Bir Uzun Yolculuk Masalı

 

Bir büyük yolun yolcularıyız. Çok uzaklara gideceğiz. Yol çetin, türlü tuzaklarla dolu. Eskiler boşuna dememişler, akıl dışı işlere karışma, aklından olursun. Bu söz aslında, bu yola sadece aklınla çıkma demek. Çünkü aklın yetmediği bir yoldayız. Aklımız beş duyumuza bağlı ve fizik ortama göre oluşmuştur. Aklımız fizik ortamda bile, eğer gönlün ışığı olmasa hiç bir iş yapamaz.

 

Ancak bu yoldan hiç bir varlık vazgeçemez. Bu yol yazılmıştır. Kişinin kendini, zihninin tasallutundan kurtarması ve aklını dost gönüllerin ışığında kullanması gerekmektedir. Kendi gönül ışığı yetmez mi? Günlük yaşamda yetiyor ama uzun yolculukta yetmiyor. Çünkü yolu ve tehlikeleri bilen, yolcuları tanıyan rehberler tek tek kişilere değil, gruplara kılavuzluk ediyor.

 

Kişi kendi kendine kitaplar okur, hatta yazılar yazar ve düşünür ki bir grup içinde olsaydı, geride olanlar onun hızını keserdi. Bir Afrika atasözü şöyle diyor: "Çabuk gitmek istiyorsan yalnız, uzağa gitmek istiyorsan dostlarınla yola çık."Biz uzağa gitmek istiyoruz. Çağrıldığımız yer yakın değil.

 

Masallar ne kadar güzel anlatır: bir kaç kafadar bilinmeyen bir yere gitmek için yola çıkarlar. Karşılarına çıkan her engelde, her tehlikede aralarından birinin bir marifeti onları selamete çıkarır. Kimi zaman hiç birinin baş edemeyeceği bir sorun çıkar, o zaman da yol üstünde bir ağaç, ağaçtaki bir kuş, hafif esen bir rüzgâr ne yapmaları gerektiğini fısıldar. Bu masallar insana bir ebedi yolun icaplarını anlatır. Kimi masal diye dinler, kimi mesajı alır.

 

Ya peki böyle uzun bir yola birlikte çıkacak dostlar nerede? Rehberler o dostları daha yolun başında buluşturuyor ama kişi, ONLARI SEVEMİYOR, üzümün çöpü var, armudun sapı var, diyor. Hele biraz bilgisi varsa kimseyi dostluğuna ya da sevgisine layık görmüyor. Rehberler, teklif eder, ısrar etmez. Ancak son rehber de bir grubu alır giderse, yolun başında tek başına kalan bilgili acaba ne yapar? Masalda onu kurt yiyor. Bizden söylemesi.

 

Güney Haştemoğlu

 

(Güncelleme: 04/02/2007)