HAFTANIN SORUSU OKUYUCU YAZILARI

Özgür Düşünceyi Nasıl Tanımlarsınız?

           İnsanlar kendilerinin özgür olduklarını kabul ediyorlar. Hatta ruhsal gelişim için uğraş veren kişilerin özgürlüklerinden ve yaşamın güzelliklerinden vazgeçtiklerini düşünüyorlar. Özgür olduğunu ileri sürmek, insanların en büyük yanılgılarından biridir. Çünkü bize toplumsal zihin tarafından benimsetilmiş rol örnekleri üzerine yaşıyoruz. Başarının ne olduğundan, hangi koşullarda sevgi ve saygı göreceğimizden tutun, ne zaman ne giyeceğimize, ne zaman ne yiyeceğimize, nerede oturacağımıza, hangi koşullarda ne söylememiz gerektiğine kadar hiçbir konuda özgürlüğümüz yoktur. Aksine davranış toplumdan dışlanma getirir ki en korktuğumuz durumdur. Özgür davranış, özgür düşünce ve özgür düşünce özgür bir zihin gerektirir. Özgür zihin, toplumsal zihinden kopyalanmış değildir. Özgür zihin, toplumsal zihin tarafından empoze edilen değer yargılarını, yaşam amaçlarını, kendi süzgecinden geçirir ve daha üst bir şuura göre tartar; daha doğru olanın, daha iyi olanın, gerçek sevginin ne olacağına bizzat karar verir. Özgür zihnin bu çalışması özgür düşünceyi yaratır.

           Gerçekte özgür düşünmek, alışılmış olana, toplumsal olarak dayatılana karşı cesur, kararlı bir eylemdir. Özgür düşünmek, icabında dünyasal olan pek çok şeyden vazgeçebilmektir. İnsanlığın kaderini değiştiren, tanınmış veya tanınmamış kahramanlar, devlet adamları, bilim insanları, sanatçılar, düşünürler, özgür düşünen kişilerdir. Bir fıçının içinde yaşayacak kadar toplumsal kalıpları reddeden, Büyük İskender gibi, herkesin önünde eğildiği krala “gölge etme başka ihsan istemem” diyebilen filozof Diyojen bu konudaki en güzel örneklerden biridir. Herkes bir Diyojen olabilir mi veya olmalı mıdır?  Kuşkusuz hayır. Fakat tüm iradesini toplumsal zihnin emrine vermiş olmak da büyük bir yanlışlıktır.  Yaşamını heba etmektir; kozasının içinde ölmektir.

           Özgür düşünce, şuuru yükseltecek olan özgür seçim, özgür eylem demektir. Özgür düşünce, toplumsal zihnin fark etmeyelim diye önüne engeller yığdığı öz benliğimizin keşfidir. DNA’sının bütün olanaklarını gerçekleştirerek muhteşem bir güzellikle gelişmiş bir ağaca baktığımızda onun ne kadar “özgürce” büyüdüğünü söyleriz. Çünkü özgürlük, yaratılış programını tam olarak gerçekleştirebilmek, en güzel, en muhteşem olmak ve Bütündeki yerini almak demektir. Bir varlık için tek başarı budur. İnsan da özgür düşünce ve ona bağlı özgür eylemle yaratılışındaki “şuurda yükselme programı”nı tam olarak gerçekleştirir; en güzel, en muhteşem bir varlık haline gelir; bütünde yerini alır. Yaşamın amacı ve var oluştaki tek gerçek başarı budur.

Güney Haştemoğlu – 18.02.2008 *ruhsalboyut.com*

           Düşünceyi, bildiğimiz-bilmediğimiz sonsuz şuursal enerji mekânları ile bizi irtibatlı kılan bir araç olarak kabul edersek; özgür düşünceyi, bu irtibatı (ki o şimdiye kadar ne yazık ki çok az yararlanabilmiş olduğumuz bir imkândır) gereksiz bütün kayıtlardan, bağlardan kurtararak-koruyarak kullanabilmek biçiminde tanımlayabiliriz. Buna göre, günlük yaşantımızdaki aklî gerekçeler ve mantıksal davranışların gerçek düşünce faaliyeti ile bir ilgisi yoktur. Çünkü onların, kısa yaşamların bir ot gibi sararıp yok olmasından öte bir fonksiyonları bulunmamaktadır. Gerçek özgür düşünce, bütün dünyasal ve bedensel kaygılardan azade olarak sonsuzlukta yol bulmak ve o yolda yürümektir. Bu ise, en büyük hazine olarak bellediğimiz şu anki bilgi müktesebatımızın üzerinde kuluçka tavuğu gibi oturarak ve o bilgilerin kısır yorumlarla tekrar tekrar ele alınışları ile değil, onların insanın yüreğinde meydana getireceği yeni oluşumlar, adeta patlamalar için kullanılması ile olacaktır. Bugün insanların bilimde, teknolojide ve felsefede almış oldukları küçük mesafeyi, bu gerçek özgür düşünce yolunu bir parça kullanabilen az sayıdaki kişi sağlamıştır.

