iki gün geçirdiler. Köyden oturdukları kente gelirken baba oğluna sordu;
"İnsanların ne kadar fakir olabildiklerini gördün mü?"
"Evet!"
"Ne öğrendin peki?" "Şunu öğrendim: Bizim evde bir köpeğimiz var, onlarınsa üç. Bizim bahçede çok...
| | | devamı... | |
|
|
Yanlışlarımızın Yakıcılığı Neden yanlışlarımızın sonucunda yanarız? Her şeyden önce, yanmak biyolojik beden için ıs tırapların en acı verenlerinden biridir. Hatalarımızın bize nasıl acı vereceğini anlatmak için bundan daha iyi bir sözcük olamaz. Burada yanan nedir? Yapılan bir hata sonucu, iyi yaptığımız, hayırda olduğumuz tüm durumlar da yanıp kül olabilir. Evi yanıp da hiçbir şeysiz sokakta kalıvermek gibi. Bu yangında bilinçlenip egomuzu da ateşe atıp yakmak da bir kazanç olabilir, Mevlana’nın dediği gibi.
| | | devamı... | |
|
|