TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 29 Mart 2024 Cuma

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


HAFTANIN SORUSU

 

Bizim selâmımıza karşılık O'nun

Selâmı ne anlama gelir?

 

Selâm sözcüğü hem kurtuluşu ifade eden selâmeti, hem de insanın Yaratıcısına olan teslimiyetini ifade eden bir sözcüktür.

Yaratan'ın bizler ve tüm yarattıkları üzerine olan selâmı, O'nun sevgisi, rızası, nuru, yakınlığı, koruyuculuğu, kurtarıcılığı anlamındadır.  O' bütün bunları lûtuflarıyla, verdiği izinlerle, nasip ettiği tüm imkanlarla, her an tecelli eden yardımlarıyla, insana bahşettiği akıl, gönül, vicdan, irade gibi güçlerle bize gösterir. Bunlar o kadar büyük imkânlardır ki henüz sadece adını biliyoruz ama aslını yaşamıyoruz, o güçleri gereken yerde ve doğru olarak kullanmıyoruz.

O'nun insan üzerine olan bu Büyük Selamı, insana teslim edilmiş olan büyük emanettir. Bu büyük emanet üzerinde var olan her şeyi ile şu kadar milyon insanla birlikte Dünya'dır. Yadırgayabilirsiniz, çünkü gücümüzün sınırlarından haberdar değiliz. Tek bir insan geriye kalan tüm insanlardan ve üzerindeki tüm canlılarla birlikte taşından toprağına, havasından denizlerine Dünya'dan sorumludur.

Bir insan bu büyük sorumluluktan severek, isteyerek, karşılık beklemeden yüklendiği pay kadar Yaratan'a teslimiyet içindedir. Ve teslimiyeti kadar O'nun Selâmı'na mazhar olur. Teslimiyetimiz sorumluluğumuzun idraki içinde severek, isteyerek,  karşılık beklemeden yaptığımız işler kadardır ve gücümüz, aklımız, gönlümüz, bilincimiz de yine o kadardır; O’nun bizden rızası, üzerimizdeki lûtufları, nasibi, yardımı kısacası O'nun Büyük Selâmı da o kadardır.

İnsanın sorumluluğunun tüm Dünya üzerine oluşunu, şu andaki bilincimizle ne anlayabiliriz ne yerine getirebiliriz. Ancak bu bizim için bir mazeret değildir. Çünkü Dünya üzerindeki yaşamımızın amacı, bu yaşamda O'nun bizden beklediği tek şey işte o bilince erişmemizdir. O bilinç nasıl bir bilinçtir ki bu kadar büyük bir emanetin sorumluluğunu taşısın? O bilinç Birlik Bilinci'dir. Birlik Bilinci, Dünya emanetine göz kulak olabilen, onu koruyan, güzelleştiren bilinçtir. O bilince sahip insan artık bugünkü insan değildir. Birlik Bilinci Dünya dediğimiz büyük emaneti taşıyabilecek bilinçtir.

Bütün Ruhsal Öğretiler, insanın Dünya'da tekâmül için bulunduğunu söyler; herkes de sadece bu sözü tekrarlar. Ancak bu yaşamda bunu başarmamız gerektiği ve başarmanın birlik bilincine ulaşmış "yeni bir insan" olduğu konusu üzerinde bizler hiç durmayız. Ruhsal Bilgilerin insandan beklediği değişim bizlere çok zor geldiği için sanki zaman içinde kendiliğinden bir tekâmül olacakmış gibi düşünmeyi tercih ediyoruz.

"Bilenle bilmeyen hiç bir olur mu?" ifadesini "sorumluluk alanla almayan, gerçek bilgiye, ruhsal yasalara kısaca O'na teslim olanla olmayan bir olur mu?" biçiminde anlamalıyız. İnsanın kendi aklına, kendi nefsine göre davranması, tercihlerini ve zaman denilen diğer bir büyük emaneti geçiciliklerden, hayırsız işlerden yana kullanması halinde O'nun Selâmı kuşkusuz buna göre olacaktır. Teslimiyetimiz kadar O'nun önünde yerimiz vardır.

Güney Haştemoğlu  6.10.2015  *ruhsalboyut.com*

 

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.