           Özgür düşünce, Yaratıcı’nın varlığa vermiş olduğu potansiyel büyüklüğe açılacak kapının anahtarıdır. Şimdiki halde böyle bir anahtarın bulunduğunu ve o anahtarın nerede saklı olduğunu biliyoruz. Onu bulunduğu yerden alıp kullanmak büyük cesaret, mertlik, çalışkanlık ve özveri istiyor. Demek ki önce bu niteliklerin kazanılması lazım ki, ancak ondan sonra özgür düşüncenin yoluna girilebilsin. İnsanların ve bilmediğimiz evrenlerdeki düşünce yetisine sahip varlıkların bütün bulunuşları bunun içindir. Bu konuda Yaratıcı Planın namzet gördüklerine yardımlar hep olmuştur, olmaktadır, inanıyoruz ki olacaktır da. Fakat özgür düşünceye erişebilmek için yapılacak en büyük iş yine varlığın kendisine düşmekte, kendi çabasına kalmaktadır.

Osman Türkmenler – 18.02.2008 *ruhsalboyut.com*

           Özgür düşünce katkısız düşüncedir. Herhangi bir etki altında kalmadan, kendi hissedişimizle, bilgiyi çekebilmek ve bizde şuur haline sokabilmek için oluşturduğumuz çekim yetimizdir. Düşünce; bizlerin giyinmiş olduğu misyon üzerinden, bilgiyi çekebilmek ve o bilgiyi kullanarak, misyonumuzun karanlıkta kalan yanlarını aydınlatmak için açmış olduğumuz havuzumuzdur. Hepimizin, sorumluluk edindiği her bilgi için, bir havuz hesabı bulunmaktadır. İşte özgür düşünce; bu havuzun içini, duymuş olduğumuz sorumluluk bilinciyle, kendi hesabımız üzerinden doldurmaktır.

Tarık Öztürk – 18.02.2008 *ruhsalboyut.com*

           Özgür düşünce; hiçbir şartlandırma veya dayatmanın olmadığı, engellenmemiş, kısıtlanmamış ve üstelik sonlandırılmamış yani içtihat kapıları kapanmamış, düşündüren, düşünmeye ve araştırmaya sevk eden, her zaman insanın içinde bir merak, kaygı ve öğrenme dürtüsünü uyandıran tekâmül ettirici, alabildiğine sonsuz olan düşüncelerdir.

Orhan Yarat – 18.02.2008 *ruhsalboyut.com*

           Vicdanımız ne kadar özgürse, ne kadar çok sevgi ile bakabiliyorsak ve an'ı karşılayabiliyorsak, o kadar düşünce akışında, almada ve vermede oluruz diye düşünmekteyim. Aklı sürekli gündelik koşuşturmada, dünkü ödemede, yarınki görüşme ya da bitirilmesi gereken işte olan bir insan ne kadar özgür olabilir ki? Bu eylemler içinde iken an bilgisi, farkındalık ve sevgi ile karşılayış içinde kalabilen bir insan belki başarabilir ama düşüncede olması özgür düşüncede olması demek değildir.

           Düşüncede özgür olmak, kendimizi nasıl hissettiğimizle ve o andaki bulunuşumuzun farkındalığı üzerinden kendine yol bulan bir durum olabilir. An'da ki bulunuşlar, vicdani rahatlık ve farkındalığın sevgi ile kolkola olduğu hal, bizlere özgür düşünceyi getirebilecek şartlar olabilirler.

Volkan Topaloğlu – 19.02.2008 *ruhsalboyut.com*

           Özgürlük derinlemesine incelemeyi ve anlayışı gerektiren bir konudur. Özgürlük ve özgür düşünce hakkında bilim adamları, gazeteciler binlerce yazı yazmış ve bu konuda eserler ortaya koymuşlardır. Bol bol özgürlükten, din özgürlüğünden, düşünce özgürlüğünden herkesin istediğini ve düşündüğünü yapabilme ve yaşayabilme özgürlüğünden bahsetmişlerdir. Ancak özgür bir düşünceden bahsedebilmek için bütün bu bahsedilen düşüncelerin aksine kafanız sorunlarla, üzüntülerle ve kurgularla uğraşmadan yani zihin tam bir dinginliğe erdiği zaman olağan üstü güzelliklere duyarlı oluruz. Bu da özgür düşünebilmeye bir adım yaklaşmamızı sağlar.

