TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 2 Mayıs 2024 Perşembe

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon

 

Utanç ve Tereddüt

 

           Diyorsun ki, “On yıldır hâlâ bu durumda olmaktan utanç duyuyorum.” Bu senin incinmiş olan egon, yoksa utanç yerine tevazu hissederdin. Utanç duyacak ne var?

           Yaşam küçük bir şey değildir. O öylesine engin, biz ise öylesine küçüğüz ki... Okyanus çok büyüktür ve biz onun içinde kendi küçük ellerimizle yüzmek zorunda kalırız. Yalnızca, yüzmeye hiç başlamayıp, kıyıda durup diğerlerine bakanların utanç duyması gerekir. Sense yüzmeye başlamışsın... On yıl uzun bir zaman değil, on hayat bile kısa bir zamandır.

           Kişi son derece sabırlı olmalı. Utanç duyan senin sabırsızlığın, utanç duyan senin egon. Tevazu duymalısın, varoluşun enginliği karşısında, yaşamın gizemleri karşısında... mütevazı olmalı, bir hiç olmalısın. Ancak o tevazu hali içinde okyanus küçülüp, ellerin büyüyecektir.

           Diyorsun ki, “Senden yardım istemekte tereddüt ediyorum...”

           Kastetmediğin şeyler söyleyip duruyorsun. Gerçekten tereddüt ediyorsan neden soruyorsun? Aslında senin sorun tereddütle ilgili. Bu konuda biraz daha soru sormalısın ki kendini daha çok açabilesin, daha çok ortaya koyabilesin. Kendini gizleyip durma. Sormaktaki tereddüdün nedir? Ve kendi içinde her şeyi mantıkla açıklamaya çalışıyorsun; tereddüdünü ne mantıkla açıklamaya çalışıyorsun.

           Herkes soru sormakta tereddüt eder ama bunun nedeni ve mantığı iki farklı şeydir. Tereddüdün nedeni kişinin cehaletini göstermek istemeyişidir, çünkü her soru cehaletinin göstergesidir. Kişi başka bir aptalın aynı soruyu sormasını umut eder... Biraz bekleyeyim diye düşünür çünkü insanlığın gerçekliği, sorunları ve kendilerini arayışları birdir. Bu yüzden senin sormak için cesaretini bir türlü toplayamadığın soruyu bir gün birisi mutlaka soracaktır.

           Ama unutma ki soru sormanın kendisinde bile değerli bir şey vardır. Soruyu sorarken kendi cesaretini sergiliyorsun, soruyu sorarken bir şeyi bilmediğini kabul ediyorsun, soruyu sorarken kendi sözde bilgeliğini bir kenara bırakıyorsun.

           Bir soruyu sorabilmek, sorunun kendisinden daha önemlidir. Bu herhangi bir soru olabilir ama önemli olan sorma eyleminin kendisidir. Bu seni tüm diğer yol arkadaşlarına daha da yakınlaştırır. Başka biri senin bilmediğini bilecek diye korkup, kapalı kalmazsın. Kendini, cehaletini ortaya koyduğunda tüm korkun kaybolur. Daha insani, yol arkadaşlarınla daha yakın bir hale gelirsin çünkü onların durumu da aynıdır. Kişinin tereddüt etme nedeni budur.
  
           Mantıksallık ise tamamen farklı bir durumdur. “Senden yardım istemek konusunda tereddüt ediyorum çünkü sözlerin birkaç tekrardan sonra içimde mekanikleşmeye başlıyor,” diye mantık yürütürsün.

 

08.12.2008 *ruhsalboyut.com*

 

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.