           Özgür düşünme; yukarıda bahsettiğimiz gibi zihnimizi ve kendimizi karıştırıcı her türlü düşüncenin kafadan atılmış olmasıyla açığa çıkacak olan berrak bir düşünme şeklidir. Yeni düşüncelere, alışık olmadığımız şeylere açıklığımızı ve onları gerçek anlamda anlamamızı sağlar. Zorunlu toplum kurallarından ve kalıplaşmış düşüncelerden uzak durmak bizi iç sesimize yönelterek sezgilerimizi duymamıza da yardımcı olur. Evrendeki bütün varlıkların yaydığı tesirlere duyarlı olma ve bu etkileşim doğrultusunda merak etme, araştırmaya yönlenme özgür ve huzurlu bir düşünceyle mümkün olabilir. Özgür düşünce insanın kendi iç özgürlüğüne kavuşması sonucunda doğal olarak ortaya çıkacak olan yüksek bir düşüncedir.

Oğuz Demir – 19.02.2008 *ruhsalboyut.com*

           Özgür düşünce, göze alıştır. Toplumun kurallarına uymanın insana verdiği kolaylık, rahatlık ve güvenden vazgeçmeyi gerektirdiği için. Tüm sevdiğin kişiler ve diğerleri tarafından dışlanıp bir anlamda taşlanmaya katlanmayı gerektirdiği için, hem de seni reddedenlerin de ufuklarını geliştirmek için olduğu halde gene de sevmeyi içerdiği için. Herkesin cehennem zannedip korktuğu özgür düşüncenin aslında cennet olduğunu, aydınlanma olduğunu, o bir akışla, yapılması gerekene yürüyüş olduğunu söylediği için.

           Özgür düşünebilen insan pek az sayıdadır ve bulundukları toplum için inanılmaz şanstır mı desem yoksa o toplum bu cevheri bir biçimde hak edip kendine çekmiş ve buna hazırdır mı desem, ne dersiniz?

           Anadolu insanı da Atatürk'ümüzü kendine böyle çekmişti. O büyük insan önce özgür düşüncenin önündeki engelleri kaldırıp uzaklaştırarak (meşhur 150 likler) milletimizin muhteşem özverisini meydana çıkarmış ona yepyeni bir istikamet vererek Türklüğü  yok olmaktan kurtarmıştı. Rönesans için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Avrupa halkları da kilisenin tüm engellerine rağmen orta çağın karanlığından çıkmaya hazırdı. Belki din adına kurulan engizisyon mahkemeleri de halkı özgür düşünceye zorlayan kırbaç görevi görmüş, eşik aşılmış olabilir ve bu da bir yoldur. Böylece bilimde düşüncede sanatta siyasette özgür düşünen birçok değerli insanı kendilerine çekip aydınlanmayı başardılar.

Günal Gölhan – 19.02.2008 *ruhsalboyut.com*

           Özgür düşünce, başkalarının düşüncelerinin etkisinde kalmadan; duyguların, olayların, verilmiş kararların, hükümlerin, birtakım inançların etkisinde kalmadan; insanı bizzat araştırmalar yapmaya yönelten yetenektir. Bir çeşit enerjidir. İnsana güç verir. Aklını kullandırır. İnsanın şuur alanında birden ortaya çıkarak, doğruyu bulmasını sağlar. Bilgi ile çalışır. Ayrıca gönülden isteyerek huzur içinde O na yönelerek olanlardaki hayrı görmeye çalışmak ve sezgiye açık olmaktır özgür düşünce.

Fahire Öztekin – 20.02.2008 *ruhsalboyut.com*

           Özgür düşünme pek çok faktöre bağlı çok üstün bir özelliktir. O farklı bir boyut alanıdır ve orada sevgi daimi yaşanan ve erdem en incelmiş haldedir. Bu anlamda kendimizi özgür düşünce yolcuları olarak da tanımlayabiliriz.

           Özgür düşünmenin ilk adımı esnekliktir. Katılıklar düşünceyi sınırlar. Sonraki adım akıcılıktır. Fikirler peşpeşe takılıp bir düzlüğe ulaşırlar. Genişleyen düşünce daha sonra yükseklik kazanır. Hafiflik varsa bu mümkün olur. Arz çekimini asgariye indirecek maddi veya manevi yükleri bırakmak ve yaşama sevinci duyulması gerekir. Her açıdan özgür bir insan olmadan özgür düşünebilmek mümkün değildir.

           Özgür düşünebilmek için çok düşünmek ve düşünmekten zevk duymak gerekir. Zekâ düşündükçe açılır. Düşünce yaratıcıdır. Yeni bilgilere ulaştırır ve zihinde aydınlık meydana getirir. Bu düşüneni mutlu eder ve düşünce alanı katlanarak büyür. Kişiye yeni boyutlar kazandırarak şuurunu büyütür.

           Doğru bilgilere dayanmayan düşünce açılımları, örneğin bilimkurgu romanları, gerçekle bağdaşmadıkları için yalnızca zihin jimnastiği sağlarlar. Ancak zihinde bıraktıkları imajinasyonlar doğru açılımların önünde yanlış şartlanmalar yapabilirler. Özgür düşünceden anlaşılan serbest çağrışımlar değil, gerçekçi açılımlardır. Yine de imajinasyon ve kurgu özgür düşünce için önemli araçlardır.

Altan Gürol – 21.02.2008 *ruhsalboyut.com*